Eski MİT Müsteşarı Sönmez Köksal.
Eski Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Müsteşarı Sönmez Köksal, “Bugün artık Öcalan ‘kurucu önder’ diye tanımlandıktan sonra onların Türkiye’de siyaset yapmamaları söz konusu olamaz” dedi.
Devlet nezdinde Öcalan’ın artık ‘bebek katili’ olarak görülmediğini vurgulayan eski MİT Müsteşarı, “O öyle görülmediğine göre, onun emrindeki kimselerin de ‘bebek katili’ konumunda olmaları söz konusu olamaz” ifadelerini kullandı.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin son dönemdeki çıkışlarını değerlendiren eski MİT Müsteşarı Köksal, T24’ten Cansu Çamlıbel’e verdiği ropörtajda “Bahçeli tabuyu kırdı. Tabularla siyaset oluşturmak mümkün değil. Bu tür konuların çözümü tabu kırmakla başlar” dedi.
Bahçeli’nin sözlerinin ‘Terörsüz Türkiye’ tartışmalarında yeni bir aşama yarattığını belirten eski MİT Müsteşarı, “Devlet politikası benim dönemimde MGK’da tüm unsurların onayıyla belirlenirdi. Bugünkü Cumhurbaşkanlığı sisteminde ise kararların nasıl alındığı konusunda bilgim yok” dedi.
Öcalan’a yönelik 1995 ve 1996’da düzenlenen ancak başarısız olan Mercedes ve Yıldırım operasyonlarını hatırlatan eski MİT Müsteşarı, o dönem siyasi çevrelerden gelen talepleri şöyle aktardı: “Birileri dönemin siyasi çevrelerinin aklına ‘Öcalan yakalansın, demir parmaklıklar içine konup halka teşhir edilsin’ gibi bir fikir soktu. Yani Öcalan Taksim’de teşhir edilecek, böylece seçim kazanılacaktı.”
Operasyonların başarıya ulaşması halinde ne olacağı sorusuna, “Seçim kazandırırdı ama PKK bitmezdi. Belki ufalanırdı ama tekrar toparlanırdı” yanıtını verdi.
Öcalan’ın sahneden çekilmesinin PKK’yı ortadan kaldırmayacağını vurgulayan eski MİT Müsteşarı, “Öcalan’ın arkasından liderlik yapacak nitelikte birçok isim vardı, hâlâ da var. Murat Karayılan, Cemil Bayık, Bese Hozat gibi isimlerin bir şekilde sürece entegre edilmesi ya da siyaset yapmalarının koşullara bağlı olması baştaki senaryoda da vardı” dedi.
PKK’nın geçtiğimiz aylarda açıkladığı “silah bırakma” kararını da hatırlatarak, “Bundan sonrası Ankara’nın hangi talepleri karşılayacağına bağlı” değerlendirmesinde bulundu.
Kendi dönemindeki istihbarat anlayışı ile bugünkü tabloyu kıyaslayan eski MİT Müsteşarı, “Ben MİT’in başındayken hiçbir devlet ziyaretine refakat etmezdim, daha görünmezdik. Bugün ise MİT Başkanı, resmi heyetlerin bir parçası. Bu sadece bize özgü değil, ABD, Fransa, İngiltere gibi ülkelerde de aynı eğilim var” dedi.
ABD’de eski CIA Başkanı Petraeus’un Ahmed El Şara ile panelde yan yana oturmasını örnek göstererek, “Bir gün Öcalan ya da PKK yöneticilerini MİT Başkanı ile aynı panelde görebiliriz, mümkündür” yorumunu yaptı.
Suriye’deki gelişmeleri de değerlendiren eski MİT Müsteşarı, ülkenin artık Esad dönemi gibi tek bir ulus yapısına dönmesinin mümkün olmadığını söyledi:
“Suriye çok daha heterojen, bu nedenle dış müdahaleye açık. İsrail’in işine gelir ama Türkiye ile İsrail arasında modus vivendi olursa bu bizim de işimize gelebilir.”
Kuzey Irak’la gelişen ilişkilerin bir model olduğunu hatırlatan eski MİT Müsteşarı, “Ancak Suriye’de YPG’nin ABD tarafından ağır silahlarla donatılması, Türkiye’deki yeni sürecin önünde ciddi bir engel haline geldi” dedi.
Öcalan’ın son açıklamalarındaki “komüniter yaşam” vurgusuna dikkat çeken eski MİT Müsteşarı, bunun şehirlerde yeni ayrışmalara yol açabileceğini söyledi:
“İstanbul ve İzmir’de Kürtler kendi kültürel alanlarını kurmaya yönelirse, bu Türkiye’nin bütünlüğü içinde sıkıntı doğurabilir.”