DEVA Partili Mehmet Emin Ekmen, Abdullah Öcalan'ın devlete vekalet bıraktığını ve 2023’ten bu yana ABD ve İngiltere’nin dahil olduğu gizli bir sürecin yürütüldüğünü iddia etti. Ekmen'e göre, Erdoğan ve Bahçeli'nin “pazarlık yok” açıklamalarına rağmen örgütün feshi sonrası adım atılacağı mesajı veriliyor.
Mehmet Emin Ekmen - DEVA Partisi Mersin Milletvekili TBMMde yemin etti. (Depo Photos)
DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Emin Ekmen, katıldığı bir yayında gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Abdullah Öcalan’ın devlete “vekalet bıraktığını” iddia eden Ekmen, 2023 Temmuz ayından bu yana ABD ve İngiltere’nin de içinde olduğu bir sürecin Kandil, Suriye ve İmralı üçgeninde yürütüldüğünü ileri sürdü.
Ekmen, bu sürecin kamuoyuna sunumu için özel bir iletişim modeli geliştirildiğini ve bu modelde “pazarlık yok” söyleminin öne çıkarıldığını belirtti.
“Bence Öcalan devlete vekalet bıraktı. Bilgiye dayalı tespitlerime göre 2023 Temmuz’undan beri içinde ABD ve İngiltere’nin olduğu bir süreç Kandil’de, Suriye’de ve İmralı’da yürütülüyor. Bu sürecin iletişim modeli de kararlaştırılmış: Pazarlık yok, talep yok ama işin gereği neyse yapılacak.”
Ekmen, iktidarın sürecin kamuoyuna sunumunda MHP lideri Devlet Bahçeli’nin pozisyonunun da hesaba katıldığını ifade etti. Bahçeli’nin sürecin doğrudan tarafı olmayacağı, ancak “çağrısını yapıp” sürece dolaylı destek sağlayacağı bir model üzerinde uzlaşıldığını ileri sürdü.
“Dediler ki ‘Bu iş Bahçeli olmadan olmaz. Bahçeli de bu haliyle bir pazarlığın tarafı olacak değil. O çağrısını yapar, siz de buna icabet edin ama bize güvenin. Biz bu işin gereğini biliyoruz.”
Ekmen, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile MHP lideri Bahçeli’nin kamuoyuna açık şekilde “pazarlık yok” mesajı vermesine rağmen, ikisinin toplamda 21 ayrı konuşmasında örgütün feshiyle bağlantılı olarak demokratikleşme vurgusu yaptığını söyledi.
“Örgütün feshiyle genişleyecek siyasi zemine bu kadar çok referans verilmesi boşuna değil. Pazarlık yok deniliyor ancak örgüt feshedilirse, gereğinin yapılacağına dair güçlü mesajlar var.”
Türkiye’de hukukun işleyişine ilişkin değerlendirmelerde de bulunan Ekmen, “hukuk düzeninden lütuf düzenine geçildiğini” savundu. Bu ifadeyle, adaletin kişiye özel ve siyasi konjonktüre göre işlediğini ima etti.
“Bir kişi hukuka dayanarak Erdoğan ve Bahçeli’den bir bardak su istese, alamadığı gibi dayak da yiyebilir. Ama biri gidip ‘vicdanınıza sığınıyorum’ derse, öyle bir sofra kuruluyor ki akıl almaz.”
Velev'i
Google Haberler üzerinden takip edin
