İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) yönelik beşinci dalga operasyonlarında halkın oylarıyla seçilmiş belediye başkanlarının adliyeye sevk edilme görüntüleri siyasette “sert üslup” tartışması yarattı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı’na seslenen CHP Lideri Özgür Özel, “Akın sert kayaya çarptın. Bir daha görmeyeceğim. Efendi gibi geliyoruz, eylemimizi yapıyoruz, dağılıyoruz. Ama tepemin tasını attırma, dağılmamak üzere toplanırız” dedi. Özel’in sert çıkışının ardından hem İstanbul hem de Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Özel hakkında soruşturma başlatırken iktidara yakın isimler ve yandaş kalemlerden de peş peşe açıklamalar geldi.
BirGün gazetesindeki analiz-habere göre; Habertürk yazarı Negahan Alçı, CHP lideri Özgür Özel’in “ateşle oynadığını” savunurken, yeni bir dil ve strateji bulması gerektiği düşüncesini dile getirdi. Alçı, “Sayın Özel’in kuşatılmışlık duygusunu anlamakla birlikte giderek sertleşen üslubu ve açıklamalarını fevkalade tehlikeli ve yanlış buluyorum” derken, Özel’in tarzının gerilimi artırdığını ve CHP’nin daha çok kuşatılmasına sebep olduğunu savundu.
AKP Sözcüsü Ömer Çelik, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in Gaziosmanpaşa mitinginde yaptığı konuşmaya ilişkin yaptığı açıklamada “Özel’in Cumhurbaşkanımıza dönük kullandığı dili şiddetle kınıyoruz” dedi. Çelik, “Bu tarz bir muhalefet etme biçimi olamaz” ifadesini kullandı.
Hürriyet yazarı Ahmet Hakan da “Özgür Özel’in son çıkışları çok acayip: Efelenme dozajını arşa çıkarmış durumda. Dayılanmada çıtayı erişilmez bir noktaya taşımış durumda. Ancak şöyle bir sorun var: Korkutmak istedikleri üzerinde pek bir etki yaratamıyor. Neden? Çünkü Özgür Özel, ne yazık ki cesur bir lider olduğunu kanıtlayamadı. Bağımsız ve bağlantısız lider olmaya cesaret edemedi” iddiasında bulundu.
Cumhurbaşkanı Hukuktan Sorumlu Başdanışmanı Mehmet Uçum ise, “Suç işleyerek demokratik muhalefet yapılamaz!” başlıklı yazısıyla CHP’yi demokrasi karşıtı olmakla suçladı. Yeni Anayasa için de çağrıda bulunan Uçum, “Aslolan CHP’nin Terörsüz Türkiye ve Yeni Anayasa konusunda kendisinden beklenen tarihsel sorumluluğu yerine getirmesidir” ifadesini kullandı. Uçum şöyle devam etti: “En son örneği İstanbul Başsavcısı Akın Gürlek’e yönelik ölçüsüz, düzeysiz ve tehdit içeren sözlerde de görüldüğü gibi CHP yönetimi ağırlıklı olarak demokratik muhalefet pozisyonunu terk etmiş ve demokratik eleştiri dilinden vazgeçmiş görünüyor. Gerçi demokratik muhalefet dilini bundan önce ne ölçüde uygun kullandıkları da tartışılabilir. Bugün kasten tercih edildiği izlenimi veren ve siyasal iletişimde ‘kabadayı repertuarı’ denebilecek bir üslup CHP yönetiminin diline hakim olmuş durumda.”
Gazetenin analizinde; CHP ve Genel Başkanı Özgür Özel’i 19 Mart operasyonlarının ardından ayağa kalkan toplumsal muhalefetten koparmaya, “makul muhalefet” hattına çekmeye çalışan rejimin, hukuksuzluklar karşısında sokağın meşruluğunu öne çıkartan söylemlere tahammül edemediği vurgulandı.
Analizde “Milyonların tribünlerden sahaya indiği, yeniden özne haline geldiği siyasal mücadelenin iktidarın zayıf karnı olduğu bir kez daha anlaşıldı. Saray yönetimi, haftalık grup toplantılarına sıkışan, Meclis odaklı bir muhalefete duyduğu özlemi, ana muhalefet partisine çizdiği sınırlarda siyaset yapmaya zorlayarak gösteriyor. Bu nedenle bir yandan sokak kriminalize edilmek istenirken diğer yandan da muhalefetin sert çıkışları hedef tahtasına konuluyor” denildi.