Gazeteci Murat Yetkin, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın kalp kapakçığı ameliyatından sonra ilk kez yüz yüze geldiği MHP lideri Devlet Bahçeli ile görüşmesinin yarım saat sürmesine dikkati çekti.
Erdoğan, MHP lideri Bahçeli’ye yaklaşık dört ay sonra bir kez daha ziyarette bulundu. Bahçeli’nin ameliyatından sonra ilk kez yüz yüze yapılan görüşme, MHP liderinin Ankara’da Türkmenbeyi Caddesi’ndeki konutunda gerçekleştirildi. Görüşmenin ana gündemi, “terörsüz Türkiye” oldu.
İki lider, Bahçeli’nin 22 Ekim’de Meclis’te yaptığı çağrının ardından başlayan ve 27 Şubat’ta PKK lideri Abdullah Öcalan’ın örgüte fesih ve silah bırakma çağrısı yapmasıyla gelişen süreçte ilk kez yüz yüze gelmiş oldu.
Gündemde İBB operasyonu, PKK’nın silah bırakması, ABD Başkanı Trump’ın telefonu, Gazze meseleleri varken görüşmenin süresini kısa bulan Yetkin, “Ya da siyaseten ‘Her şey yolunda, sorun yok, değil mi?’ teyidinde bulunacak, ya da tam tersine, ‘Sorun var, arkadaşlar bir baksın’ demeyi konuşacak kadar kısa bir zaman” değerlendirmesinde bulundu.
Murat Yetkin’in yazısındaki bölüm şöyle:
Oysa belki Cumhurbaşkanı tıpkı bir gün önce AK Parti MYK toplantısını keserek ABD Başkanı Donald Trump ile konuştuğu gibi makam otomobiliyle Bahçeli’ye giderken de gelen önemli bir telefonu yanıtlamak zorunda kalmıştır.
Devlet Bey, devlet işlerini bilir.
Yarım saat süre ise Neredeyse gerçekten bir geçmiş olsun ziyareti kadar. Ya da siyaseten “Her şey yolunda, sorun yok, değil mi?” teyidinde bulunacak, ya da tam tersine, “Sorun var, arkadaşlar bir baksın” demeyi konuşacak kadar kısa bir zaman.
Süre kısaydı ama zamanlaması da manidardı.
Otuz günde her şeyin ortaya döküleceği iddialarına rağmen İmamoğlu soruşturması hala kanıtlarla değil, gizli tanık ifadeleriyle, dolaylı bilgilerle hatta giderek söylenti ve dedikodularla gündemdeydi. CHP pes etmemiş, kitleleri meydanlara çekmiş, İmamoğlu ise diploması, seçilmiş olduğu makamı ve özgürlüğü elinden alınmasına rağmen siyasi denklemden düşmemiş, tersine yükseliyordu. Özgür Özel’e yapılan saldırı işi başka boyuta sıçratmıştı. 7 Mayıs Beyazıt-üniversiteler mitingi, 10 Mayıs Van mitingi sıradaydı.
Ayrıca bir de artık ABD ile iç içe geçmiş görünen PKK meselesi vardı.
Bahçeli’nin PKK’dan 4 Mayıs’ta Malazgirt’te istediği fesih ve silah bırakma Kongresinden haber gelmemiş, PKK’nın Kandil’deki yöneticileri, “Apo doğurttu, cenazesini de Apo kaldırsın” der gibi önce Abdullah Öcalan’ın İmarlı Cezaevinin güvenliği içinde “serbestliğini” şart koşuyordu. Kandil bir yandan ABD’nin Suriye’den çekilip çekilmeyeceğine bakıyordu ve ABD Başkanıyla da daha dün, 5 Mayıs’ta konuşmuşlardı.
Erdoğan’ın Trump’la konuşması nedeniyle ara verdiği MYK toplantısı tamamlanınca AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, PKK’nın “günler içinde”, yani hafta dolmadan fesih ve silah bırakma kararını açıklamasını beklediklerini söylemişti.
Bir konu daha: hükümet İsrail’in bir yandan resmî adıyla “Terörsüz Türkiye” girişimini baltalamaya çalışırken, diğer yandan Gazze’yi işgal kararı almasından da rahatsızdı ve Erdoğan’ın Trump ile görüşmesinde Gazze ve Suriye konularının yer tuttuğu biliniyordu.
Trump ise Erdoğan’dan Rusya-Ukrayna konusunda “hemen” işbirliği bekliyordu ve o saatlerde Ankara’ya inen yeni ABD Büyükelçisi Tom Barrack’ın olağanüstü yetkilerle donatıldığını herkes biliyordu.
Bunların hangi birini konuşmanın dört aydır yüz yüze görüşmeyen iki iktidar müttefikinin yarım saatine sığacağını sorarsanız, haklısınız. O yüzden ya sadece geçmiş olsun ziyaretiydi ya “Sorun yok” mutabakatıydı ya da “Sorun var” alarmı.”