Tahliyesinin ardından MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’yi ziyaret eden Esenyurt’un seçilmiş belediye başkanı Ahmet Özer, 30 Ekim 2024’te “Kent Uzlaşısı” soruşturması kapsamında tutuklanmasının, sonrasında yaşanan sürecin sembolik başlangıçlarından biri olduğunu söyledi. Yaklaşık bir yıllık tutukluluğun ardından 11 Kasım’da tahliye edilen Özer hem hukuki sürece hem de “Terörsüz Türkiye” başlığı altında yürütülen yeni çözüm sürecine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Tahliyesinden yaklaşık bir ay sonra, 13 Aralık’ta MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’yi ziyaret eden Ahmet Özer, bu görüşmenin bir teşekkür ziyareti olmanın ötesinde olduğunu vurguladı. Ziyaretten önce CHP Genel Başkanı Özgür Özel ile de görüştüğünü belirten Özer, Bahçeli’ye Özel’in selamlarını ilettiğini söyledi.
T24 yazarı Cansu Çamlıbel’e konuşan Özer, Bahçeli’nin barış sürecine ilişkin oldukça net ve kararlı bir tutum sergilediğini aktararak, “Sayın Bahçeli, sürecin fazla uzamadan tamamlanması gerektiğini, mümkünse bütçe görüşmeleri arasında bir ‘barış yasası’nın çıkarılmasını arzuladığını ifade etti” dedi.
Görüşmede silahsızlanma konusunun da ele alındığını belirten Özer, Bahçeli’nin bu konuda dikkat çekici değerlendirmeler yaptığını aktardı. Özer’e göre Bahçeli, silahların gömülmesi ya da teslim edilmesi yerine yakılmasının daha doğru olduğunu savundu.
Bahçeli’nin, “Silahlar teslim edilirse sanki karşı taraf diz çöktü gibi bir anlam çıkabilir, bu da yeni fraksiyonlara yol açabilir. Yakmak ise silahların bir daha kullanılmayacağı mesajını verir” dediğini aktaran Özer, bu yaklaşımın sürecin psikolojisi açısından önemli olduğunu söyledi.
Ahmet Özer, Bahçeli’nin Abdullah Öcalan’a neden “kurucu önder” dediğini de görüşmede açıkladığını belirtti. Bahçeli’nin, sürecin uzamasının risklerine dikkat çekerek, “İki nokta arasında en kısa yol bir doğrudur. Şu anda muhataplardan biri Öcalan, biri de devlettir” ifadelerini kullandığını aktaran Özer, bu yaklaşımın süreci hızlandırmaya dönük olduğunu dile getirdi.
Özer’in aktardığına göre Bahçeli, Selahattin Demirtaş’ın durumuna da değinerek, Demirtaş’ın bir an önce özgürlüğüne kavuşmasının barış sürecine katkı sunacağını ifade etti. Bu değerlendirmenin, AYM ve AİHM kararlarının uygulanması gerektiği tartışması sırasında gündeme geldiğini belirtti.
Barış sürecinin başarılı olabilmesi için bazı “samimi adımların” atılması gerektiğini vurgulayan Ahmet Özer, tutuksuz yargılama, kayyımların kaldırılması, hasta tutukluların serbest bırakılması ve yüksek yargı kararlarının uygulanmasının sürece olan toplumsal güveni artıracağını söyledi.
Özer, “Kayyım rejimi barışla bağdaşmaz. Sayın Bahçeli de bu konuda bizimle aynı fikirde. Barış dili egemen olmalı ve siyasette tansiyon düşürülmeli” dedi.
Çözüm sürecinde aktif rol almaya hazır olduğunu ifade eden Özer, bu konudaki soruya net yanıt verdi. “Kürt sorununun çözümü ve barış için herkesle görüşürüm” diyen Özer, partisi CHP’nin kendisine görev vermesi halinde Abdullah Öcalan’la dahi görüşebileceğini söyledi.
“Ben bu sürece amasız, fakatsız destek veriyorum” diyen Özer, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in de barış sürecine sonuna kadar destek verdiğini vurguladı.
Hakkındaki davalara da değinen Ahmet Özer, 23 Aralık’ta görülecek duruşmada beraat edeceğine inandığını belirtti. Kayyım atanmasına ilişkin açtığı davanın Anayasa Mahkemesi önünde olduğunu hatırlatan Özer, bu davadan çıkacak olası bir iptal kararının tüm kayyım uygulamaları açısından emsal teşkil edeceğini söyledi.
Özer, “Esenyurt halkı beni seçti. Görevime dönmek istiyorum. Bu sadece benim için değil, demokrasi ve barış süreci açısından da önemli” ifadelerini kullandı.
Velev'i
Google Haberler üzerinden takip edin
