Kent Lokantaları aslında AKP'nin ülkeyi yönetemediğinin resmini ortaya koyuyor. Ülkenin ekonomik durumunun ne kadar kötü olduğunu bundan daha iyi nasıl ortaya konabilirdi ki. Murat Kurum, AKP'lilerin bile başarılı bulduğu Kent Lokantaları'nı hedef almakla, seçimi kaybeden Erdoğan'ın siyasi kariyerinin final noktasını da belirlemiş oldu.
2019 yerel seçimi öncesinde İstanbul meydanlarında ‘Pazar günü Sisi mi Binali mi diyeceğiz?’ şeklinde gırtlağını yırtarcasına konuşan Erdoğan, bu sorusunun başına bela olacağını bilemezdi. Sisi’yi sevgililer gününde ziyaret ederek aralarındaki düşmanlığa son vermek zorunda kaldı. Binali Yıldırım ise siyaseten etkisiz bir aktör olarak saha kenarına alındı.
Erdoğan’ın İstanbullunun önüne koyduğu ‘Sisi mi Binali mı?’ tercihi sonuç vermemişti. Sorunun cevabını İstanbul seçmeni yaklaşık 900 bin oy farkla net bir şekilde vermişti. Bu cevap karşılığında ne yapacağını bilemeyen Erdoğan, bir hafta ortalıktan kaybolmuş ve ülke, tarihinin en huzurlu dönemlerinden birini yaşamıştı.
Sisi ile ilişkiler ‘değerli kardeşim’ aşamasına geçtiğine göre propoganda için yeni öcüye ihtiyaç vardı. Öcü aramak için fazla mesai harcamalarına gerek yoktu. Bütün İslamcıların dünyadaki olan her şeyden sorumlu tutukları İsrail, Gazze’de yaptıklarıyla hazırda bekliyordu. Bu kez devreye AKP’nin adayı Murat Kurum girdi, seçimi kazanmaları halinde Gazzelilerin sevineceğini söyledi. Üzülecek olanın kim olduğunu zaten herkes biliyor. Kurum, Gazze’nin ardından Ayasofya üzerinden İmamoğlu’na yüklendi. Bunlar AKP’nin bilindik siyaseti. Zorda kalındığına gündem olacak konulardan ilk üçü din, milliyetçilik ve devleti kutsama.
Gaflarıyla şimdiden siyaset tarihine geçen Murat Kurum, en büyük hatayı AKP’nin geleneksel siyaset kodları dışına çıktığında yapıyor. İnsanların önünde yemek yemek için sıra beklediği Kent Lokantalarını eleştirmesi başlı başına bir siyasi taktik hatası. Kent Lokantaları aslında AKP’nin ülkeyi yönetemediğinin resmini sunuyor. Ülkenin ekonomik durumunun ne kadar kötü olduğu bundan daha iyi nasıl ortaya konulabilirdi ki. İşçi, memur, emekli, öğrenci ve ev hanımı evinde yemek yerine Kent Lokantası üzerinden karnını daha ucuza doyuruyor. Murat Kurum’un bu kendi ayağına sıkan hamlesi sonrası, acaba Saray’dan bakınca kent Lokantaları nasıl görünüyor?
Kurum’un ikinci hatası İmamoğlu’nu metro inşaatı üzerinden eleştirmek oldu. İmamoğlu döneminde açılan metronun kilometresi daha önceki başkanların yaptığının toplamında fazla.
AKP’nin klasik siyasetin içinde biraz din, biraz milliyetçilik ve son dönemde artan kutsal devlet söylemi bulunuyor. Din ve milliyetçilik soslu siyaset özellikle Orta Anadolu, Karadeniz, Doğu Anadolu Bölgesi’nde AKP’nin istediğini almasını sağlıyor. Ekonomik krizi en derin şekilde hisseden büyükşehirlerde, bu saatten sonra bu söylemin sınırlı bir etkisi olur.
Beş yıldır bol keseden yapılan harcamanın bir gün milletin önüne konulacağı biliniyordu ama zamanının ne olduğu bilinmiyordu. Genel seçimden önce devlet bankaları üzerinden millete dağıtılan ucuz krediler ile bu iş bir süre ertelendi. İngiltere’den Mehmet Şimşek transfer edildi ancak yurtdışından yine para bulunamadı. Ekonomik kriz özellikle büyükşehirlerde insanları derinden etkilemeye başladı. İnsanlar seçim sonrası olabilecekleri düşünmek bile istemiyor. Bu yüzden AKP’li ve MHP’li seçmenin, 10 ay önce oy verdiği partilerinden uzaklaşarak İmamoğlu’na yöneldiği görülüyor.
AKP’nin, Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu’nun karşısına bu kadar güçsüz iki adayı çıkarmasını siyasi analistlerin bazıları Erdoğan’ın siyasi zekâsıyla uyumlu bulmadıklarını söylüyor. Aslında Erdoğan’ın elindeki kadronun en iyileri bunlardı demek daha doğru olur. Erdoğan, bir süredir 11 kişilik futbol maçını tek kişi oynuyor. Maçın hakemleri Erdoğan’a çalışıyor, rakip takımın bazı oyuncularını da satın aldığı, takımında kendisi dışında iyi oyuncu bırakmadığı için kendini Messi arkadaşlarını Barcelona oyuncuları sanıyor. Aslında takımının lig klasmanında hukukta, ekonomide, ifade özgürlüğünde küme düştüğünü görmüyor.
Erdoğan, daha önce en az dört kez söylediği ‘son seçimim’ politikası üzerinden AKP’li seçmeninden arkasına hızalanmasını bekliyor. Bu taktik daha önce işe yaradığı için yeniden devreye sokuldu. Ancak taktiğin bu kez işe yarayıp yaramayacağı net değil. Erdoğan’ın karşısında ağzı laf yapan, siyasi liderlik profili her geçen gün yükselen bir isim var. Bu isim şu anda Erdoğan ve Kurum’un dışında İYİ Parti liderine, muhalif diğer partilere ve CHP içindeki Kemal Kılıçdaroğlu ekibine karşı başarılı bir mücadele veriyor.
Bir kenara yazalım: Ekrem İmamoğlu’nun bu mücadeleden başarılı çıkması durumunda Erdoğan’ın siyasi kariyerinin finalinin bitiş noktası Kent Lokantaları olur.