Eski TBMM Başkanı Bülent Arınç, İmamoğlu’nun tutuklu yargılanmasının yanlış olduğunu söyleyerek, “Tutukluluk tedbirdir, cezaya dönüşmemelidir” dedi. Adaletin ekmekten daha kıymetli olduğunu vurguladı. “Yüzde 50 zor görünüyor” diyerek partisine uyarıda bulunan Arınç, “Adaletsizlik sadece siyaseti değil, ekonomiyi de çökertir” dedi.
AK Parti’nin kurucularından ve eski Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Bülent Arınç, katıldığı bir programda hem güncel siyaseti hem de yargı sistemini değerlendirdi. Medyascope’ta Ruşen Çakır’ın sorularını yanıtlayan Arınç, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklu yargılanmasına karşı olduğunu belirterek, “Tutukluluk bir tedbirdir, cezaya dönüşmemeli” dedi.
Ekrem İmamoğlu’nun cezaevinden Cumhurbaşkanı Erdoğan’a çağrı yaparak, hukukçulardan oluşan bir komisyonun dosyasını incelemesini istemesi sorulduğunda Arınç, bu tür önerilerin Batı ülkelerinde yankı bulabileceğini ancak Erdoğan’ın böyle bir adımı kabul etmeyeceğini söyledi.
Arınç, yargı süreçlerine dair temel eleştirisini ise şu sözlerle dile getirdi: “Öyle muğlak ifadelerle insanları tutukluyoruz ki, sonradan pişmanlık fayda etmiyor.”
“En çok değer verdiğimiz şey kul hakkıdır Ruşen Bey…” diyen Bülent Arınç:
“Öyle muğlak ifadelerle biz insanları tutukluyoruz ki bugün, sonradan pişmanlık fayda vermiyor. Adalet olmazsa hiçbir şey olmaz.”https://t.co/ipR9rW2YKm https://t.co/Y8nHk1vneq pic.twitter.com/x1JCCfXq2S
— velev (@velev_news) May 19, 2025
Anayasa Mahkemesi kararlarının büyük bölümünün adil yargılama hakkının ihlali gerekçesiyle alındığını vurgulayan Arınç, tutuksuz yargılamanın mümkün olduğu durumlarda bunun tercih edilmesi gerektiğini ifade etti.
Yerel seçimlerin ardından CHP’nin Türkiye genelinde birinci parti çıkmasının sorulması üzerine Arınç, AK Parti’nin yeniden yüzde 50 bandına ulaşmasının mümkün olduğunu ancak mevcut şartlarda bunun oldukça zor göründüğünü belirtti. Partinin yeniden güç kazanabilmesi için “2001 ruhuna” dönülmesi gerektiğini savunan Arınç, yoksulluk, yolsuzluk ve yasaklarla mücadele vurgusu yaptı.
Arınç, Türkiye’de yargı bağımsızlığına dair toplumda ciddi bir güven kaybı yaşandığını söyledi. İsnatların dikkatle yapılması gerektiğini vurgulayan Arınç, lekelenmeme hakkı ve masumiyet karinesinin çiğnenmemesi gerektiğine dikkat çekti.
Siyasi dilde sıkça kullanılan “hain”, “terörist” gibi ifadelerin de anlamını yitirdiğini söyleyen Arınç, “Her kesim hakkında bu sözler söylenince ağırlığı kalmıyor” dedi.
Röportajın sonunda Arınç, Türkiye’nin en büyük ihtiyacının adalet olduğunu şu sözlerle ifade etti: “Adalet olmazsa hiçbir şey olmaz. Bugün ekmekten, sudan bile önemlidir. Çünkü adaletsizlik ekonomik krizleri de doğurur. Kul hakkı büyüktür, her adımı bilerek ve inanarak atmak gerekir.”
Çözüm sürecinin yeniden canlanmasına yönelik çağrılara da olumlu bakan Arınç, “Geçmişte çözüm sürecinin içinde yer aldım, bugün de destekliyorum. Bu işi bitirmek boynumuzun borcu” dedi.
DEM Parti çevresindeki iyimser beklentilerin kendisini etkilediğini dile getiren Arınç, “Herkes umut içinde, ben de umutlu olacağım dedim” ifadelerini kullandı.
Arınç, güvenlik eksenli politikaların tek başına yeterli olmadığını savunarak, “Biz teröristle mücadele ediyoruz, terörle değil” dedi. Terörün nedenlerini anlamadan sadece askeri yöntemlerle sonuca varılamayacağını belirtti.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararlarını hatırlatan Arınç, PKK lideri Abdullah Öcalan’ın durumu üzerinden genel bir prensibe dikkat çekti: “Umut hakkı sadece Öcalan için değil, aynı durumda olan herkes için geçerli. Umut, insanın yaşamasını sağlayan en temel duygudur.”