AKP'nin İstanbul adayını eleştiren İmamoğlu, "Murat Kurum'un bakanlık döneminde İstanbul için ortaya koyduğu tek şey "kupon arazi, boş arazi rezerv alan, kamu arazisi rantı" ifadelerini kullandı.
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, mart ayında yapılacak yerel seçimler öncesi, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ve AK Parti’nin zor durumda olduğunu söyledi. İmamoğlu, iktidarın belediye başkanı adaylarını işaret ederek, “Bakın bir başka Büyükşehir’e ’20 yıldır AK Parti’ye oy vermedim’ diyen kişiyi aday yapmıştır. Bu, AK Parti’nin kendi içinde yaşadığı sıkıntıları göstermektedir” dedi.
AKP’nin İstanbul adayını da eleştiren İmamoğlu, “Murat Kurum’un bakanlık döneminde İstanbul için ortaya koyduğu tek şeyin “kupon arazi, boş arazi rezerv alan, kamu arazisi rantı” ifadelerini kullandı.
Sözcü gazetesinden İpek Özbey’e konuşan İmamoğlu, Kurum’un, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın daha önce söylediği “İstanbul’a ihanet ettik” itirafıyla tarif edilen sürecin bir parçası olduğunu savundu. İBB Başkanı, “İstanbul gibi bir dünya şehri çok net ifade edelim, ‘temsilcilerle’ yönetilemez. İstanbul bir komuta merkezidir ve İstanbul’a “tam yol ileri” diyebilecek bir kaptan gerekir” diye konuştu.
Kanal İstanbul projesinin bir buçuk yıldan fazla konuşulmadığını belirten İmamoğlu, “Burada zaten bir kısım alım-satım yapılmış, işin sahipleri belirlenmiş, imarla ilgili rant süreçlerine başlanmış, planlamalar yürütülmüş, hem de kaşla göz arasında. Bakın Sayın Kurum’un ve onun gibi arkadaşların temsil ettiği dönemde yapılanlara bakın: Üç ayda beş Beylikdüzü ya da sekiz Şişli diyebileceğimiz büyüklükte bir alanın planını çıkarmışlar” dedi.
Erdoğan’ın ve AKP’nin seçim döneminde zor durumda olduğunu söyleyen İmamoğlu, şöyle konuştu:
“TOKİ, Emlak Konut, Şehircilik Bakanlığı eliyle İstanbul’a ihanet etme anlayışını temsil eden birini oraya koymuşlar. AK Parti daha çok emir komuta zincirini takip eden insanları yönetici yapma anlayışının sıkışmışlığında da değil.
Bir başka boyutu da aileye sıkışmışlığı. Yani sadece aile fertlerinin belli çapta siyasi figür olarak konuşulması, sadece aileye yakın insanların bir şekilde siyasette bir yerlere yakıştırılmasından bahsediyorum. Bunun net anlamı insan kaynağı tükenmişliğidir. İnsan kaynağı tükenmiş bir partiden İstanbul’a da, Türkiye’ye de fayda gelmez.”