Dünden bugüne bir Erdoğan klasiği: Yumuşama mı, U dönüşü mü?

“Siyasette yumuşama dönemine girdik” diyen Erdoğan, sertleşme politikasından döndüğünü adeta teyit etti. Erdoğan’ın siyasi tarihi ise zikzaklarıyla dolu. İşte One Minute’dan, Kardeşim Sisi’ye Erdoğan’ın tarihe damga vuran U dönüşleri…

Türkiye siyaseti yine tarihî bir dönemeçten geçiyor. Erdoğan her ne kadar cumhurbaşkanlığı seçimlerini ikinci turda kazanmış olsa da bir süredir yaşadığı oy kaybı, yerel seçimlerde dibe vurdu ve tarihinde ilk kez AKP ikinci parti konumuna düştü. Erdoğan’ın bu tablonun ardından bundan sonraki siyasi yelpazesini nasıl şekillendireceği merak edilirken, ilk somut adım CHP lideri Özgür Özel ile AKP Genel Merkezi’nde görüşmesiyle geldi. Bu görüşmeden sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Siyasette yumuşama dönemine girdik” sözleriyle dikkat çekti. Bu sözleriyle sert ve kutuplaştırıcı bir politika izlediğini resmen kabul eden Erdoğan, CHP’ye iade-i ziyarette bulunacağını da söyledi.

Dış politikada komşularıyla sıfır sorundan, hepsiyle kavgalı-gergin bir süreç geçiren Erdoğan, ilk yumuşama adımlarını aslında bu alanda atmıştı. Şimdi sırada ise iç politikada yumuşama adımları bekleniyor. Siyasette yumuşama döneminden ne kastettiği henüz bilinmiyor ancak Erdoğan hem içte hem dışta birçok alanda yaptığı U dönüşleriyle zihinlere kazındı.

Kısaca hafıza tazeleyelim…

ONE MINUTE’DAN KARŞILIKLI BÜYÜKELÇİ ATAMAYA

Davos Krizi veya “one minute” çıkışı olarak bilinen olayda, 29 Ocak 2009 tarihinde İsviçre’nin Davos kentinde düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu panelinde dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, kendine daha az konuşma imkânı tanıdığı gerekçesiyle Dünya Ekonomik Forumu Moderatörü David Ignatius’a “one minute” diyerek çıkıştı ve konuşmacılar arasında bulunan İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Perez’i sert sözlerle hedef aldı.

Erdoğan ve İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog (FOTOĞRAF: AFP)

Erdoğan, Filistin’de yaşanan olaylardan dolayı İsrail’i sık sık “terör devleti” sözleriyle eleştirmesine karşın 2021 yılında “normalleşme” iddiaları konuşulmaya başlandı. Ardından İsrail Cumhurbaşkanı Yitzhak Herzog, 9-10 Mart 2022 tarihlerinde Türkiye’ye resmi bir ziyarette bulundu. Bu görüşmeden sonra iki ülke, karşılıklı olarak büyükelçi atadıklarını duyurdu.

MAVİ MARMARA KRİZİ

31 Mayıs 2010 tarihinde, Gazze’ye insani yardım taşıyan İHH’ya ait “Mavi Marmara” gemisinin İsrailli askerler tarafından basılarak 10 yolcunun öldürülmesi nedeniyle Türkiye ile İsrail arasındaki diplomatik ilişkiler kesildi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Mavi Marmara saldırısının ardından “Gemiye ben izin verdim” demişti.

Erdoğan, 2016 yılında ise “Uluslararası bazda bir adım atıyoruz. Siz kalkıp da Türkiye’den böyle bir insani yardımı götürmek için günün başbakanına mı sordunuz? Biz zaten oraya gerekli yardımı Gazze’ye bugüne kadar hep yaptık yapıyoruz. Filistin’e yaptık yapıyoruz” diyerek İHH’yı suçlamıştı.

CEMAL KAŞIKÇI CİNAYETİ

Muhalif Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın 2 Ekim 2018’de, Suudi Arabistan’ın İstanbul’daki başkonsolosluğunda öldürülmesi sonrası Erdoğan, Riyad yönetimini ağır sözlerle hedef almıştı.

Cinayetin ardından Suudi Arabistan yönetimine “Veliaht Prens dedi ki, ‘Cemal Kaşıkçı başkonsolosluktan çıktı.’ Ya Cemal Kaşıkçı çocuk mu? Dışarıda nişanlısı var. Onu alıp ayrılmaz mıydı? Bunlar dünyayı enayi zannediyor. Bu millet enayi değil hesabı sormasını bilir. Daha birçok şeyler çıkacak. Buradan çok şeyler çıkar. Artık insanlık bunlara tahammül edemez. İnsanları enayi, ahmak zannediyorlar. Kamuoyunu kandıracaklarını zannettiler. Ne oldu? Aradan bir iki gün geçti farklı açıklamalar yapmaya başladılar” demişti.

