Yükselmek için her şeyi mubah gören ve kullanan hayali bir Aziz Nesin karakteri olan "Zübük", Osman Gökçek şahsında artık modern bir birey olarak TBMM'de arzı endam ediyor. Makam-mevki düşkünü, saygı züğürdü Gökçek, daha uzun yıllar siyaset gündemini meşgul edeceğe benziyor...
Osman Gökçek ismini duymayan kalmamıştır sanırım. Nasıl duyulmasın; ülkenin en namlı eski belediye reislerinden birinin oğlu. Ayrıca her gün bir skandal açıklamayla gündeme gelen taze bir mebus… Babası olan zat, öyle bir baba ki bel altı vuruşta, kişilerin özel hayatını didiklemekte, liderine yalakalıkta adeta zirve yapmış biri. İşte yeni nesil bir Zübük olarak Osman Gökçek, bu üstün sıfatları taşıyan babasını bile sollayacak nitelikte. Biraz tanıyalım Osman’ı…
Melih Gökçek neredeyse 25 yıl yönettiği Ankara Büyükşehir Belediyesi’nden Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın talebi üzerine ağlayarak istifa ettiğinde, siyaseti yakından izleyenler yaka silktikleri bir isimden kurtulduklarına içten içe sevinmişti. Yalan yok, ben de artık Gökçek’in siyaset sahnesinde olmayacağından emin bir şekilde, mutlu olmuştum. İstifa etmek istemediği, dört elle sarılıp “hayır gitmiyorum” diye haykıramadığı için ayrıca mutlu olmuştum. İçine taş gibi oturmuş olmalıydı. Öyle ya, onca yıldır Ankara’nın iliğini kemiğini kurutan Melih Gökçek, istese de istemese de istifa etmek zorunda kalıyordu.
Ama bu yazının konusu Melih Gökçek değil. Oğlu, takım elbiseli, kasıntı Osman’ı anlatmak istiyorum ‘velev’ okurlarına. Yukarıda bahsettim, Melih Gökçek ağlaya ağlaya gidince sevinenler, kısa bir süre sonra Osman Gökçek’in tüm “heybetiyle” siyaset sahnesine indiğini görünce şok yaşadılar. Gökçek’in “parsel parsel Ankara’yı sattığı” iddiası bizzat kendi partilisinin iki numaralı ismince -Bülent Arınç- ifşa edilince, herhalde artık Gökçek ailesi insan içine çıkamaz, sessiz sedasız bir köşeye çekilirler, diye düşündük. Saflık işte.
“Fitne fücur üretim merkezi” Melih Gökçek’in gidişiyle oğlu Osman Gökçek sahneye çıktı. Hem de ne çıkış. Ankara’da Emine Erdoğan’ın akrabası Gürsel Baran’a karşı gövde gösterisi yaparak Ankara Ticaret Odası Başkanlığı’na adaylığını koydu. Babasının yıllardan beri belediye rantları üzerinden “bağladığı” herkes Osman’ın yanında hizalandı. Bugünlerde İYİ Parti’de, MHP’de, AKP’de, hatta CHP’de olan birçok isim Osman Gökçek’i destekledi.
Erdoğan’ların adayına karşı Osman Gökçek’in bu cüretkâr çıkışı, “Melih Gökçek’in kırgınlığı” olarak karşılık gördü kamuoyundan. Seçim günü yanına topladığı onlarca siyah takım elbiseli -Ülkü Ocakları özentisi diyelim- ile ATO Congresium’a bir girişi vardı Osman Gökçek’in, bir de çıkışı. Girerkenki heybeti çıkarken silinip gitmişti. Yüzündeki mağrur ve kendinden emin ifade yerini, dersini alıp oturan öğrenci mahcubiyetine bırakmıştı. Siyasette -bakmayın isminin Ankara Ticaret Odası olmasına, siyasetin kıralı döner orada- “Erdoğan’a rağmen” bir şey yapamayacağını o gün anladı Osman. Sonraki süreçte, o günkü yenilgisinin etkileri daha net görülecekti…
Osman Gökçek’in “resmi” biyografisine göre kendisi 12 Ekim 1983 tarihinde Ankara’da dünyaya geldi. İlkokulu Hamdullah Suphi İlkokulu’nda okuduktan sonra ortaokulu TED Ankara Koleji’nde tamamladı.
Boşuna “resmi” demedim. Zira Osman Gökçek’in ortaokuldan sonraki eğitimi ne hikmetse gözükmüyor hiçbir yerde. Yani kendisinin bizzat yer aldığı STK’larda, kanal yönetiminde, TBMM biyografisinde ya da başka yerlerde. Biyografiden ayıklanan o kısımda Gökçek ailesinin hikâyesi yatıyor aslında.
