Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı eleştirmeye başladıktan sonra AKP’den ihraç edilen eski Milletvekili Hüseyin Kocabıyık, 2010 ve 2017 referandumları ile Erdoğan’ın kazandığı güçle “zehirlendiğini” savunarak, bu tarihten sonra ülkede yaşanan her şeyin bizzat Erdoğan’ın “istek ve arzularının eseri” olduğunu söyledi.
Yargıda “muazzam” bir çete olduğunu iddia eden Kocabıyık, “Bu çete hem iktidarın siparişlerini yerine getiriyor, siyasetin tasfiye etmek istediği insanları lekeliyor ve siyasi tasfiyenin alt yapısını hazırlıyorlar hem de kurdukları korkunç paralı işler düzeni üzerinden yargılanan kişileri soyuyorlar” dedi.
Kocabıyık TurkishPost isimli siteye verdiği röportajda gündemdeki konulara ilişkin özetle şunları söyledi:
“AKP yönetimi ve Erdoğan şöyle bir siyaset tarzı geliştirdi: AKP’de siyaset yapan herkese bir menfaat alanı tahsis ediyor. Kiminin çocuğuna, kiminin gelinine, kiminin damadına. Çoğu kez de siyasetçinin kendisine. Kişi herhangi bir eleştiri veya muhalif bir söz ve tutum sergilediği vakit imtiyazlarını anında kaybedebiliyor. Tabi eş, yakın, akraba da…
Dolayısıyla AKP’de benim gibi sesini çıkaracak biri çıkmaz. Çıkmaz çünkü kimse kendilerine açılan çıkar hesabının kapanmasını istemiyor. Demokrasi ve onur mücadelesinde önce “vazgeçmeyi” göze alacaksınız. Nitekim yargı ve demokrasi yozlaşmasını eleştirdiğim gün bana cezayı kestiler.”
“‘Danışmanları Erdoğan’ı yanlış yönlendiriyor’ sözü bir şehir efsanesi. Türkiye’de 2010 referandumundan ve 2017 referandumundan sonra yani Cumhurbaşkanlığı sistemine geçildikten sonra, yaşanan tüm gelişmeler Erdoğan’ın arzu ve isteklerinin eseridir. Yeni sistemin kendi makamında biriktirdiği güç yığılması Erdoğan’ı bir bakıma baştan çıkarmıştır. Bu denetimsiz güç kullanımı onu demokrasiden otokrasiye doğru savurmuştur.
Danışmanları ve etrafı ise Erdoğan’daki bu değer ve ilke sapmasına itiraz edememişlerdir. Çünkü böyle bir itirazın bir bedeli olduğunu çeşitli örnekleriyle görmüşlerdir. Erdoğan, kendisine itiraz edenlere anında ceza uygulayan bir lider.”
“Yeryüzünde ölçme ve değerlendirme tekniklerini en iyi bilen siyasetçi Tayyip Erdoğan’dır. Erdoğan her gün birkaç anketle toplumun nabzını tutar. Orada gördüğü trendlere uygun konuşma metinleri hazırlatır. Yine bu sonuçlara göre politika belirler. Ve Erdoğan için kampanya seçimden seçime yapılan bir faaliyet değildir. O senenin her günü, 365 gün kampanya yapan birisi. Bunu da devlet imkânlarıyla yapan birisi.
Bütün bu çabalarından sonra anketlerde Ekrem İmamoğlu’nun önümüzdeki dönem yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde kazanacağını görüyor. Bu, Tayyip Erdoğan’ı korkutan bir durum. Birçok nedenden dolayı böyle bir sonucu kendisi ve ailesi için kabul edilemez buluyor.”
“Herkesin bildiğini ben size açıkça söyleyeyim: Yargıda muazzam örgütlü bir çeteleşme var. Bu çete hem iktidarın siparişlerini yerine getiriyor, siyasetin tasfiye etmek istediği insanları lekeliyor ve siyasi tasfiyenin alt yapısını hazırlıyorlar hem de kurdukları korkunç paralı işler düzeni üzerinden yargılanan kişileri soyuyorlar. Namuslu savcılar bu çeteyi adalet bakanlığına şikayet ettiği halde değişen hiçbir şey olmadı.”
“Diploma skandalı bir facia. Kaldı ki toplumu dehşete düşüren bilgiler anlaşılıyor ki buz dağının görünen yüzü. Ama ne yazık ki hızlı bir şekilde üstü örtüldü ve unutulmaya terk edildi. Çünkü bunun altından da 23 yıllık AKP çıkıyor. Sadece 2023 yılında 4300 profesörlük unvanı dağıtıldığı açıklandı. Olay sanırım o kadar büyük ölçülere sahip ki kimse kapağı açmaya cesaret edemiyor.”