Mohammed bin Salman ve Erdoğan (FOTOĞRAF: OZAN KÖSE / AFP)

2022 yılında ise Türkiye ile Suudi Arabistan arasında “normalleşme” süreci başladı. Süreç devam ederken İstanbul’daki Suudi Arabistan Konsolosluğu’nda öldürülen gazeteci Cemal Kaşıkçı davası Suudi Arabistan’a iade edildi. Karar tepkilere neden olurken, Prens Selman’ın Türkiye’ye gelişinden 5 gün önce İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nce davanın düşürüldüğü ortaya çıktı. Erdoğan olaydan dört sene sonra Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’ı resmî törenle ağırladı. İki ülke arasında birçok anlaşma imzalandı.

RAHİP BRUNSON KRİZİ

12 Ekim 2018’de İzmir’de “casusluk yaptığı” iddiasıyla hakkında 35 yıl hapis cezası istenen ve ev hapsinde olan ABD’li din adamı Andrew Craig Brunson’a, 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezası verildi. Bu olay Türkiye ile ABD arasında ilişkilerin gerilmesine neden oldu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Diyorlar ki, papazı bize verin. Bir papaz da sizde var. Siz onu bize verin biz de onu, yapalım yargıda gereğini size verelim” sözleriyle dikkat çekti.

Dönemin ABD Başkanı Donald Trump, Twitter üzerinden “ABD, harika bir Hristiyan, aile babası ve harika bir insan olan Rahip Andrew Brunson’ın uzun süreli tutukluluk hali sebebiyle Türkiye’ye geniş yaptırımlar uygulayacak. Brunson çok acı çekiyor. Bu masum din adamı hemen serbest bırakılmalı” paylaşımını yaptı.

FOTOĞRAF: ADRIAN DENNIS / AFP

Brunson krizi olarak tarihe geçen olay sonrası dolar uçuşa geçti. ABD ile Türkiye arasında yaşanan kriz nedeniyle dolar 7 TL’nin üzerine çıktı. ABD-Türkiye ilişkilerinde tarihinin en gergin günlerinin geçmesine neden olan ve iki ülkeyi karşılıklı yaptırımlar uygulama noktasına getiren Andrew Brunson krizi, rahibin serbest bırakılmasıyla çözüldü.

‘TRUMP GELİRSE ONUNLA GÖRÜŞÜRÜM’ DESE DE

Brunson davasının sürdüğü günlerde Amerikalı bir muhabir Erdoğan’a, “Amerikan heyeti Türkiye’ye geliyor kaygılı mısınız” şeklinde bir soru yönelttiğinde, “Neden kaygılı olayım, onlarla görüşmeyeceğim. Trump gelirse onunla görüşürüm” demişti. Ancak Erdoğan sonrasında, ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence’in liderlik ettiği, fakat Trump’ın içinde olmadığı heyeti Saray’da kabul etti.

DENİZ YÜCEL’İN TUTUKLANMASI

Alman Die Welt gazetesi Türkiye muhabiri Deniz Yücel’in tutuklanması Türkiye ile Almanya arasındaki ilişkilerin gerilmesine neden oldu.

Alman Die Welt gazetesinin Türkiye muhabiri olan Deniz Yücel, 14 Şubat 2017 tarihinde dönemin Enerji Bakanı Berat Albayrak’ın e-maillerinin sızdırılmasıyla ilgili bir soruşturma kapsamında gözaltına alındı. “Terör örgütü propagandası yapmak” ve “halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik” suçlarından tutuklandı.

Erdoğan, Yücel için birçok kez ‘terörist’, ‘Alman ajanı’ ve ‘ajan terörist’ ifadelerini kullandı. Hatta Yücel’in Almanya’ya iade edilmesine ilişkin, “Hiçbir surette olmayacak, ben bu makamda olduğum sürece asla” dedi. İki ülke arasında yaşanan diplomatik kriz, Deniz Yücel’in tahliye olmasıyla sona erdi. Tahliye kararı dönemin başbakanı Binali Yıldırım’la Almanya Başbakanı Angela Merkel arasında Berlin’de gerçekleşen görüşmeden bir gün sonra gelmesi dikkat çekti. Yücel eşiyle birlikte özel bir uçakla Almanya’ya gitti. Almanya Başbakanı Angela Merkel kararla ilgili “Deniz Yücel’in serbest bırakılmasından memnunum” dedi.