İddia o ki Osman Gökçek bir başka lisede okurken işlediği “yüz kızartıcı” bir disiplin suçu nedeniyle okulla ilişiği kesilmek zorunda kalır. Soluğu Gülen cemaatinin 15 Temmuz’dan sonra el konularak imam hatibe çevrilen Yenimahalle Serhat Mahallesi’ndeki Samanyolu Koleji’nde alır Gökçek ailesi. Osman’ı teslim ederken bizzat Melih Gökçek’in okul müdürlerine, “Aman gözünüzü seveyim, şunu adam edin” dediği rivayet edilir. Samanyolu Koleji’nde nispeten “adam” olan Osman Gökçek, babasının izinden giderek, AKP tüm devlet aygıtlarını kullanarak Gülen cemaatinin üzerine yürüdüğünde ilk saf değiştirenlerden biri olur. Ekmeğini yediği yere döner, küfür eder, kendisine sahip çıkan, başka yollara sapmasını engelleyen öğretmenlerini ihbar etmekte hiçbir beis görmez.
“Küçük muhbir” Osman bununla da yetinmez, Gülen cemaatiyle ilişkilerinin iyi olduğu dönemde evlerine gittiği, abi dediği, abla dediği Ankaralı ne kadar iş insanı varsa, onları sahibi olduğu Beyaz TV’de tek tek hedefe koyar; ‘şu neden tutuklanmadı’, ‘filanca neden hâlâ dışarıda’ diye hedef gösterir. Gücün yanında durarak ülkedeki zulme ortak olur, eski öğretmenlerini terörist olmakla suçlar, yetmez, ihbar ettiği insanların mallarının peşkeş çekilmesine göz yumar veya bizzat yağmaya katılır. Günahı boynuna, yapmadıysa, çıksın yapmadım desin. Kendisini az çok tanıyanlar, neler yaptığını iyi bilirler…
Osman Gökçek’in, daha geniş anlamda ise Gökçek’lerin nasıl insanlar olduğunu anlamak için tüm malına mülküne el konulan iş insanı Akın İpek’e kulak verelim:
“Beyaz TV Gökçek ailesine aittir… Tıpkı Söğüt İnşaat’ın yüzde 50’sinin Gökçek ailesine ait olduğu gibi. Şirketlerin hisse senetleri hamilinedir. Bunlar, misafirliğe geldiği evi soyan insanlar.
Tosun Osman Göçek, kadınlara ve çocuklara saldıracak kalitede biri… Bu şahısın, TED Ankara Koleji’nden sapıklığı sebebi ile atıldığını söylemek de şart oldu… Yaşlılara, kadınlara musallat olan Gökçek ailesi, bekleyin…”
Akın İpek’in tepki gösterdiği olay, Osman Gökçek’in, Londra’da yaşayan Nevin İpek’le kızıyla karşılaştığı bir AVM gezisindeki görüntüleri “bana saldırdılar” diye Beyaz TV’de propaganda malzemesi olarak kullanmasıydı.
Devam edelim Osman Gökçek’in biyografisine: Başkent Üniversitesi Uluslararası Ticaret Bölümü’nden mezun olan Gökçek, 2010 yılından bu yana Beyaz Tv Genel Yayın Koordinatörlüğü yapıyor. Melih Gökçek’in oğlu olarak aldığı derslerden biri de siyasette adım adım ilerlemenin yolunun esnaf örgütlerinde, dernek ve vakıflarda “faaliyet” yürütmekte olduğunu iyi bilir. 2002 yılında kurulan Keçiören Gençlik Derneği’ne 9 Mart 2003 tarihinde başkan olan Osman Gökçek, Ankara’da birçok ilçede derneğin örgütlenmesine yardımcı oldu. 2006 yılında Çankaya Gönülleri Derneği Başkanlığı’na seçildi. Türkiye Gençlik Kulübü Federasyonu adı verdiği federasyonuyla da boy verdi. Bu federasyonun nadir işlerinden biri de Zaman gazetesine kayyım atandığı dönemde, Ankara’daki ofisin önüne gönderilen üç beş kişinin eline tutuşturulan pankartlarla poz vermek olur.
Osman Gökçek’in bir diğer özelliği ise kendisine her şartta “başkan” dedirtmesi. Bu “başkanlık” hevesi babadan mı kalma, yoksa hiç geçmeyen bir ergenlik psikolojisi mi, bilinmiyor. Ancak gerçek şu ki, Osman Gökçek kendisine “bakan” diye hitap etmeyenleri etrafında tutmuyor.
Osman Gökçek, babasının oğlu olduğunu kanıtlarcasına siyasete oldukça meraklı. Öyle ki daha 23 yaşındayken Çankaya Belediye başkanlığına aday olacak kadar gözü pek! Mitingler yaptı, otobüsler giydirdi, bangır bangır dolanıp adaylığını haykırdı “fethedilmesi gereken” Çankaya sokaklarında. Ancak hesaba katmadığı bir şey oldu Gökçek ailesinin: YSK, babasının başkanlığı nedeniyle Osman’ın aday olamayacağına karar verdi. Böylece ilk denemesinde hayali suya düştü. Ama yılmadı.
