Tuncer Bakırhan: Hırsızlık, yolsuzluk arıyorsan kayyım belediyelerine git

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, CHP'li belediyelere operasyon yapılmasını eleştirerek, "Ama eğer hırsızlık, yolsuzluk arıyorsan vallahi kayyım belediyelerine git. Hırsızlığın, yolsuzluğun, usulsüzlüğün alası var" dedi.

  • ü
  • 05 Temmuz 2025
  • ü
  • Politika

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, CHP’li belediyelere yönelik operasyonlara ilişkin, “Demokrasi ve hukuku olmayan bir sistem kimseye kazandırmamıştır. Belki kısa süreli iktidarların işine gelmiştir ama uzun vadede herkese kaybettirmiştir. Şimdi Türkiye’ye bakın, iş insanı tedirgin, siyasetçi tedirgin, Türkiye’nin birinci partisi bugün Cumhuriyet Halk Partisi’dir. Onun belediyeleri tedirgin, yöneticisi tedirgin. Yok ‘hırsızlık, yolsuzluk varmış.’ Hırsızlık, yolsuzluk varsa mahkemeler var, açar soruşturmayı, öyle mi? Adam belediye başkanıdır, nereye kaçacak? Açar soruşturmayı, varsa bir şeyin cezası kesinleşir, sonra işte alırsın, yerine belediye meclisi birisini seçer. Ama eğer hırsızlık, yolsuzluk arıyorsan vallahi kayyım belediyelerine git” dedi.

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, beraberinde Parti Meclisi Üyeleri ile birlikte, partisinin “Barış ve Demokratik Toplum Buluşmaları” kapsamında Muğla’nın Menteşe ilçesinde bulunan Gazi Mustafa Kemal Atatürk Kültür Merkezi’nde düzenlenen halk buluşmasına katıldı.

Toplantıda konuşan Bakırhan, “Ben Muğlalıların yediden yetmişe bu süreci desteklemesi gerektiğini belirtmek istiyorum. Çünkü bu süreç sadece bir DEM Parti, AK Parti süreci değil. Sadece bir Kürtler ve iktidar görüşmesi değil. Demokratik toplum sürecidir. Türkiye’nin demokratikleşmesidir. Kürt meselesinin yüz yıl sonra demokratik bir şekilde çözülmesi için aynı zamanda bir fırsat kapısıdır. Umarım bu fırsat kapısını hep birlikte değerlendiririz. Hepimizin buna ihtiyacı var” dedi.

Bakırhan, Ortadoğu yeniden şekillenirken Türkiye’nin kendisine demokratik bir zemin, demokratik yol bulmak durumunda olduğunu belirterek, “Bunu ben söylemiyorum, Orta Doğu’yu çalışan herkes aynı şeyi söylüyor. Orta Doğu’daki bu çatışmalı zeminden, bu kriz, kaos zemininden uzak durmanın en yegâne yolu, en doğru yolu, kendi toplumsal barışımızı, iç barışımızı sağlamak; Kürt ve Türklerin yüz yıl sonra tekrar kardeşçe, eşitçe bir zeminde yaşamalarını sağlayacak bir süreci inşa etmektir.” dedi.

Öcalan’ın çağrısıyla bir umut doğduğunu vurgulayan Bakırhan, şöyle devam etti: ” Tekçi, katı ulus merkeziyetçi zihniyet yerine kapsayıcı, demokratik, herkesin eşit yurttaşlar olduğu, kimsenin dinine, kimliğine karışmadığı, ‘ben Kürdüm’ dediği için idam edilmediği, ceza almadığı, ‘ben Kürdüm’ dediği için belediyesine kayyum atanmadığı yeni bir Orta Doğu, yeni bir zemin inşa etmek gerekiyor. Sayın Öcalan aslında bu gelişmeleri gördü. Biraz bu tekçi, bu antidemokratik sisteme de bir değişim önüne koydu. Umarım hep birlikte bunu değerlendiririz. Dünyanın hiçbir yerinde bu çatışma ve çözüm süreçlerinde en başta silah konulmadı. Ne kadar bu konuda iyi niyetli ve samimi olduğunun en iyi göstergesi, ‘silahsa mesele meseleyi devreden çıkarıyorum’ dedi. ‘PKK ise PKK’yı feshediyorum, demokratik siyasal sosyal yaşama katılım için kongre çağrısı yapıyorum’ dedi. Dolayısıyla önümüzde yeni bir fırsat penceresi var. Bunu değerlendirmek lazım.”

