Leyla Zana'nın 'çözüm sürecini buzdolabından indirmesi' için Erdoğan'a çağrıda bulunmasının ardından Başak Demirtaş'ın DEM Parti'den aday olabileceğini açıklamasının yankıları sürüyor. Tüm bu gelişmelerin 'yeni bir çözüm sürecinin' kapısını aralayabileceği yorumları yapılırken, gazeteci Murat Sabuncu'dan dikkat çekici bir analiz geldi.
Siyaset gündemi yerel seçime odaklanırken dün Kürt siyasetçi Leyla Zana’nın “çözüm süreci” hakkındaki açıklamaları büyük yankı uyandırdı. Zana’ın Erdoğan’a “çözüm sürecini buzdolabından indirmesi” çağrısı tartışılırken, akşam saatlerinde ise Başak Demirtaş’ın “DEM Parti’nin uygun görmesi halinde” İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olabileceğine ilişkin açıklaması gündeme oturdu. DEM Parti’nin İstanbul’dan güçlü bir adayı çıkarması halinde Ekrem İmamoğlu’nun başkanlığı kazanmasının zor olacağı düşünülürken, yeni bir çözüm süreci “ihtimali” de tartışılmaya başlandı.
T24 yazarı Murat Sabuncu, Zana’nın çıkışı ve Başak Demirtaş’ın açıklamasını yorumladığı yazısında, “Türkiye yerel seçimlere giderken DEM Parti, bu partiye oy veren Kürt seçmen yeniden ‘önemli’ hale geldi. Çünkü başta İstanbul, oylarıyla yine belirleyici olacaklar” ifadelerini kullandı.
Başak Demirtaş’ın adaylığı için “Türkiye’de sadece önümüzdeki seçimleri değil, önümüzdeki süreci etkileyecek bir adaylık haberi geldi” diyen Sabuncu, “Başak Demirtaş, İstanbul’da DEM Parti’den aday olma isteğini belirtti. Bir süredir kulislerde konuşulan bu iddiayı iki hafta önce Demirtaş’ın yakın çevresine sormuş, “Doğru değil” yanıtını almıştım. Demek o sırada tartışma aşamasındaymış. Artı Gerçek’ten İrfan Aktan, eşi Selahattin Demirtaş ile Edirne Cezaevi’nde yaptığı görüş sonrası ulaştığı Başak Demirtaş’la dün konuştu ve böyle bir durumun olduğunu ilk ağızdan kamuoyuna aktardı” diye yazdı.
DEM Parti’nin Başak Demirtaş’ın açıkla yapacağından haberdar olmadığını söyleyen Sabuncu, “Demirtaş ile kısa bir süre önce Edirne’de görüşen partideki önemli bir isim, ‘Bana ve eminim partiden pek çok isme sürpriz oldu’ dedi” bilgisini paylaştı.
Bu haberler de ilginizi çekebilir:
Sabuncu, yazısını şöyle sürdürdü:
“Türkiye yerel seçimlere giderken DEM Parti, bu partiye oy veren Kürt seçmen yeniden ‘önemli’ hale geldi. Çünkü başta İstanbul, oylarıyla yine belirleyici olacaklar. Bir yanda muhalefet tarafından, haklar ve özgürlükler konusunda çok yan yana gelinmeyen, gelinemeyen, seçim parantezine alınan Kürt seçmen. Öte yanda Kürtleri, haklarını, sorunlarını yok sayan, temsilcilerini hapiste tutan, seçmen iradesini kayyum uygulamasıyla ortadan kaldıran, en yoğun oy verdiği partiyi DEM (HDP) kriminalize etmeye çalışan iktidar partisi.”
“Başak Demirtaş, İrfan Aktan’a, ‘Bu durumda birilerine kazandırmak veya kaybettirmek için değil, İstanbul’da kazanmak için yarışa gireriz ve iddialı oluruz’ dedi. Ancak herkes biliyor ki eğer seçimlerde Başak Demirtaş İstanbul adayı olursa sandıktan birinci çıkma ihtimali hemen hiç yok. Öte yandan Ekrem İmamoğlu’nun kazanması imkânsız hale gelir. Elbette kaybettirmek ya da kazandırmak için yola çıkılmıyor olabilir ama bir de reel politik durum var.”
“İstanbul adaylığı herkesin gözünü çevirdiği başka bir iktidar savaşının tam ortasında yer almak anlamına gelir ki bu da kritik ve anlaşılması-seçmene anlatılması gereken bir tercih” diyen Sabuncu, yazıyı şöyle sürdürdü: “Uzun süredir DEM Parti’nin AKP ile Tayyip Erdoğan ile yeni bir çözüm süreci ya da Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da kayyum atamama sözü karşılığı İstanbul’dan aday çıkarabileceği konuşuluyor. Ancak şu ana kadar Erdoğan cephesinden bununla ilgili bir sinyal gelmediği de böyle bir pazarlık olmadığı da altı çizilerek söyleniyor. Selahattin Demirtaş’ın “iktidarla pazarlık” noktasında olduğunu sanmıyorum. Ancak Kobane Davası’nda yaptığı savunmanın tam metnini okumuş, bir duruşmasını canlı izlemiş bir gazeteci olarak şunu rahatlıkla söyleyebilirim. Demirtaş kendini sol olarak tanımlayan, Kürtlere devletin geleneksel diliyle yaklaşan partilerle de arasına mesafe koyuyor. Gazeteci olarak takip ettiğim süreçte Kürt kimliğini bu kadar vurguladığı konuşmasını hemen hiç hatırlamıyorum.
Selahattin Demirtaş eşi vasıtasıyla kendini de ortaya koyarak yeni bir siyasi yol deniyor olabilir. Bu yolun sonucu iktidarla yeni bir çözüm sürecine de çıkabilir, kendini sol olarak tanımlayan parti ve isimlerin sadece seçimden seçime değil genel anlamda Kürt sorununu tartışmasına da vesile yaratabilir.”
Yazısının son bölümünü Leyla Zana’nın büyük ilgi gören açıklamalarına ayıran Murat Sabuncu, şu ifadeleri kullandı:
“Dün günün en önemli söyleşilerinden bir diğerini Gazete Duvar’da Vecdi Erbay, Leyla Zana ile yaptı. Uzun süredir sessizliğini koruyan Zana, ‘Erdoğan artık süreci dondurucudan çıkarmalı’ dedi. Meslek kıdemim, Zana’nın Haziran 2012’de, o dönemin önemli gazetesi Hürriyet’te Enis Berberoğlu’na verdiği söyleşi (bu işi Erdoğan çözer) sonrası yaşananları hatırlamama yetiyor. Tayyip Erdoğan’ın daha evvel çözümü denemiş bir isim olması, Kürtlere bu kadar acı çektirmesine rağmen hâlâ “bir şık olarak var olması’ belki de en çok muhalefetin aczinden kaynaklanıyor. Başak Demirtaş’ın adaylığı düşünmesi, Leyla Zana’nın çıkışı birbirinden bağımsızdır, habersizdir elbet. Ama önümüzdeki günlerde siyasetin ana noktalarından bir kısmını oluşturacak gibi duruyor.”