Erdoğan: Mahkeme kararları bağlayıcıdır ama…

Erdoğan, 2024-2025 Adli Yılı Açılış Töreni'nde konuştu. Türkiye'nin yeni anayasaya hazır olduğunu söyleyen Erdoğan "Mahkeme kararları herkes için bağlayıcıdır. Hukukun üstünlüğü ve hukuk devleti olmak bunu gerektirir fakat bir kararın bağlayıcı olması onu eleştiriden azade kılmaz" dedi.

  • ü
  • 02 Eylül 2024
  • ü
  • Politika

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yargıtay Başkanlığında 2024-2025 Adli Yıl Açılış Töreni’ne katıldı. 22 yıllık iktidarlarında adalet kavramlarına büyük önem verdiğini savunan Erdoğan, “Bir yandan toplumun sofrasındaki ekmeğini büyütüp, refahın arttırırken, diğer taraftan devletle vatandaş arasındaki bağın güçlendirmenin çabasında olduk” ifadelerini kullandı.

“Yeni adli yıl ülkemiz, milletimiz, hakim ve savcılarımız, avukatlarımız ve tüm adalet teşkilatı için hayırlı olsun. Adaletin tecellisi için görev yaparken teröristler tarafından kalleşçe şehit edilen Murat Uzun ve Mehmet Selim Kiraz ile birlikte adliye teşkilatımızın tüm şehitlerini rahmetle yad ediyorum” ifadeleriyle sözlerine başlayan Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

ERDOĞAN ADALET BİR İDEALDİR

“Bu sene Yargıtay başkanlığımızın seçim yılıydı demokratik bir iklimde rekabetçi bir atmosferde yapılan seçimlerde sayın Ömer Kerkez Beyefendi başkan seçildi. Kerkez’i canı gönülden tebrik ediyorum.

Toplumun huzuru için vazgeçilmez kavramlar vardır. Bunların en başında adalet yer alır. Adalet konusunda şu ince ayrımı yapmamız gerekiyor. Kanun, hukuk, adalet birbiriyle bağlantılı kavramlar olmak ile birlikte aynı manaya gelmez. Hukuk toplumun temel değerlerini koruyan bir klavuzen adalet ise hukukun doğru tatbikinin ödülüdür. Adalet bir idealdir.

’22 YILDA ADALET ÖNCELİĞİMİZE SADIK KALDIK’

Aziz milletimizin takdiriyle ülkeyi yönetme sorumluluğunu üstendiğimizde Türkiye’yi üzerinde yükselteceğimiz 4 sütundan birinin adalet olduğunu ilan ettik. Yaklaşık 22 yıla ulaşan iktidarımızda bu önceliklerimize sadık kaldık. Bir yandan toplumun sofrasındaki ekmeğini büyütüp, refahın arttırırken, diğer taraftan devletle vatandaş arasındaki bağın güçlendirmenin çabasında olduk.

Toplumda adalete olan güveni arttıracak her çaba önemlidir. Birileri küçümsemeye çalışsa da modern adalet sarayları, teknolojik yeniliklerden istifade edilmesi önemlidir, mahkemelerin sayısının artması önemlidir. Ama kabul edelim ki bunların hiçbiri adaletin garantisi değildir. Asıl önemli olan vicdanların teskin olmasıdır.

‘YENİ ADIMLAR ATIYORUZ’

İnsanı merkeze alan, hızlı ve etkili işleyen bir sistem kurmak adalet politikamızın en önemli hedefidir. Yeni teknolojilerin etkisiyle toplum hızla değişiyor, dönüşüyor. Talep ve istekleri farklılaşıyor. Yargıdan beklentiler artmaktadır. Vatandaşlarımızın adalet arayışında karşılaştıkları zorlukları ortadan kaldırmak amacıyla yeni adımlar atıyoruz.

