Malvarlığı talan edildi, ailesinin yarısı cezaevinde: Açılsın kapılar, Hacı Boydak geliyor

Türkiye’nin en önemli iş insanlarından Hacı Boydak, sekiz yıl sonra tahliye oldu. Ancak bugün beş parasız ve ailesi cezaevinde. Mallarına el konuldu, şirketine kayyım atandı. İşte Kayseri'deki küçük bir atölyeden dev bir holdinge uzanan Boydak’ın hikayesi…

Hacı Boydak cezaevi yıllarını eğitim ile değerlendirdi.

“Ben bugün özgürüm ama mutlu değilim, kahroluyorum, acı çekiyorum. Kardeşlerim, yeğenlerim, oğlum neredeyse ailemin yarısı cezaevinde…”

Geçtiğimiz günlerde tahliye olduğunda böyle diyordu Hacı Boydak. Bir dönem Türkiye’nin en önemli iş insanları arasındaydı. İstikbal, Bellona, Mondi, İstikbal Mutfak & Banyo, Hes Kablo, Boyteks, Form Sünger gibi markaları bünyesinde bulunduran Boydak Holding’in yönetim kurulu başkanıydı. Ta ki 15 Temmuz darbe girişimine kadar. O tarihten sonra hayatı kabusa dönen binlerce kişiden biri oldu. O ve ailesi… Şirketine kayyım atandı, mallarına el konuldu, neredeyse tüm ailesi cezaevine atıldı. Kendisi de “darbe” dahil yedi ayrı suçtan yargılandı. “Gülen cemaatine üye olmak” iddiasıyla 11 yıl 10 ay hapis cezası aldı. 2016 yılından beri cezaevinde olan Hacı Boydak, 12 Haziran’da tahliye edildi.

Son duruşmada “Bir gün, 67 yıllık emeklerimizi geri alacağız, bu böyle biline” diyordu Boydak. Peki, bu 67 yıla neler sığmıştı, nasıl holdingleşmiş, nasıl büyümüş, dev markaları nasıl yaratmıştı?

1957 yılında Kayseri’de doğan Hacı Boydak, bir girişimcilik hikâyesinin kahramanıydı adeta. Çocukluğunda simit, kete, ay çekirdeği ve gazoz satarak okul harçlığını çıkaran Hacı Boydak, babası ve amcasının küçük mobilya atölyesinde iş hayatına adım attı.

İSTİKBAL MARKASI DOĞUYOR

Boydak kardeşlerin marangozluk merakı, Eskişehir’den gelen Cemal Tanrıdiler ustanın rehberliğinde mobilya işine dönüştü. Cemal Usta, onlara ahşaptan mobilya yapımı ve döşeme işini öğretti. İki kardeşin, Mustafa ve Sami Boydak’ın girişimcilik ve çalışkanlıklarını takdir eden ustaları, onlara “sizin istikbaliniz çok parlak” diyerek, İstikbal markasının isim babası oldu. Kayseri’de küçük bir atölyede başlayan bu yolculuk, yıllar içinde büyüyerek Boydak Holding’in dev bir sanayi kuruluşuna dönüşmesiyle sonuçlandı.

Ailedeki ikinci neslin en büyüğüdür Hacı Boydak. Erken yaşta çalışma hayatına atılan Boydak, üniversiteye gidemedi. Ama hep içinde uhte kaldı eğitim hayatı. Okumaya meraklıydı ve hırslıydı. Liseyi dışarıdan bitirdi. Üniversiteyi de yıllar sonra açıktan okudu. Açıköğretimden sosyoloji diploması aldı. Kitap okumak onun için bir tutkuydu. Tüm okuduğu kitapları tek tek not alırdı.

Üç küçük kardeşi Mustafa Memduh ve Bekir Boydak’ın üniversite eğitimi almasını önemsedi. Hem eğitim hayatlarına hem de yabancı dil öğrenmelerine destek verdi. Holdingde mektepli girişimciler dönemini başlatmasıyla anıldı Hacı Boydak. Bu da şirketin uluslararası arenaya açılmasının önünü açacaktı.

YURT DIŞINA AÇILDILAR

Boydak ailesinin sanayileşme yolculuğu, seksenlerde mobilya üretimi ve markalaşma ile hız kazandı. Turgut Özal’ın dışa açılma hamlesini iyi değerlendiren grup, iç ve dış piyasalarda büyüme kaydetti. 90’lı yıllarda ihracat ve dış pazar odaklı büyüme trendine giren Boydak Holding, 2000’li yıllarda yurt dışı mağazalaşma ve yatırım çeşitlendirme ile başarılarını pekiştirdi.