DÜŞÜRÜLEN RUS UÇAĞI

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 24 Kasım 2015’te, Türkiye-Suriye sınırında Rusya’ya ait bir Su-24 savaş uçağının düşürülmesi sonrası, “Özür dilemesi gereken biz değiliz, hava sahamızı ihlal edenlerdir. Pilotlarımız görevlerini ifa etmişlerdir. Nedir o? Angajman kurallarının ihlalidir ve bunun gereğini yerine getirmişlerdir” dedi. 27 Haziran 2016’da basına yansıyan bir haberde, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’e bir mektup gönderdiği ve düşen Rus askeri uçağı ile ilgili derin üzüntü içinde olduğunu belirttiği ifade edildi. 2019 yılında da Türkiye, düşürülen uçağın bedeli olarak Rusya’dan S-400 hava savunma sistemi aldı. Bu alım, ABD ile Türkiye arasında uzun yıllar sürecek bir krize neden oldu. Ankara, F-35 programından tamamen çıkarıldı.

DARBECİ SİSİ’DEN ‘DEĞERLİ KARDEŞİM’ SİSİ’YE

Erdoğan, daha önce ülkesindeki idamlar yüzünden “insanlık suçu işlediği” ve Muhammed Mursi’yi düşürdüğü gerekçesiyle “darbecilikle” suçladığı Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah Sisi’ye olan tavrını değiştirdi. İki ülke ilişkilerinin 2013 yılında Mısır’da yapılan darbenin ardından kopma noktasına gelmesinden sonra Erdoğan ve Sisi, ilk kez Kasım 2022’de Katar’daki Dünya Kupası açılışında tokalaştı.

Daha sonra iki ülke arasında karşılıklı büyükelçiler atandı. Mısır’la ilişkileri normalleştirme sürecine giren Erdoğan, manidar bir şekilde 14 Şubat 2024’te Mısır’a gitti ve Sisi ile görüştü. 2011’den yana olan bu ilk temasta, “darbeci”, “katil”, “zalim” dediği Sisi’ye “Değerli kardeşim” ifadesini kullandı.

‘ESAD’LA GÖRÜŞÜRÜM’

Erdoğan’ın ipleri kopardığı isimlerden biri de Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’dı. 2011 yılında başlayan iç savaşın ardından Esad yönetimi ile ipleri koparan AKP iktidarı son dönemde Suriye yönetimi ile diyalog adımlarını artırdı. Suriyeli muhalif gruplara destek veren, geçmişte “kardeşim” dediği Esad’ı “terörist” olarak niteleyen Erdoğan’dan bu kez diyalog çağrısı geliyor. Ancak Beşar Esad’ın bu görüşmeye sıcak bakmadığını ifade ediyor. Esad, “Erdoğan’ın şartları altında” bir görüşme gerçekleşmeyeceğini sık sık vurguluyor.

Erdoğan, 17 Kasım 2022’de Türkiye’nin Suriye ile Mısır’la ilişkileri hakkındaki bir soruya, “Siyasette ebedi olarak dargınlık, kırgınlık, küslük olmaz. Vakti, zamanı geldiği anda oturur, değerlendirir, ona göre de bir yenilemeyi yapabilirsiniz” yanıtını vererek U dönüşlerini böyle açıklıyordu.

‘FAİZ SEBEP’TEN RASYONEL POLİTİKALARA

“Ben ekonomistim” diyen Erdoğan’ın 2018 yılında “Sebep netice ilişkisine baktığımız zaman faiz sebep enflasyon neticedir” yönünde kullandığı ifade, Türkiye’yi derin ekonomik krize sokan sürecin de sebebini gösteriyordu. Merkez Bankası başkanlarını görevden alarak faiz indirimi politikasını sürdüren Erdoğan, dövizin sürekli yükselmesi, enflasyonun her geçen daha da artması ve hayat pahalılığının içinden çıkılmaz hale gelmesi nedeniyle yıllar sonra bu tezinden geri adım attım. Erdoğan, Haziran 2023 seçimlerinden sonra ekonominin başına Mehmet Şimşek’i oturtarak faiz artırımına adeta onay verdi. Mehmet Şimşek, ekonomide “rasyonel politikalar” iddiasıyla geldiği görevinde, Merkez Bankası’nda faiz artırma süreci başladı.

Velev'i Google Haberler üzerinden takip edin

ÖNERİLEN İÇERİKLER

WP Twitter Auto Publish Powered By : XYZScripts.com