CHP lideri Özgür Özel, 30 Haziran’da çıkabilecek bir butlan kararına karşı “Ben kabul etmesem kayyum gelecek. Kayyuma mı bırakayım?” şeklindeki sözlerine Silivri Cezaevi önünde yaptığı açıklamada cevap verdi. Özel, “Önemli olan milletin gönlünde butlan olmamak. Hiç kimseyi partililerin ve milletin gönlünde butlan olacak bir pozisyona Allah düşürmesin” dedi.
Silivri Cezaevi’nde kalan Ekrem İmamoğlu’nu ziyaretinin ardından açıklamada bulunan Özgür Özel, 30 Haziran tarihinde parti kongresiyle ilgili kararla ilgili bir soruya. “30 Haziran tarihi Genel Başkan’ın yurda dönüşünün ertesi günü olarak anlamlı bir tarih olabilir. Yurt dışı temaslarımızdan döneceğiz. Onun dışında 30 Haziran tarihinin benim nazar-ı itibarımda bir anlamı yok. Sonuç değil, süreç odaklı bir davayla karşı karşıyayız. CHP’yi tartıştırmaya uğraşıyorlar. Ben, CHP’nin tartışılacak değil, şu anda CHP’lilerin dayanışmayla, kol kola mücadele edecekleri bir süreçteyiz. Ve buna da toplum olumlu reaksiyon veriyor, sahipleniyor, haksızlığa karşı sahipleniyor. Meseleye oradan bakıyorum. Butlan kelimesi bütün Türkiye’ye öğrettiler. Bir şeyin bütün olarak yok olması, yok sayılması, butlan olması.
Önemli olan milletin gönlünde butlan olmamak. Bir siyaset yaparsın, sana en en en güvendikleri butlan kararını çıkarsınlar, milletin gönlünde başında taç olursun. Öyle bir iş yaparsın, milletin gönlünde butlan olursun. Hiç kimseyi partililerin ve milletin gönlünde butlan olacak bir pozisyona Allah düşürmesin. Bütün siyasetçileri, bütün partililerimizi bundan sakınırım. Ben böyle bakarım meseleye.
Bu haberler de ilginizi çekebilir:
Sonuçta milletin gönlünde olmak önemli, orada butlana düşmemek önemli. Cumhuriyet Halk Partisi tarihinin en yüksek oy oranını yaşadığı bir dönemde milletin gönlünde iyi bir yerdedir. Bunun mücadelesini vermeye devam edeceğiz.”
“Efendim biz bir de Ekrem İmamoğlu’nun geçen gün Muharrem İnce’ye taziye yaptığı mektupta dikkat çeken bir konu vardı. Bütünleşik muhalefetten bahsediyordu. Bütünleşik muhalefetten kasıt nedir acaba?” sorusuna Özel, şu yanıtı verdi: ”
“Ekrem Bey’le konuştuk bunu. Hatta kendisi şöyle dedi: “Genel Başkanım, ne büyük tevafuk olmuş.” dedi. Çünkü o mektubu yazarken, tabii haberi yok, taziye olduğu için siz biliyorsunuz ama hani haftalar öncesinden belli değil, o gün söylemiştik. Müsavat Bey beni ziyaret ediyormuş o sırada. “Tam,” diyor, “mektuba birleşik, bütünleşik muhalefet yazdım, bir baktım Müsavat Bey’le siz karşımdasınız.Muharrem Bey’e yolladım. Partiye katılımından sonra grup toplantısından sonra tebriğim olarak kendisine. Avukatlarımız hatta hızla ulaştırmışlar. Öncesinde de eline geçmiş” dedi.
Orada da dedi: “Sizi sarılırken gördüm.” dedi. “Öbür tarafta Zafer Partisi’nin genel başkanını bizi savunduğunuz gibi savundunuz. Onlar da şimdi bizi savunuyorlar. Zaten onlar da hiç yalnız bırakmamışlardı” dedi. Öbür taraftan muhalefetin, yani kimseyi eksik bırakmayalım, muhalefetin Ekrem Başkana, bize, bizim muhalefetle kurduğumuz ilişkiye yönelik yaklaşımımız şudur: Arttırarak devam edeceğiz. Çünkü muhalefete muhalefet edilen, muhalefetin birbirine muhalefet ettiği yerde iktidarın keyfi yerine gelir.
Oysa ki vatandaşın canına okumuş bu iktidarın keyfini kaçırmak ve onları bir an önce iktidardan uzaklaştırmak lazım ki açların da, işsizlerin de, yoksulların da, adalete susamışların da bütün ihtiyaçlarını hızla giderebilelim.
Tayyip Bey, hep söylüyorum, birlikte oynadığımız sahayı kapatmaya, topu alıp götürmeye, müsabakaları yapılamaz hale getirmeye çalışıyor. Çünkü artık o kaybetti. O kazanırken iyiydi. O kazanırken tribünlere şeref turu atıyordu. En güzel fotoğrafları çektiriyordu. Topu sektirip sektirip hava yapıyordu. “Hep ben kazanıyorum.” diyordu.
Kupalarıyla övünüyordu. E şimdi kaybetti. Kazanınca iyi, kaybedince kötü, topu kesmeye kalkıyor. Biz hep beraber Tayyip Bey’in elinden topu kurtarmaya, sahayı kapatmasına engel olmaya çalışıyoruz. Allah muhafaza, her yeri kazdırdığı dozerlerle sahamızı kazdırabilir. Ona engel olmaya çalışıyoruz. Sonra kendi aramızda müsabakalar yapabiliriz. Kazanan yönetir, kaybeden muhalefet olur. Kazanınca iktidar olup, kaybedince darbeci olmak çok fena bir şey. Tayyip Bey kazanınca iktidar, kaybedince muhalefet değil. Kaybedince hemen gelip darbe girişimi, bir darbecilik. Bunun kabul edilebilir bir tarafı yok. Biz muhalefeti birlikte tutarak ki asla muhalefete oy oranımıza bakıp da yukarıdan bakan, kibirle bakan, muhalefete abilik yapan, patronluk yapan değil, tüm eşitler içinde bir parça da Cumhuriyet Halk Partisi’dir. Bu gözle bakıyoruz. Birlikte mücadeleye devam edeceğiz.”