Osman “alamadığı” her oyundan sonra gözünü daha da yukarılara diken karakterde biri. Milletvekili olmak istedi. Öyle çok istedi ki Beyaz TV’de boğazını yırtarcasına reisçilik yaptı, medya dünyasının bilinen ne kadar koyu yandaş tipi varsa -Cem Küçük, Rasim Ozan Kütahyalı gibi- etrafına toplayıp insanlara itibar suikastından tutun da her türlü hedef gösterme aşağılamayı gönül rahatlığıyla yaptı. Beyaz TV’nin finansörlüğü hakkında müteahhit odaklı onlarca iddia var, ama bu da Gökçek ailesi söz konusu olduğunda kimseye “tuhaf” gelmeyeceği için üzerinde durmayalım.
2015 yılında Ankara’dan milletvekili aday adayı olarak sahneye çıktı bir kez daha Osman. Beyaz TV’deki “performansıyla” seçilecek bir yer kapacağından emindi. Ama yine olmadı. Adaylığı Cumhurbaşkanı Erdoğan’a takıldı. Erdoğan, Osman’a onay vermezken, onun iştahı daha da kabaracaktı. Ne olursa olsun Meclis’e girecek, siyaset arenasında fırtına estirecekti.
Osman Gökçek, nihayet emeline Mayıs 2023 seçimlerinde ulaştı. Ankara 2. bölge 5. sıradan milletvekili yapılan Gökçek, seçilerek TBMM’ye girmeyi başardı. Gökçek Meclis’e girdiği ilk günden itibaren yetişme tarzının ve geçmiş mirasının hakkını vermeye başladı. İşe milletvekili yeminini yanlı okuyarak başlayan Osman Gökçek, TBMM kürsüsündeki performansıyla da sık sık gündeme geldi. Babasından aldığı polemikçiliği birkaç beden büyüten Osman Gökçek, kısa sürede Meclis’in adından en çok söz ettirenlerinden olmayı başardı. Öyle ki bu “başarısı” ona ORC anketinde “Meclis’in en sevilen AKP’lisi” payesi bile verdi.
Meclis’te sürekli muhalefet milletvekillerine sataşan Osman Gökçek, zaman zaman kendi partisinden de tepki görüyor. AKP’li Meclis Başkanvekili Bekir Bozdağ’ın bir noktadan sonra dayanamayarak Gökçek’i eleştirdiği ve “AK Parti grubuna da bir sürü sopa attırıyorsunuz; yapmayın, fayda sağlamıyor. Laf atan hep sopa yer çünkü kürsüye hâkim olan kürsüdeki, mikrofon ona açık, o konuşuyor, millet onu duyuyor; sizin söylediğiniz sadece tutanaklara geçiyorsa, o kadar ama dışarıda sizin söyledikleriniz duyulmuyor ama yediğiniz sopa duyuluyor” uyarısında bulundu.
Bu zılgıtı yiyen Gökçek birkaç gün sussa da kısa bir süre sonra bu kez öldürülen eski Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi’nin CHP Milletvekili eşi Türkan Elçi’ye sataştı. CHP’yi Tahir Elçi üzerinden hedef alan Gökçek, Türkan Elçi’nin adaylığına neden itiraz edilmediğini sorguladı.
Bir başka seferde ise HDP’nin tutuklu eski eş genel başkanı Selahattin Demirtaş’ı hedef aldı Osman Gökçek. Kendisine ilk tepki DEM Parti Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş’tan geldi. Beştaş, “Babasına bak oğlunu al” diyerek Melih Gökçek’in bu büyük mirasına atıf yapıyordu.
Osman Gökçek, şimdilerde gözünü Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne dikmiş durumda. Babası gibi sahte anketler yaptırıyor, Ankara’da halkın kendisini ne kadar büyük bir heyecanla beklediğini el altından başta iktidar kulisleri olmak üzere, her yere yayıyor. Kendisine adaylığı sorulunca da “Cumhurbaşkanı isterse tabii ki görevden kaçmayacağı” yanıtı veriyor, hakkında adı sanı duyulmamış pek çok internet sitesinde anketlerde birinci çıktığı haberleri yaptırıyor. Mansur Yavaş’ın karşısına çıkacak en güçlü adayı arayan AKP, Osman Gökçek’te karar kılar mı belli değil, ama görünen o ki Osman, babasının 25 yıl yönettiği şehri yönetmek için oldukça hevesli.
Yükselmek için her şeyi mubah gören ve kullanan hayali bir Aziz Nesin karakteri olan “Zübük” Osman Gökçek şahsında artık modern bir birey olarak TBMM’de arzı endam ediyor.
Makam-mevki düşkünü, saygı züğürdü Gökçek, babasından aldığı ilhamla daha uzun yıllar siyaset gündemini meşgul edeceğe benziyor…