4 günün ‘kâr-zarar’ hesabı: AKP ne kaybetti, muhalefet ne kazandı?

Gelinen noktada AKP, sırtını en çok yasladığı meşruiyet hikayesini kaybetti: 'Seçim sonucu her şeyi kapatır.' Bu hikaye bitti. 22 yılda karşılaştığı tüm sorunları seçim sonucuyla aşan AKP, artık millet iradesine bizzat darbe yapan bir konumda. Muhalefet ise cezaevinde bile olsa güçlü bir lider, bir araya gelme iradesi ve güçlü bir hikaye yakaladı.

Recep Tayyip Erdoğan (FOTOĞRAF: LUIS ROBAYO / AFP)

Ekrem İmamoğlu ve 47 arkadaşının tutuklanmasının adını net koyalım: Bu siyasi bir darbedir ve siyasi sonuçları olacaktır. Kimse Erdoğan’ı tam dört kez sandıkta yenen bir isme karşı yapılanı “adli operasyon” diye yutturmaya kalkmasın.

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un klasikleşen ‘yargı bağımsızdır’ açıklaması yargının bağımsız olmadığını adeta ispatı. Yargının bağımsız olduğu ülkelerde adalet bakanının neredeyse her gün böyle bir açıklama yaptığını duydunuz mu?

2007 yılında internet muhtırası sonrası Cumhurbaşkanlığı seçimi için getirilen 367 şartı Anavatan ve DYP Milletvekilleri’nin Meclis Genel Kurulu’nda yerlerini almamaları üzerine seçim gerçekleşmemişti. Anavatan Partisi’nin vekillerinin katılmalarını önlemek amacıyla toplantı odasının kapısı kilitlenmişti. DYP’li vekillerden biri haricinde diğerleri katılmamıştı. Bu toplantı öncesinde yapılan kamuoyu araştırmalarında iki partinin oy toplamı yüzde 10-13 bandındaydı. Bu şekilde bir oy almaları halinde parlamentoda kritik konuma geleceklerdi. Meclis’e girmedikleri için halktan büyük tepki aldılar. Bu tepkinin, ilk etapta belli gruplar tarafından organize edildiğini düşünüp önemsemediler. Sahaya indiklerinde tepkinin halktan geldiğini anladılar ama iş işten geçmişti.

Aynı durum için geçmişe gitmeye gerek yok. İYİ Parti lideri Meral Akşener, 31 Mart seçimleri öncesinde partisini tek başına gireceğini açıkladı ve halktan gelen tepkiyi küçümsedi. Partinin oyu yüzde 10’dan yüzde 5’e düştü.

HALK, HAKSIZLIĞA UĞRAYANI GÖRÜYOR

AKP’liler şu anda halktan gelen tepkinin hangi sonuçlara yol açacağını anlamazlıktan geliyor. Halkın, bir kişiyi mazlum ve haksızlığa uğradığını düşündüğünde olacakları önleyecek hiçbir siyasi akıl ya da siyaset mühendisliği yok.

2014 yerel seçimlerinde Ankara’da Melih Gökçek az bir oy oranıyla seçimi kazandı. Seçimi kaybeden Mansur Yavaş, ikinci seçime kadar elinden belediye başkanlığı alınmış başkan muamelesi gördü ve sonraki seçimi rahatlıkla kazandı. Çünkü seçim sonuçları üzerinde oynanmıştı.

İmamoğlu’na karşı siyasi operasyon yapıldı ve sonucu halkın vereceği tepki belirleyecek. Ön seçim oylamasına bütün partilerden katılımın olması İmamoğlu’na verilen desteğin bugün dünden daha fazla olduğunu ortaya koydu.

AKP ÜZERİNDE OTURDUĞU ZEMİNİ YOK ETTİ

AKP bugüne kadar siyasi meşruiyeti için hep seçim sonuçlarını baz aldı. Yargı kararının karşısına bile seçim sonuçlarını koydu ve sonuç aldı. Aynı AKP bugün seçim sonuçlarını tanımayan bir parti haline geldi. Kendi siyasi meşruiyet alanını yok etti.