‘SÜRECE GÜVENSİZLİĞİ ORTADAN KALDIRACAK ADIMLAR YERİNE….’

Sürece yönelik halkın güvensizliğini ortadan kaldıracak adımların iktidar tarafından atılması gerektiğini ifade eden Bakırhan, şunları söyledi: “Ama dikkat edin, bunlar yerine her gün yine belediyelere operasyon oluyor. Ha Antalya’ya yapmışsın, İzmir’e yapmışsın, Adana’ya yapmışsın, Adıyaman’a yapmışsın, ha Diyarbakır’a yapmışsın. Biz bunu böyle sayıyoruz. Bu ülkede toplumsal barış olacaksa, bu ülke yüz yıldır çözemediği bu sorunu tekrar çözmeye kalkıştıysa bu süreçte, nedir kayyum atamak, belediye başkanlarını tutuklamak, hukuku keyfi bir şekilde mağduriyetin başında bir sopaya dönüştürmek? Akıl işi midir? Biz bunları eleştiriyoruz. Dolayısıyla bunlara katılmıyoruz. Evet, bize soruyorlar, ‘peki siz neyinize güveniyorsunuz’? Vallahi biz bugün Bodrum’daki o renkli bileşene güveniyoruz. Biz Muğla’ya güveniyoruz. Bu salona gelen siz değerli halklarımıza güveniyoruz. Biz Muğla’nın bereketli topraklarına güveniyoruz. Biz yıllardır Muğla’da sistemin bütün ayrıştırıcı politikalarına rağmen birbiriyle kavga etmeyen ve birlikte yaşayan Muğla halkının bu pratiğine güveniyoruz. Daha bundan büyük bir güvence olabilir mi?

Demokrasi ve hukuku olmayan bir sistem kimseye kazandırmamıştır. Belki kısa süreli iktidarların işine gelmiştir ama uzun vadede herkese kaybettirmiştir. Şimdi Türkiye’ye bakın, iş insanı tedirgin, siyasetçi tedirgin, Türkiye’nin birinci partisi bugün Cumhuriyet Halk Partisi’dir. Onun belediyeleri tedirgin, yöneticisi tedirgin. Yok ‘hırsızlık, yolsuzluk varmış.’ Hırsızlık, yolsuzluk varsa mahkemeler var, açar soruşturmayı, öyle mi? Adam belediye başkanıdır, nereye kaçacak? Açar soruşturmayı, varsa bir şeyin cezası kesinleşir, sonra işte alırsın, yerine belediye meclisi birisini seçer. Ama eğer hırsızlık, yolsuzluk arıyorsan vallahi kayyım belediyelerine git. Hırsızlığın, yolsuzluğun, usulsüzlüğün alası var. Madem bu kadar hırsızlık ve yolsuzluğu kendine dert ettin, Siirt’te borçsuz bıraktığımız belediyenin şu anda 500 milyon borcu var. Al sana usulsüzlük, yolsuzluk, hırsızlık. Önce oradan başla, sonra muhalefete gel. Bak sen böyle yaparsan, biz de burada bunu söyleriz. Mardin’deki usulsüzlük, Van Belediyesi’ndeki yolsuzluk kadar bu ülkede hırsızlık ve yolsuzluk mu var? Niye o zaman orayı araştırmıyorsun?”

 

 

 

Velev'i Google Haberler üzerinden takip edin

ÖNERİLEN İÇERİKLER