Bunlardan ilki hukuk mesleklerine giriş sınavıdır. Bu sınavla avukat, hakim, savcı ve noter olacak kişilerin mesleki niteliklerinin artırılmasını hedefliyoruz. İlk sınav 29 Eylül.

‘HSK’DA 3 YILLIK MODELİ DEVREYE ALIYORUZ’

Hakim ve savcı yardımcılığı kurumu da diğeridir. 3 yıllık bir modeli devreye alıyoruz. Bir yılı adalet akademisinde, 2 yılı ise usta çırak ilişkisiyle geçecek olan sistemde hakim ve savcılarımız çok daha donanımlı ve tecrübeli olarak yetişecek. 2024-2028 yıllarını kapsayan Türkiye Yüzyılı yargı reformu belgemizi önümüzdeki süreçte milletimizle paylaşacağız.

YENİ ANAYASA AÇIKLAMASI: TÜRKİYE HAZIRDIR

Yeni anayasa konusunda sağlıklı bir tartışma değil, kemikleşmiş sağlıklı bir tartışma değil kemikleşmiş ön kabullerden kaynaklı bir kakafoni duyuyoruz. Yeni anayasa önümüzdeki en büyük engel önyargılar. Darbe anayasasından kurtulmalıyız. Biz samimi ve kararlıyız. Türkiye yeni anayasaya hazırdır.

‘İŞBİRLİĞİNE İHTİYAÇ DUYUYORUZ’

Siyaset başta olmak üzere işbirliğine çok fazla ihtiyaç duyduğumuz günlerden geçiyoruz. Yargı mensuplarımızın bağımsızlığını korumak kararlarını sadece hukukun ve vicdanlarının sesine dayanarak almalarını sağlamak için gerekli tüm desteği veriyoruz. Yargının gücünü bağımsızlıktan aldığının farkındayız. Mahkeme kararları herkes için bağlayıcıdır. Hukukun üstünlüğü ve hukuk devleti olmak bunu gerektirir fakat bir kararın bağlayıcı olması onu eleştiren azade kılmaz. Demokrasilerde hukukun çizdiği çerçeve içinde yargı kararları hakkında farklı düşünce ve görüşler söylenebilir, kararlar eleştirebilir.

‘TÜM YARGIMIZ HEDEF TAHTASINA KONUYOR’

Geçen yıl mahkemede 12 milyon dosyada karar verildi. Bunların içerisinde zaman zaman ‘bu nasıl karar’ diyebileceğimiz kararlar oldu. Olabiliyor, hiç arzu etmesek gelecekte de olabilir, insanın olduğu her yerde hata kusur hatta istismar olur. Önemli olan telafisi imkansız hasarlar oluşmadan bunların giderilmesidir. Ancak adalete karşı husumet, kabul edilemez bir durumdur. Kamuoyuna da yansıyan bazı kararlar da bahane edilerek maalesef tüm yargımız hedef tahtasına koyuluyor. Hukuk bilgisi olmayan ya da sınırlı kişiler tarafından koskoca bir mecra örseleniyor.

‘SOSYAL MEDYA ORGANİZE KÖTÜLÜĞÜN VASATI…’

Sosyal medya mecraları organize kötülüğün vasatı haline getiriliyor. Her gün bir kişi ya linç ediliyor, ya da suikast lincine maruz kalıyor. Son günlerde altı harlanan nefret ve kavga siyasetinin demokrasimize, milletimize fayda sağlamadığını herkesin görmesi, buna göre siyaset üretmesi gerekiyor. Toplumda adalete, yargıya ve mahkemeye duyulan güveni sarsmak ülkemize yapılacak en büyük kötülüktür.

Yargıyı tahakküm aracı olarak kullananların gerçek yüzünü önce 17-25 Aralık’ta ardından 15 Temmuz’da gördük.”

Velev'i Google Haberler üzerinden takip edin

ÖNERİLEN İÇERİKLER

WP Twitter Auto Publish Powered By : XYZScripts.com