İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) yönelik “yolsuzluk” suçlamasıyla yürütülen soruşturmada, 3’üncü dalga gözaltı operasyonu başladı. Operasyon kapsamında İBB Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Daire Başkanı Taner Çetin ve 21 kişi hakkında gözaltı kararı verildi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Burhanettin Bulut, operasyona tepki gösterdi. Sosyal medya hesabından paylaşım yapan Bulut, şu ifadeleri kullandı:
“İstanbul Büyükşehir Belediyemizin bürokratlarına yönelik bu gözaltı operasyonu, hukukun değil, iktidarın yargı sopasıyla yürüttüğü bir sindirme ve gözdağı operasyonudur. Heybesinde tek bir delil, elle tutulur hiçbir gerekçe olmayan iktidar, Cumhurbaşkanı adayımız Ekrem İmamoğlu’nu hedef alan itibarsızlaştırma kampanyasını sürdürüyor. Sandıkta kaybedeceğini bilenler, hukuku siyasetin aparatı haline getirip algı peşinde koşuyor. Ama ne yaparlarsa yapsınlar nafile… Millet gerçeği görüyor!”
CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır, SZC TV’de katıldığı programda gözaltı kararlarına ilişkin eleştirilerini sıraladı. “Ülkemize geçmiş olsun. Eğer böyle bir adalet, böyle bir hukuk sistemi bu yüzyılda, bugün itibarıyla bu ülkede işletiliyorsa, 86 milyona geçmiş olsun” diyen Başarır, şunları kaydetti:
“Tek amaçları İstanbul Büyükşehir Belediyesini çalıştırmamak ve bu yüzden de tüm daire başkanlarını, tüm ekibini, belediye başkanımızı, yol arkadaşlarını Silivri’ye atan bir düzen var. Neden hep sabah 6’daki soruşturmalar, bu gözaltılar Cumhuriyet Halk Partisi’nin belediye başkanlarını buluyor? Oysa Sayıştay ya da İçişleri Bakanlığı müfettişlerinin hazırladığı raporlarda inanılmaz tespitler var. Böyle bir soruşturma tekniği olabilir mi? İnsanları cezaevine topluyorsun, ondan sonra ilk ifadelerini alıyorsun. Sonra ‘ifadeni değiştirirsen seni çıkartırım’ diyorsun. Yargı, mafya gibi davranıyor.
Bu, olabilecek bir şey değil. Masumiyet karinesi ayaklar altına alınmış. Hukukun üstünlüğü ayaklar altına alınmış. Anayasa, ceza hukuku ilkeleri ayaklar altına alınmış. Olabilecek bir şey değil. Her gün neye, nasıl uyanacağımız belli değil. Tek amaç, muhalefeti bir noktada tutup bu beyefendinin ülkeyi istediği gibi, keyfi bir şekilde yönetme arzusudur ve buna yargıyı araç olarak kılıyor. Utanç verici bir tablo. Mecliste bugün bunları konuşacağız. Neden? Çünkü insanların artık hukuk güvenliği ayaklar altında. Bir takım savcılar bu hukuksuz soruşturmaları yürütürken, bir takım gazeteciler onlarla eş zamanlı olarak bu ülkede algı operasyonu yapıyor. Olacak şeyler değil.”