İmam İkram Sorğuç ‘para karşılığı’ umreye de götürsün mü?

İmam İkram, kendince inşa ettiği kariyeri ve 'dava adamı' portresini, iddianamelere düşen para karşılığı 'yasak aşk' skandalıyla tamamladı. Burdan 'çevirmesi' zor gözükse de dünya halidir, bir yolunu bulup kıvırabilir de. Hem zaten 'dava' denilen şeye 'utanma duygusu' dahil değil, biliyorsunuz. "Allah utandırmasın" diye diye utanma filan kalmadı zira... 

Ekran görüntüsünü alıp ‘okunacaklar listesi’ne aldığım Akışkan Görüntü kitabının yazarları Zygmunt Bauman ve David Lyon ne kadar haklıymış. Gerçekten de bugün hayatımızın her ayrıntısı hiçbir zaman olmadığı kadar çok yakından izleniyor, kaydediliyor. Bunu yapan da kendimizden başkası değil. O self ‘gözetim’, erişemediği hiçbir alan bırakmamak üzere kapsama alanını genişletiyor. Belki de bu yüzden birden bire tüm toplumun hayatına uzaydan düşercesine giren davetsiz misafirleri önce internet evreninde arıyoruz. Tıpkı para karşılığı Jandarma Astsubay Gül Kılıç ile birlikte olan, daha sonra hem parasını hem de itibarını kaybeden İmam İkram Sorğuç gibi…

‘İfşa edilme korkusu fark edilme hazzı tarafından bastırılan’ İkram Sorğuç, insanlardan bir insan olarak normal hayatta ve sanal evrende arz-ı endam ederken ‘pat’ diye ifşa oluverdi. İddianamelere yansıyan sıra dışı hayatı bir pazar günü, kahvaltı sofralarına ve brunch masalarında meze niyetine servis edildi.

Astsubay Gül Kılıç’ın karakolda verdiği ifadeye göre, imam İkram Sorğuç, ortak takip ettikleri ‘ülkücü hesaplar’ üzerinden birbirleriyle tanışmış.

Olay günü imamın alkol aldığını ve kendisine ‘hayalim kadın bir askerin başına silahı ile bayrak koyup onunla birliktelik yaşamak’ olduğunu -tabi daha kaba ifadelerle- ve şehirden uzak bir yerde kendisine tecavüz etme girişiminde bulunduğunu anlatan Astsubay, canlı konum atarak alt rütbelilerden yardım isteyerek kurtulmuş. (Aralarında sivillerin de olması, onlardan birinin eski bir PKK hükümlüsü çıkması ve Gül Kılıç’ın sevgilisi olması…Ayrı bir mevzu.) Sonra da imama 54 bin küsur liralık ‘fatura’ kesilmiş.

Ya imam İkram Sorğuç’un ‘gözetim’e sunduğu ve ‘ben buyum’ dediği öznel portresi?

TÜM YOLLAR 15 TEMMUZ’A ÇIKIYOR

İmam Sorğuç’un 15 Temmuz 2016 sonrasında iktidarın ‘gönüllü maşa’sı olduğu, meslektaşı olan imamların görevden alınması ciddi gayret gösterdiği, küçük bir sanal ‘kazı’ ile ortaya çıkıyor. Sorğuç’un sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımlardan öne çıkanı şöyle: “Fetö terör örgütüne kullanılan imam ve falanca imamı gibi isimleri biz imamları derinden üzüyor o alçaklar imam olamaz. Size ricam bu fetö hainlere imam hava kuvvetleri imamı vb denilmesin bir imam olarak zoruma gidiyor bu alçaklar imam olamaz.”

Bir jandarma astsubay kadınla para karşılığı cinsel ilişki yaşadığı iddianamelere düşen, darp ve gaspa maruz kalan imam, hedef gösterilen kişi ve gruplara karşı suçlarını örter, günahlarını kapatır diye yükleniyor da yükleniyor… “Eğer Kim paralelse Allah belasını versin” diyen Sorğuç, “Fetö Hakikaten Allah 7 sülalesinin belasını verdi. Duası ne kadar makbul biriymiş meğer:) Ey Fetö iti Dünya Müslümanları tarafından en nefret edilen insan olarak tarihe geçeceksin…” ifadesini kullanıyor.

Erdoğan’a bağlılık paylaşımlarını da sanal aleme salan imam İkram Sorğuç, “Batı Erdoğan’ı istiyor gözükse de aslında bağımsızlığımızı istiyor. Erdoğan giderse; Abdulhamid’in gidişi gibi, Devletimiz 3 ayda yok olur. Türkiye Cumhuriyeti 13. Cumhurbaşkanı, 1. Devlet Başkanı Recep Tayyip Erdoğan… Tüm Türkiye’ye, tüm mazlum ve mağdur halklara hayırlı uğurlu olsun. Rabbim yolunu ve bahtını açık etsin.” diyor.

