İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu, tutuklu bulunduğu Silivri Cezaevi’nden İngiliz Financial Times gazetesi için kaleme aldığı yazıda, Türkiye’deki demokratik gerilemenin küresel etkilerine dikkat çekti. “Türkiye’nin demokratik geleceği dünyayı neden ilgilendiriyor?” başlıklı yazısında İmamoğlu, yaşadıklarının yalnızca kişisel bir mesele değil, uluslararası istikrar açısından da belirleyici olduğunu vurguladı.
İmamoğlu, coğrafi konumu itibarıyla Türkiye’nin hem Avrupa hem Asya’yı birbirine bağlayan bir merkez olduğunu hatırlatarak, “Kuzeyde Rusya-Ukrayna savaşı, güneyde Orta Doğu krizleri varken, Türkiye küresel ticaret, güvenlik ve diplomaside hâlâ kritik bir aktör. Bu ülkenin yönü yalnızca kendi halkı için değil, uluslararası düzenin istikrarı için de hayati” ifadelerini kullandı.
Yazısında Cumhuriyet’in kuruluş felsefesine de atıf yapan İmamoğlu, Osmanlı’nın ardından ortaya çıkan laik ve demokratik Türkiye modelinin dünya için örnek oluşturduğunu söyledi. Ancak 22 yıldır iktidarda olan Cumhurbaşkanı Erdoğan döneminde bu modelin çöktüğünü belirterek, “Demokratik kurumlar zayıflatıldı, muhalefet kriminalize edildi, yargı iktidarın sopasına dönüştü. Bu çürüme sadece siyaseti değil, ekonomiyi de felç etti” dedi.
İBB Başkanlığı dönemine de değinen İmamoğlu, Erdoğan’ın uzun vaatler ve kısa icraatlarla tanımlanan yönetim anlayışına karşılık, insan onuruna dayalı, pratik çözümlerle şekillenen bir belediyecilik modeli sunduklarını anlattı. “Bu vizyon, 2024’te üçüncü kez seçilmemle İstanbul halkı tarafından onaylandı. Aynı zamanda CHP’nin ülke genelindeki yükselişinin bir parçasıydı” diye yazdı.
Belediye başkanlığı ve ardından cumhurbaşkanlığı adaylığı sürecinde artan kamuoyu desteğine karşı hükümetin baskıyı arttırdığını ifade eden İmamoğlu, diplomalarının iptali, soruşturmalar ve baskınlarla engellenmeye çalışıldığını belirtti. Adaylığının resmen açıklandığı günlerin hemen ardından evinin yüzlerce polis tarafından kuşatıldığını hatırlattı ve şöyle dedi:
“Bu satırları, birçok seçilmiş isimle birlikte tutulduğum Silivri Cezaevi’nden yazıyorum. Hakkımda mahkeme kararı yok. Tutukluluğumun dayanağı birkaç belirsiz ‘gizli tanığın’ beyanları. Bu bir siyasi tutuklamadır.”
İmamoğlu, tutuklanmasının ardından Türkiye’nin dört bir yanında başlayan protesto ve boykotların iktidarın hesaplarını bozduğunu belirterek, “Sokağa ilk çıkanlar öğrencilerdi. Boykotlar ve mitinglerle yüz binlerce insan sesini yükseltti. CHP’nin düzenlediği ön seçimde 15 milyondan fazla yurttaş benim cumhurbaşkanı adaylığımı destekledi. Bu, halkın demokrasiye sahip çıktığını gösteriyor” dedi.
Yazısında Türkiye’nin jeopolitik önemine tekrar vurgu yapan İmamoğlu, NATO’daki konumu, Avrupa Konseyi üyeliği ve AB adaylığı nedeniyle Türkiye’nin yönünün küresel sonuçlar doğurduğunu belirtti. “Suriye, Gazze ve Ukrayna’da yaşananlar, Türkiye’nin demokratik ve istikrarlı bir ülke olmasının ne kadar kritik olduğunu ortaya koyuyor” diye yazdı.
İmamoğlu, yazısını şu ifadelerle tamamladı:
“Türkiye halkı yüzyıllardır adalet, temsil ve anayasal düzen için mücadele ediyor. Otoriterliğin bu toprakların kaderi olduğu yanılgısını çoktan çürüttü. Bugün dünyada demokrasinin geri çekildiği konuşuluyor. Ama bu dalga Türkiye’de başlamış olabilir; geri püskürtme de buradan başlayacak.”