CHP Genel Başkanı Özgür Özel, asgari ücrete ara zam talebini güçlendirmek için DİSK’i ziyaret etti.
Asgari ücretin 22 bin liraya yükseltilmesinin ardından 3 ayda eridiğini kaydeden Özel, temmuzda ara zam yapılmaması durumunda sonraki 6 ayın geçen seneden ‘daha berbat’ geçeceğinin altını çizdi.
CHP lideri Özel’in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
“Haziran ayı boyunca sürdüreceğimiz, yükselteceğimiz sesin ilk adımını atıyoruz. Temel talebimiz şudur; Türkiye’de asgari ücret 1 yıl boyunca bir kuruş zam görmedi. Oysa bu ülkeyi yöneten iktidar, emekçilerden oy isterken şunu söylüyordu; ‘Enflasyonist ortamda asgari ücrete yılda 4 zam düşünülebilir.’ Oyu aldıktan sonra sırtını döndü emekçilere.
Bugün geldiğimiz noktada asgari ücret 22 bin liraydı. TÜİK’in dediği doğru bile olsa, 3 bin lira eridi bile. 2 ay da böyle geçecek. Bu erime TÜİK’e göre 4.500 lirayı geçecek. Öbür 6 ayda geçen seneden de berbat günler başlayacak. Bu rakamlar TÜİK’e göre… TÜİK emeği sömüren bir enflasyon açıklıyor. Gerçek olmayan bir enflasyon açıklıyor.
Enflasyon tartışılsa, bugün ilan edilen enflasyonun 10 puan üzerinde bir fark ortaya çıkacak. Düşük ve yanlış açıklanan enflasyon sofradan zeytin, tencereden 2 kepçe çorba çalıyor, çocuğun beslenme çantasında muz, peynir çalıyor. Bütün işçileri, kendisine emeğine alın terine değer veren işçileri, sendikalı olmaya davet ediyoruz. Sendikalı olmayan emek sömürülür. Sendikalı değilseniz zaten asgari ücrete mahkumsunuz. Bugün bir gerçek var Türkiye’de asgari ücret artık temel ücret.
Ekmek için mücadele edelim, ekmek için talepte bulunalım. Mutlaka ve mutlaka asgari ücrete bir düzenleme bir ara zam yapılması için mücadeleyi hep birlikte yapmak zorundayız.
Bizim ne isteyeceğimiz önemli ama iktidarın ne yapacağı önemli. Söz verdiği düzenlemeyi yapmamanın bedelini emekçiler onlara ödetecektir. Temmuzda bir ara zam verilmemesi durumunun hükümetin intiharı olacağını ifade etmek isteriz.”
Açıklamasının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Genel Başkan Özel, İzmir Büyükşehir Belediyesi iştirakleri ile Genel-İş Sendikası arasındaki toplu iş sözleşmesinde uzlaşma sağlanamadığı ve grevin gündemde olduğu hatırlatılarak yöneltilen, “Belediye, işçilerin taleplerinin ülke gerçekleri ve belediyenin koşulları ile bağdaşmadığı öne sürüyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da ‘CHP’li belediyeleri silkeleyin’ talimatı verdiği dönemde siz nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusu üzerine şunları söyledi:
“Değerli arkadaşlar aslında meselenin özü, sorunun kendisi şu açıdan çok değerli. Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında bütün işçiler, isteyen her işçi sendikalı olacak ve bu mücadele demokratik zeminde sürdürülecek. İşçinin hakları, haklı talepleri vardır. İşverenin bu konuda yaşadığı zorluklar vardır. Gerçek ne o kadar beyaz, ne o kadar siyahtır; ortada bir noktadadır. Bunun içinde işçi ile işverenin bir masada bir araya gelmesi gerekmektedir.
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin önceki dönemlerden gelen ağır borç yükleri, özellikle hükümetin belediyeleri silkeleme noktasında Sosyal Güvenlik Kurumu, vergi borçları ve diğer meselelerde birden, hemen, şimdi, bütün faiziyle birlikte saldırmaları belediyemizi ciddi bir sıkıntıya sokmuştur. Ancak bir az önce anlattığımız gibi ülkenin şartları da emekçilerin haklı taleplerini ortaya çıkarmaktadır.
Bu konuda önemli olan olabilecek makul bir yerde anlaşmaktır. Sendikanın, belediyenin zorluklarını ancak belediye yöneticilerinin de ülkenin şartlarını görerek bir zeminde buluşacaklarına inanıyoruz. Bu grev kararı, sendikanın yasal hakkıdır, buna karşı bir şey söylemek hiçbirimizin haddi değildir. Ancak dün akşam bir masanın yeniden kurulduğunun, bir uzlaşma çabasının olduğunu görüyoruz.
Ben de örgütlenme özgürlüğünün ve emek mücadelesinin arkasında olan bir genel başkanı olarak arkadaşlarıma olumlu telkinlerde bulundum. Bir noktada buluşmalarını ve toplu iş sözleşmesini en iyi şekilde bağlamalarını ümit ediyorum.”
Özel, bugün Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu’nu (TİSK) da ziyaret etti. Ziyaretin ardından açıklama yapan şunları söyledi:
“Bu bir demokratik olgunluk meselesi gözaltında olan ya da tutuklu olan birisine özgürük talep etmek dünyanın en meşru talebidir. Suçu ispatlananana kadar herkes suçsuzdur ki suçu ispatlananlara dahi özgürlük talepleri ve bunun hiç beklenmedik siyasetçilerce kampanyalaştırıldığı bir süreçteyiz bu yüzden yapılan iş son derece antidemokratiktir orayı takip ediyoruz ve serbest kalmalarını bekliyoruz.
Bu haberler de ilginizi çekebilir:
Biz ziyaretimizin sebebi olan asgari ücret ve asgari ücrete temmuz ayında ara zam noktasındaki beklentimizi, yürüttüğümüz çalışmayı ifade ettik. Şunu ifade etmek isteriz ki; sadece DİSK’i, Hak-İş’i, Türk-İş’i dinleyip, TİSK’i dinleyen bir süreci yürütmek yerine, işin olmazsa olmaz diğer tarafı, işverenleri dinlemek ve bu sohbeti onlarla gerçekleştirmek bizim açımızdan son derece kıymetliydi”