Hatta bankacılık sektörüne bile girdiler. Bankacılık sektörüne HES Grubu’nun parçalanması sürecinde Anadolu Finans Kurumu’nun alınmasıyla girdiler. Sonraları Murat Ülker’in talebiyle Family Finans ile birleşip Türkiye Finans Katılım Bankası adını aldı. Bu bankadaki yüzde 50-yüzde 50 ortaklık daha sonra toplam hisselerin yüzde 60 (yüzde 30 boydak-yüzde 30 Ülker) Suudi Arabistan’ın en büyük bankası olan NCB Bank’a yaklaşık 6 katına katıldı. Bu oran Türkiye’de yabancılara yapılan en karşı şirket satışıydi.

‘BENDEN YARDIM İSTEDİLER, VERDİM AMA…’

Boydaklar yardımsever kimlikleriyle de tanındı. Ancak bu yardımlar, 2016 yılında mallarının talan edilmesine neden oldu. “Başta Cumhurbaşkanları olmak üzere, başbakanlar, milletvekilleri, valiler, belediye başkanları, devletin en üst kademesindeki kişiler bize yardımlar konusunda yol gösterdi” dese de…

“Benim malım yağma talan edildi, tüm malvarlığıma konuldu, beş parasız bırakıldım. Zamanında büyük bir iş adamıydım. Ben Hristiyana da cemevlerine de yardım ettim. Devletin valileri geldi benden yardım istedi. Onlara da yardım ettim. Manastırın yataklarını ben verdim. Devlet kurumları yardım istedi, onlara verdim. O zamanki adıyla cemaate de bir şeyler verdim diye mallarıma el konuldu, zindanlara attılar.”

Okul, aşevi, hastane, cami yaptırdılar ve bu nedenle “teröre destek vermek”le suçlandılar. Boydak ailesinin bağış yaptığı kurumlar arasında TÜGVA, İlim Yayma Cemiyeti, Diyanet İşleri Başkanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, üniversiteler ve çok sayıda sivil toplum kuruluşu yer aldı. Bu yardımların büyüklüğü de 200-300 milyon doların üzerinde oldu. Soruyor Hacı Boydak, “Cami, okul yaptırarak teröre nasıl destek verilir, biri bize bunu anlatsın?”

İsimlerinin yer aldığı okul ve hayır kurumlarından adları tek tek silindi. Hacı Boydak, “Boydak” isminin yok edilmek istendiğini söylese de 67 yıllık emekleri için mücadele edeceğini de çok net bir şekilde ifade ediyor: “Hepsini geri alacağız, bu böyle biline…”

2016’da kayyım atandığında Boydak Holding bünyesindeki tüm şirketlerin değeri 10 milyar dolar değerindeydi. TMSF el koyduktan sonra şirketin adı Erciyes Anadolu Holding olarak değiştirildi. Türkiye’deki kayıtlı mobilya sektörünün yüzde 30’unu hala bu şirketler oluşturuyor.

CEZAEVİNDE KANSERİ NÜKSETTİ, AMELİYAT OLDU

Cezaevi süreci ise adalet mücadelesinin yanı sıra yaşam mücadelesiyle de geçti. Tutuklanmadan önce mide kanseri nedeniyle ameliyat geçiren Boydak’ın hastalığı cezaevinde yeniden nüksetti. İkinci ameliyatını Sincan Cezaevi’nde yatarken oldu. Ameliyattan sonra üç ay infaz erteleme verildi, süre dolduktan sonra yeniden tutuklandı. Kalan cezasını da Kayseri Bünyan Cezaevi’nde tamamladı.

HAPİS YATARKEN 5 ÜNİVERSİTE BİTİRDİ

Cezaevi onun için aynı zamanda eğitim hayatını sürdürdüğü bir merkez oldu. Bu süreçte beş üniversite bitirdi ve halen iki üniversitede öğrenci. 4 yıllık sosyoloji, 2 yıllık adalet, 2 yıllık lojistik, 4 yıllık halkla ilişkiler ve reklamcılık, 2 yıllık kültürel miras ve turizm bölümlerinden diploma aldı. İşletmede 4, siyaset bilimi ve uluslararası ilişkiler bölümünde 2. sınıfa geçti.

Bugün özgürlüğüne kavuşmuş olabilir, ancak onun mücadelesi henüz bitmedi. Hacı Boydak’ın yaşadıkları, Türkiye’nin son yıllardaki siyasi ve ekonomik dönüşümünün bir yansıması da aynı zamanda.

“Anayasa Mahkemesi ve AİHM’e başvurduk. 67 yıllık emeklerimizi geri alacağız” sözü sadece bir umut değil, aynı zamanda bir kararlılığın ve azmin ifadesi olarak da okunabilir. Bu mücadele, sadece Boydak ailesi için değil, benzer durumda olan birçok kişi için de bir umut ışığı olabilir…

Velev'i Google Haberler üzerinden takip edin

ÖNERİLEN İÇERİKLER

WP Twitter Auto Publish Powered By : XYZScripts.com