HER ŞEYE VAKTİ OLAN İMAM…

Sadece ‘basit’ bir imam olmayan, aynı zamanda Diyanet çalışanlarının ‘örgütlü’ mücadelesinin neferi olan Sorğuç, genç yaşına rağmen (1993 doğumlu) her şeye vakit buluyor. Diyanet ve Vakıf Çalışanları Sendikası (Diva-Sen) Bölge ve Bitlis İl Başkanı iken, mart ayından bu yana Genel Merkezi Ankara’da olan Kamu Birliği Konfederasyonunun Bitlis İl Temsilcisi oldu.

Hakkında yapılan habere göre, ‘kısa sürede yaptığı çalışmalarla adından söz ettiren’ Diva-Sen Bitlis Başkanı İkram Sorğuç’ın yeni görevi, Kamu Birliği Konfederasyonunun 6 farklı iş kolunda 8 sendika ile 110 bini aşkın üye sayısıyla kamu çalışanları konfederasyonları arasında ‘büyük yankı uyandırdığı’ söyleniyor. Ahlat Selçuklu gazetesinin yalancısıyız.

İmam İkram’ın ‘hizmetleri’ bununla da kalmıyor. Hacı oldu mu bilmiyoruz ama umre seferlerinde, Diyanet’in ‘deneyimli ve genç hocası’ olarak emre amade. Telbiye, dua ve ilahilerle dolu bir umre ziyaretinde fotoğrafıyla birlikte reklamını koyan İmam İkram’ın girişimi gerçekleşir mi? Muhtemelen, son skandaldan sonra Okçular Vakfı’nın Yavru Saray’la Gazze’yi birbirine bağlayan paylaşımını canhıraş paylaşması o ‘kutlu sefer’i engeller.

Her ne kadar ‘Kendine yaslanan dik yürür’ gibi facebook edebiyatının seçkin örneklerine katkıda bulunmaya çalışsa da kendini beğendiği çok açık. Ankaralı Turgut -şahsına kurban olsun- havalarında ve edalarında düğünlerde ilahi söyleyen İmam İkram Sorğuç, Haniye’nin öldürülmesinden Mursi’nin idamına kadar geniş bir yelpazede ‘ümmetin dertleriyle’ dertleniyor. Cumhurbaşkanlığı seçimlerin ‘reis’in ‘dertlisi’ ve ‘delisi’ olarak ön saflarda. Fakat en manidar mutluluğu Resmi Gazete’nin özellikle CHP ve muhalifler aleyhine olan karar ve kararnameleri… Bayılıyor onlara emojiler koyarak yaymaya.

Sene-i devriyeleri de ihmal etmiyor ‘kırsal çapkını’ imam. Ayasofya içinde dikine bir Erdoğan fotoğrafı ile dördüncü yılında da mabedin müzeden camiye dönüştürülmesini kutluyor.

Sosyal medya ailesine gelince kimler yok ki hayatında. Nakşibendi tarikatının kollarından olan İsmailağa cemaatinin hocalarından Metin Balkanlıoğlu mesela. 22 Temmuz’da Kısıklı’daki ‘demokrasi nöbeti’ sırasında bir konuşma yapan ve Gülen cemaatinin el konulan malları için  “Ganimettir, tepe tepe kullanın” fetvası veren Metin Balkanlıoğlu ilk sırada.


Bu haberler de ilginizi çekebilir:

 

İmam İkram, kendince inşa ettiği kariyeri ve ‘dava adamı’ portresini, iddianamelere düşen son skandalıyla tamamladı. Burdan ‘çevirmesi’ zor gözükse de dünya halidir, bir yolunu bulup kıvırabilir de. Hem zaten ‘dava’ denilen şeye ‘utanma duygusu’ dahil değil, biliyorsunuz. Sırrı Süreyya Önder, ‘dava adamlarının’ gözlerinin içine baka baka söylemişti de tık sesi çıkmamıştı koca Meclis’te. O yüzden ilahi söyledikten sonra alkol alıp kadınlara sarkıntılık etmek de pek öyle ‘utanılacak’ bir şey değil. “Allah utandırmasın” diye diye utanmaları kalmadı nasılsa… Tabi daha da trajik olanı İmam İkram Sorğuç’un bir ‘prototip’ olması ve kendinden mebzul miktarda bulunması. Dergahta, camide, memuriyette, partide, kahvede ve aklınıza gelen her yerde.

Velev'i Google Haberler üzerinden takip edin

ÖNERİLEN İÇERİKLER

WP Twitter Auto Publish Powered By : XYZScripts.com