Mehmet Şimşek’in yüksek faiz vererek Merkez Bankası kasasına koyduğu dövizlerin büyük bir kısmı üç günde buhar oldu. AKP’nin ekonomi politikası yeniden başa döndü. Ekonomiyi düzelterek seçime gitme hesabı tamamen ortadan kalktı.

Yaşananlar muhalefet partilerini de bir araya getirdi. İYİ Parti ve DEVA Partisi’ni CHP’ye yaklaştırdı. İYİ Parti’nin yerel seçimlerde CHP’den uzak durma politikası fiilen sona erdi.

Ekrem imamoğlu’nun toplumun bütün kesimlerinden seveni olduğu ortaya çıktı. İmamoğlu’nun AKP tabanında da ciddi oranda oy alacağı görüldü.

DEM PARTİ’Yİ MUHALEFETTEN KOPARMA HAMLESİ TERS TEPTİ

DEM Parti’yi İmralı süreci ile muhalefetten koparma hamlesi de sonuçsuz kaldı. DEM Parti, İmamoğlu’na yapılan operasyonu İmrali sürecine yönelik sabotaj olarak gördü. AKP’nin geçmiş sicili bilindiği için İmamoğlu’na destek verdiler.

Belki de en önemlisi halk sokağa çıkma korkusunu yendi. AKP’nin neredeyse 10 yıldır baskı ve şiddet yoluyla oluşturduğu korku duvarı yıkıldı.

AKP YÖNETİMİ TABANIYLA SORUN YAŞAMAYA BAŞLADI

AKP’nin tabanı ve bazı vekiller, bu süreci daha önce kendilerinin yaşadığını hatırlatarak  başkalarına bunu kendilerin yapmasına anlam vermedi. Eski Vekil Hüseyin Kocabıyık, daha ileri bir adım atarak Erdoğan’ın darbeyi kendine yaptığın söyledi. Şamil Tayyar, sakinleşin çağrısında bulundu. Tayyar, muktedir olduktan sonra halkla kavga etmeye başladıklarına işaret etti.

Gelinen noktada Ekrem İmamoğlu’nun diploması iptal edilerek aday olması engellenmiş görünüyor. AKP, İmamoğlu’nun bir süre sahalarda sert muhalefet yapması engellemeyi kendi hanesine artı olarak yazabilir.

HALKIN TEPKİSİ VE EKONOMİDEKİ GELİŞMELER KAYYIM ATANMASINI ENGELLEDİ

Yukarıda saydığımız eksi haneler ise AKP’nin ayarını tümden bozacak düzeyde. Normal şartlarda İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne kayyım atanması planlanmıştı Saray’da. Ekonomideki gelişmeler, halkın tepkisi ve sokakların hareketlenmesi Saray’a geri adım attırdı. Halkın dik duruşu sonrası AKP’nin bir süre kayyım lafını ağzına alabilecek cesareti gösterebileceğini düşünmüyorum.

Son 4 günde yaşananlar gösterdi ki AKP, muzaffer komutan edasıyla girdiği savaş alanından silahlarını bırakıp kaçan askerlere benzedi. Ayrıca halkın tepkisini iyice üzerine çekerek bir kıvılcımla ortalığın karışmasının da önünü açtı. Bugüne kadar üzerinde durduğu bütün değerlerini ayaklar altına aldı ve halkla kavga eden konuma geldi.

Bütün muktedirleri bekleyen zorunlu son AKP’yi de beklemeye başladı: Dönüşü olmayacak şekilde tarihin çöp sepetine gönderilmek…

Velev'i Google Haberler üzerinden takip edin

ÖNERİLEN İÇERİKLER

WP Twitter Auto Publish Powered By : XYZScripts.com