Yönetmen Steven Spielberg’in Ben Affleck ile çalışmayı reddettiği iddia edildi

Yapımcı Mike Binder, yeni bir podcast röportajında Steven Spielberg’in 2000’lerin başında Ben Affleck ile çalışmayı istemediğini belirtti. İddiaya göre bu tercih, bir aile tatilinde yaşanan yüzme havuzu tartışmasına kadar uzanan bir kırgınlığa dayanıyor.

  • ü
  • 23 Aralık 2025
  • ü
  • Kültür

Steven Spielberg (Fotoğraf: Chris DELMAS / AFP)

Amerikan sinemasının yaşayan efsanelerinden Martin Scorsese, yeni film projesiyle yeniden gündemde. Yönetmenin henüz resmî adı duyurulmayan yapımında Andrew Garfield ve Miles Teller’ın başrolleri paylaşacağı açıklandı. Proje, Scorsese’nin geç dönem sinemasında belirginleşen inanç, ahlak ve insanın içsel çatışmaları eksenini sürdürmesi bakımından dikkat çekiyor.

The Hollywood Reporter ve Deadline’ın aktardığına göre film, tematik olarak Hristiyanlık anlatıları etrafında şekillenen, tarihsel ve felsefi bir çerçeveye sahip. Scorsese’nin bu alandaki ilgisi yeni değil; yönetmen daha önce The Last Temptation of Christ (Günaha Son Çağrı) ve Silence gibi yapımlarla benzer meseleleri sinemaya taşımıştı. Yeni projenin de bu çizginin devamı niteliğinde olduğu belirtiliyor.

Andrew Garfield’ın ruhsal çatışmaları yüksek karakterleri yorumlama konusundaki deneyimi ve Miles Teller’ın dönüşüm odaklı performansları, projenin oyunculuk düzeyine dair beklentiyi yükseltiyor. Çekimlerin İtalya’da gerçekleştirilmesinin planlanması, filmin görsel dili ve tarihsel atmosferi açısından da belirleyici görülüyor.


Bu haberler de ilginizi çekebilir:

 

Henüz vizyon tarihi ve ayrıntılı konu özeti paylaşılmayan film, Scorsese’nin filmografisinde “geç dönem işleri” arasında konumlanıyor. Sinema çevrelerinde bu proje, yönetmenin kariyerinde bir tür düşünsel kapanış halkası olarak da yorumlanıyor.

Büyük Filmlerin Eşiğinden Dönen Yıldızlar

Sinema tarihi, gerçekleşen filmler kadar gerçekleşmeyen ihtimallerle de yazılır. Bazen takvim çakışmaları, bazen yaratıcı anlaşmazlıklar, bazen de kişisel kırgınlıklar, yıldız oyuncuları kariyerlerinin dönüm noktası olabilecek projelerin dışında bırakır. Will Smith, The Matrix (Matrix)’te Neo rolünü geri çevirerek bu tür “kaçırılmış” rollerin en bilinen örneklerinden birine imza atarken; Tom Selleck, televizyon sözleşmesi nedeniyle Raiders of the Lost Ark (Kutsal Hazine Avcıları)’nda Indiana Jones olma fırsatını kaçırdı. Emily Blunt, Iron Man 2 (Demir Adam 2)’de Black Widow rolünü takvim nedeniyle reddetti; rol daha sonra Scarlett Johansson’la özdeşleşti. Sean Connery ise The Lord of the Rings (Yüzüklerin Efendisi) üçlemesini anlamadığını söyleyerek reddetti; bu karar, kariyerinin son döneminde sıkça anılan bir pişmanlık olarak kayda geçti. Steven Spielberg–Ben Affleck örneğinde olduğu gibi, kimi zaman bu eşikten dönüşler yalnızca sanatsal değil, insani gerilimlerin ve kişisel anıların da ürünü olur. Bu “oynanamayan roller”, sinema tarihinin görünmeyen ama merak uyandıran paralel evrenini oluşturur.

Velev'i Google Haberler üzerinden takip edin

ÖNERİLEN İÇERİKLER