Vefatının Yüzüncü Yılında Ziya Gökalp sempozyumunda konuşan MHP lideri Devlet Bahçeli, "Kürtleri sevmeyen bir Türk varsa Türk değildir. Türkleri sevmeyen bir Kürt varsa Kürt değildir." dedi.
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli “Vefatının Yüzüncü Yılında Ziya Gökalp” Sempozyumunda yaptığı konuşmada, “Kürtleri sevmeyen bir Türk varsa Türk değildir. Türkleri sevmeyen bir Kürt varsa Kürt değildir.” dedi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Türk Akademisi Siyasi Sosyal Stratejik Araştırmalar Vakfı tarafından düzenlenecek “Vefatının Yüzüncü Yılında Ziya Gökalp Sempozyumu”nda açıklamalarda bulundu.
Devlet Bahçeli, konuşmasının ilgili bölümünde şunları söyledi:
“Türk ile Kürtlerin birbirini sevmesi farzdır. Kürtleri sevmeyen bir Türk varsa Türk değildir. Türkleri sevmeyen bir Kürt varsa Kürt değildir. İlk olarak millet coğrafi bir zümre değildir. Bir imparatorluk dahilinde müşterek siyasi hayat yaşayanların mecbu değildir. Milletin teşekkül ve tekamülünde diğer mühim unsurların yanında işaret eden odur. Damıtılan millet tanımı şudur: Dil bakımından müşterek olan kültürel zümredir.
Türkler her felaket zamanında içlerinden çıkacak bir kahraman tarafından temsil edecekler, Ergenekon Destanı’ndaki bozkurt gibi onları selamete ulaştıracaktır. İşte o bozkurt Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmuştur. Milli Mücadele de ikinci Ergenekon sürecidir.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ‘açılım’ı sürdürüyor:
“Türk ile Kürtlerin birbirini sevmesi iki taraf için dini ve siyasi farzdır. Kürtleri sevmeyen bir Türk varsa Türk değildir. Türkleri sevmeyen bir Kürt varsa Kürt değildir.” https://t.co/q7DeVMTcjc pic.twitter.com/ZhhRRtKidh
— velev (@velevnews) October 26, 2024
Hapishane köşeleri, sürgün yılları, haksız eleştiriler, maksatlı saldırılar, iftira boyutundaki sataşmalar merhum Gökalp’i devlet ve millet sevdasından vazgeçirememiştir. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş ilhamının arka planındaki kahramanıdır.
Bu haberler de ilginizi çekebilir:
Türk milletinin vicdanını, dayanışmasını, tarihsel ilkelerini, dilini, töresini sosyolojik disiplinle analiz etmiştir. Tarihten ders ve ibret almasını bilmiştir. Köksüz düşüncülere, kifayetsiz iddialara, yabancı hayranlığına karşı duran asaletin timsali olmuştur.”