CHP üyelerinin MİT tarafından belirlenmesini eleştiren ABD Eski Washington Temsilcisi Yurter Özcan, Özgür Özel'i suçladı: New York'ta CHP'lilerle görüşmek yerine Central Park’da gezdi, ultra lüks Wolfgang Puck steakhouse’da özel soslu biftek yedi.
Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) yaşayan CHP’lilerin, Özgür Özel’e hitaben yazdığı açık mektubun ardından tartışmalar sürüyor. Cumhuriyet Halk Partisi gönüllüleri, mektupta, partiye yeni katılacak üyelerin Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) tarafından belirlenmesine ilişkin, “Türkiye’de adalet başta olmak üzere tüm devlet kurumlarının tek bir kişinin iradesine teslim olduğu gerçeği ortadayken, CHP’nin yurt dışı örgütlenmeleri için Milli İstihbarat Teşkilatından destek talep etmesi, kabul edilemez bir gaflet ve hatta bir delalettir.” denildi. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, MİT Başkanı İbrahim Kalın’ı CHP Genel Merkezi’ne davet etmiş, “Terör örgütleri sızmasın diye MİT’ten istihbarat desteği istedik. Onlar da büyük bir memnuniyetle buna yardımcı olabileceklerini söylediler” ifadelerini kullanmıştı.
Mektupta, MİT ile iş birliği yapılmasının CHP’nin bağımsızlık ve özgürlük mücadelesine zarar verdiği belirtilerek, “Kadromuzu siz onaylayın ki sonra hata bulmayın” gibi bir yaklaşım teslimiyettir ve CHP’nin ilkelerine tamamen aykırıdır. AKP’nin kontrolündeki bir kurumdan yardım istemek, muhalefeti zayıflatır ve partimizin güvenilirliğini baltalar.” eleştirisi yapılmıştı.
CHP’nin MİT güdümüne girmesini eleştiren ABD Eski Washington Temsilcisi Yurter Özcan ise, CHP lideri Özgür Özel’in Halk TV’de yaptığı yorumlar üzerine yeni bir açıklama yaptı. Kamuoyuna seslenen Özcan, “Özgür Özel’in bugün Halk TV’de ABD ile ilgili yaptığı yorumlar malesef hatalarla doludur.” diyerek şunları söyledi:
“Özgür bey New York’a geldiğinde, Central Park’da gezmek ya da ultra lüks Wolfgang Puck steakhouse’da özel soslu biftek yemek yerine CHP’lilerle biraraya gelmiş olsaydı bu yazdıklarım kendisine anlatılırdı.
CHP olarak yüzde 85 oy aldığımız ABD’ye seyahati öncesinde kendisinin havaalanında karşılama veya CHP gönüllüleri ile toplantı istemediği bizlere iletildi.
1) ABD’de 52 eyalet yoktur, 50 eyalet vardır.
2) Her eyalette Temsilcilik açmaya gerek yoktur. Seçmenin yarısı New York Başkonsolosluğuna kayıtlıdır.
3) ABD’de seçime katılım oranı çok düşük değildir. Yüzde 40 civarındadır. Yurtdışı ortalaması ise sadece yüzde 50’dir.
4) ABD, yüzölçümü olarak Türkiye’nin 12 katı kadar büyük, 10 milyon kilometrekarelik bir ülke olmasına rağmen sadece 8 noktada oy kullanılmaktadır. Yurttașlarımız ABD içinde uçaklarla, otobüslerle seyahat edip, seferberlik halinde oy kullanmışlar, oylarla beraber Türkiye’ye eşlik etmişlerdir. Genel Merkez’den bu çalışmalar için tek kuruş istenmemiştir.
5) CHP ABD Temsilciliği yaptığım 12 sene boyunca Özgür bey defalarca farklı konularda destek istemiş, benimle irtibata geçmiştir. Gerekirse o iletişimleri de kendisine tekrar hatırlatabilirim.
6) CHP ABD Temsilciliğine bugüne kadar hiçbir terör örgütü tarafından sızma olmamıştır.
Bu haberler de ilginizi çekebilir:
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, MİT Başkanı İbrahim Kalın’ın 20 Eki’de CHP Genel Merkezi’ni ziyaretine ilişkin konuşmuş, “Üye alımları sırasında CHP’ye terör örgütleri sızmasın diye MİT’ten istihbarat desteği istedik. Onlar da büyük bir memnuniyetle buna yardımcı olabileceklerini söylediler” demişti.
Bunun üzerine, ABD’deki CHP gönüllüleri tarafından hazırlanan bir metinde, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in MİT Başkanı İbrahim Kalın ile görüşmesi eleştirilmiş;, “CHP’nin MİT’ten destek talep etmesi, partinin güvenilirliğini zedeler ve destekçilerini zan altında bırakır” ifadelerine yer verilmişti.
Son 10 yılda yurtdışında CHP’ye çıkan en fazla oyun ABD’den geldiğine dikkat çeken gönüllüler, seçim süreçlerinde gönüllülerin yaptığı fedakarlıkların parti yönetimi tarafından yeterince takdir edilmediğini belirterek “Bu kadar emek veren insanları zan altında bırakacak söylemler hem vefasızlıktır hem de CHP’ye duyulan kurumsal güveni zedeler.” ifadelerine yer verdi.
ABD’deki CHP gönüllülerinin mektubunda şu cümleler yer aldı:
“Sayın Özgür Özel ve CHP Yetkilileri,
Türkiye’de adalet başta olmak üzere tüm devlet kurumlarının tek bir kişinin iradesine teslim olduğu gerçeği ortadayken, CHP’nin yurt dışı örgütlenmeleri için Milli İstihbarat Teşkilatından destek talep etmesi, kabul edilemez bir gaflet ve hatta bir delalettir.
