Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Suriye’de başta Alevi nüfusun çoğunlukta olduğu Lazkiye kenti olmak üzere günlerdir devam eden çatışmaları ‘provokasyon’ olarak niteledi.
Fidan, Ürdün’ün başkenti Amman’da düzenlenen Beşli Güvenlik Zirvesi’nin ardından Ürdün, Irak, Lübnan ve Suriyeli mevkidaşlarıyla ortak basın toplantısında konuştu.
Fotoğraf: OMAR HAJ KADOUR / AFP
AA’nın aktardığına göre “terörle mücadele de dahil Suriye’nin istikrarına yönelik konuları ve bölgesel terör faaliyetlerini masaya yatırdıklarını” dile getiren Fidan, “Suriye’de yeni kurulan hükümete her yönüyle yardımcı olmak, istikrarlaştırıcı bütün faaliyetlerini desteklemek konusunda tabii ki kararlılığımız var” ifadelerini kullandı.
Lazkiye’deki olaylara da değinen Fidan “Suriye hükümetinin hiçbir provokasyona gelmeden haftalardır sürdürdüğü politikanın son günlerde bir provokasyonla rayından çıkartılmaya çalışıldığını görüyoruz” diyerek, “Alevi, Hristiyan, Dürzi ve Nusayrilerin provokasyonlardan uzak durmasının” önemli olduğunu söyledi.
Öte yandan AKP Sözcüsü Ömer Çelik, gündemdeki gelişmelerle ilgili açıklamalarda bulundu. Suriye’de Alevilerin yoğun yaşadığı Lazkiye şehrindeki saldırılarla ilgili konuşan Çelik, “Mezhep provokasyonu var, arkasındaki odağı biliyoruz” ifadelerini kullandı.
Çelik’in açıklamaları şöyle:
“Suriye’nin milli birliğini sonuna kadar savunuyoruz. Hukuka bağlılık temelinde bir tablonun ortaya çıkması son derece önemli. Kapsayıcı bir yönetimin ortaya çıkması kritiktir. Suriye halkının tamamının temsil edildiği bir yönetim. Suriye halkı özgür, medeni bir hayat istiyor. Cumhurbaşkanımız diplomasi trafiği söz konusu olduğunda, Suriye konusu gündeme geldiğinde tüm hassasiyetlerini, tüm grupların haklarının korunması gerektiğini, azınlıklara dönük haksızlık yapılmaması gerektiğini ve kadın hakları konusunda hassasiyetlerini sürekli olarak vurgulamıştır. Son olaylar temelinde provokasyonlar ortaya çıktı ve sivil kayıplar yaşandı.
Biz bu Lazkiye olaylarını ilk duyduğumuzda toplantıdaydık ve 30 saniye içerisinde bu yönetime karşı bu terörist saldırıyı gerçekleştiren grubun adını duyduğumuzda, bunun odağında neyin olabileceğini tespit ettik. Türkiye, sahadaki her gelişmeye hakimdir. Bu saldırı dalgası esasında Esad rejiminin artığı olan, Esad rejimini diriltmek adına birileri tarafından kullanılan bir takım güçlerdir. Biz burada Arap, Türk, Alevi, Sünni, Nusayri tüm grupları, hiçbir şekilde terörle yan yana anılmaması gerektiğini düşünüyoruz. Tüm gruplara kardeşlik temelinde yaklaşıyoruz.
Burada en önemli mesele doğru bir dilin kullanılmasıdır. Esad rejiminin katliamları Nusayrilere mal edilemez. Sivil insanlar suçlanamaz. YPG terör örgütünün katliamları Kürtlere mal edilemez. Nusayri terörist, Sünni terörist, Alevi terörist ifadesi yanlıştır. Cumhurbaşkanımız Batılı liderlere özellikle söylemektedir. Yeni Zelanda’da saldırı gerçekleştiğinde Hristiyan terörü demiyoruz ama sizler İslami terör diyorsunuz.”