İktidarın Meclis’e sunmayı planladığı 9. Yargı Paketi'ndeki 'etki ajanlığı' başlığı altında getirilen düzenlemelere tepkiler büyüyor.
Cumhur İttifakı’nın gündeme getirdiği 9. Yargı Paketi’nde yer alan ‘etki ajanlığı’ düzenlemesine siyasetçiler ve aydınlar tepki gösterdi. “Ülke kötü yönetiliyor dendiğinde etki ajanlığı mı yapılmış olacak?” diye soran DEVA Partili Mustafa Yeneroğlu, bu düzenlemenin ifade özgürlüğüne ciddi zararlar vereceği uyarısında bulundu.
İktidarın Meclis’e sunmayı planladığı 9. Yargı Paketi, özellikle ‘etki ajanlığı’ başlığı altında getirilen düzenlemelerle büyük tartışma yarattı. Adalet Bakanlığı tarafından hazırlanan taslak metin, Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 339. maddesine eklenen “diğer faaliyetler” ifadesiyle dikkat çekiyor. İktidar partisi, bu düzenlemenin “yeni tip ajanlık faaliyetiyle mücadele” amacı taşıdığını savunuyor. Ancak uzmanlar ve muhalefet, bu düzenlemenin adil yargılanma ilkesine ve ifade özgürlüğüne ciddi zararlar vereceğini savunuyor.
İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında düzenlemeye sert eleştirilerde bulundu. Yeneroğlu, “9. Yargı Paketi’ne alındığı belirtilen etki ajanlığına ilişkin kanun teklifi meclisten geçerse;” diyerek şu soruları yöneltti:
“Adalet arayışı için AİHM’e gitmek, Türkiye’nin itibarı ile oynamak mı kabul edilecek?”
“Ülke kötü yönetiliyor dendiğinde etki ajanlığı mı yapılmış olacak?”
“İsrail ile ticareti eleştirmek, iktidarı eleştirmek mi yoksa Türkiye’yi kötülemek mi olacak?”
“Falanca toplum kesimine ayrımcılık yapıldığını söylemek örtülü casusluk mu sayılacak?”
“İnsan hakları raporları yayınlayanlar etki ajanı olarak mı damgalanıp cezalandırılacaklar?”
Öte yandan Karar’a konuşan hukukçular iktidara yönelik eleştirilerin, araştırmaların, haberlerin ‘etki ajanlığı’ kapsamına alınarak yeni mağduriyetler yaratılabileceği uyarısı yaptı.
Öneri şekil olarak geçse dahi, maddi olarak ‘öngörülebilirlik ve belirlilik bakımından’ yasa niteliği taşımayacak. Düzenleme yalnızca düşünce özgürlüğünü baskılamakla kalmayacak, aynı zamanda halkın vergileriyle maaş alan kamu görevlilerini ‘izleme ajanları’ olarak kullanacak. AKP-MHP ittifakı, ‘bilimsel etkinlikler dahil’ bekası için sakıncalı gördüğü bütün kanaat, görüş ve ifadeleri kriminalize edebilecek. ‘Maarif Müfredatı’na karşı çıkanlar bile ‘etki ajanı’ zanlısı olabilir.
TCK 339. maddeye ‘A’ fıkrası ekleniyor. Devletin iç veya dış siyasal yararları aleyhine yapılacak her şey suç sayılıyor. Suçlar kanunilik ilkesine göre düzenlenir. Kanunilik ilkesi de ‘maddeyi okuduğum zaman neyin yasak olduğunu anlayacağım’ der. ‘Türkiye aleyhine faaliyet’ diye bir şey olur mu? Düzenleme özellikle gazetecileri hedef alacak ve halkın ifade özgürlüğünü kısıtlayacak. Türkiye 2 yıl cehennemi yaşayacak. Tehlikeli bir düzenleme, eleştirenleri susturmayı amaçlıyor.
TCK 2. Maddesi ile belirlenen ‘Suçta ve cezada kanunilik ilkesi’ ceza yasalarında keyfiliğe imkân tanımaz. Getirdikleri yasa ise muğlak. Yasa geçtiği anda keyfilik devreye girer. Kim, neyin etki ajanlığı olduğuna, hangi usulde karar verecek? Tasarı hak ve hürriyetleri tehdit ediyor. Toplumu korkutmayı amaçlıyor. Suçun tam olarak tanımlaması yapılmadan cezalandırmaya gitmek, şüpheden suç ve suçlu yaratmak demektir. Şimdi hukuku balyoz gibi kullanma söz konusu.