CHP’nin, AKP kontrolü altındaki bir kurumdan yardım istemesi, hem partimizin bağımsızlık ve özgürlük mücadelesine zarar verir hem de muhalefeti zayıflatır. Bunun yanı sıra, yurtdışındaki temsilciliklerle ilgili yapılan açıklamalarda çok ciddi çelişkiler ve tehlikeli bir yaklaşım bulunmaktadır. “Kadromuzu siz onaylayın ki sonra hata bulmayın” gibi bir yaklaşım teslimiyettir ve CHP’nin ilkelerine tamamen aykırıdır. AKP’nin daha sonra kayyum atadığı belediye başkanlarının da vaktiyle YSK onayı ile aday yapıldığı düşünüldüğünde, AKP’ye bağlı kurumların bir gün “ak” dediğine diğer gün “kara” diyebileceğini öngörmek zor değildir.
ABD’de yaşayan ve özellikle seçim süreçlerinde CHP için canla başla çalışan bizler, bu gelişmeleri endişe ile izliyoruz. Bunca yıllık çalışmalarımıza teşekkür ve destek bir yana, bu açıklamaları hakaret, tehdit ve “ortada bırakılmak” olarak algılıyoruz.
Madem FETÖ, PKK gibi hassas konular gündeminizde ve Ortadoğu’daki savaşın haritaları yeniden çizilebileceği, ABD’nin tutumunun belirleyici olabileceği böyle kritik bir dönemdeyiz, CHP’nin ABD Temsilciliğini aniden ve hazırlıksız bir şekilde kapatılması, stratejik açıdan ciddi sorulara yol açmaktadır. Mevcut yapının yerine yenisini koymadan sonlandırmak, kurucu temsilci Yurter Özcan’a teşekkür ile veda etmek bir yana kamuoyunda itibarsızlaştırıcı açıklamalarda bulunmak partinin uzun vadeli çıkarlarına zarar vermiştir. Siyasi bir temsilcinin görevden alındığını sosyal medyadan öğrenmesi kabul edilemez bir durumdur. Lütfen artık CHP iç meselelerini ve çatlakları kamuoyuna taşımaktan kaçınsın. Bu gibi çıkışlar CHP’nin ABD’deki kurumsal ilişkilerini, kamuoyundaki etkisini ve lobicilik faaliyetlerini çok olumsuz etkiler ve AKP’nin ekmeğine yağ sürer.
CHP’nin MİT’ten kendi kadrosuna karşı destek talep etmesi, CHP için çalışmak isteyen kişilerin zan altında kalmasına ve doğrudan hedef alınmasına yol açar. Bu durum, geçmişte AKP’nin Ergenekon, Balyoz ve benzeri davalarda Atatürkçü kadrolara uyguladığı cadı avlarını, FETÖ’nün hukuksuz operasyonlarını ve masum insanlara yönelik baskıları meşrulaştırmak anlamına gelir. Böyle bir adım, CHP’yi destekleyenleri suçlu gibi gösterir ve partimizin güvenilirliğini baltalar.
Özgür Özel tarafından yapılan bu talihsiz açıklamanın uygulamaya geçirilmesi halinde, CHP’nin birçok Batılı ülkede örgütlenmesi yasaklanacaktır. Hiçbir devlet, başka bir ülkenin istihbaratı ile ilişki içindeki bir grubun örgütlenmesine izin vermez. Bu hem uluslararası kanunlara hem de normlara aykırıdır.
Son 10 senedir yurtdışından CHP’ye çıkan en fazla oy ABD’den oldu. ABD’deki kimi Türk vatandaşlarının, 10 milyon kilometrekarelik bir ülkede sadece 7 noktada açılan sandıklarda oy kullanabilmek için uçakla 5-6 saat yolculuk yapması büyük fedakarlıktır. ABD’deki CHP seçmeninin oy kullanma motivasyonları arasında alternatif arayışlarının yanı sıra, ABD’deki CHP kadrosunun yurtdışı seçim sürecine hakimiyetine dair gözlemleri ve oyların Türkiye’deki sayıma güvenle taşındığına dair inançları da yer almaktadır. ABD’deki seçim ekibi de, bu güveni sağlayan çabalarıyla tebrik edilmeyi hak etmektedir. Türkiye’de seçim bir gün sürerken, ABD’de seçim haftalarca devam etmekte; gönüllüler, bu süreçte ailelerinden ve işlerinden uzak kalarak maddi-manevi özveride bulunmaktadır. Bu kadar emek veren insanları zan altında bırakacak söylemler hem vefasızlıktır, hem de CHP’ye duyulan kurumsal güveni zedeler. Bu durum, gelecekte gerek gönüllü bulmayı zorlaştırır, gerekse seçmenlerin sandığa gitme motivasyonunu düşürür.
ABD’deki CHP gönüllüleri, Atatürk’ün açtığı yolda, gösterdiği ülküde ve ilkelerine bağlı olarak çalışmaktadır. Gönüllü bir şekilde kendi kadromuzu AKP’nin kontrolündeki kurumlara teslim etmek, hem CHP’nin tarihsel misyonuna ve değerlerine aykırıdır hem de partimizin yurtiçi ve yurtdışındaki mücadelesine zarar vererek gönüllülerimizi ve seçmenlerimizi küstürecektir. Bu süreçte alınan kararların ve yapılan açıklamaların partimizin tarihsel sorumluluğuna, kurumsal kimliğine ve uluslararası stratejik önemine uygun bir şekilde yeniden değerlendirilmesini talep ediyoruz.
Saygılarımızla,
ABD’deki CHP gönüllüleri”