Türkiye’de sansürlendi, Avrupa’da izleyenleri duygulandırdı: Kanun Hükmü’nde ne gördüm?

Türkiye'de uğradığı sansür nedeniyle çokça tartışılan Kanun Hükmü belgeseli Almanya'da Türkiye'ye en çok benzeyen şehirde gösterildi. Peki, çalıştığı kurum KHK'yla kapatılmış ben, ne gördüm Kanun Hükmü'nde? İzlenimlerim ve yönetmen Nejla Demirci'nin üzerinde durulmayı hak eden görüşleri için buyurun...

Bu bir ironi olmalı. Çekimi bitmek bilmeyen gözaltı ve tehditlerle engellenmek istenen, gösterim hikâyesi ‘olay’ olan Kanun Hükmü belgeselini nerede izlesem iyi? Avrupa’nın Türkiye’ye en çok benzeyen semtinde, Almanya’nın Duisburg kentinin Marxloh’unda… Caddeleri ve sokakları gelinlik dükkânları, sıra sıra butikler, kebapçılar ve kahvehanelerle dolu semtte, Avrupa Türkiyeli İşçiler Konfederasyonu’nun (ATİK) sevimli salonunu dolduran bir avuç şanslı kişi ile birlikte, yansıtılan duvarda izlediğimiz belgeselin, KHK gerçeğini bu denli net, yalın ve güçlü bir dille aktarması karşısında şaşırmadım desem yalan olur.

Belgesel gösteriminin öncesinde ve sonrasında yönetmen Nejla Demirci’nin tafsilatlı anlatımı, cebimde söyleşi için hazırladığım soruları anlamsız kıldı. En iyisi, Ahmet İhsan Bey’in Avrupa’da Ne Gördüm tefrikasından mülhem, Marxloh’ta gördüklerimi, duyduklarımı, konuştuklarımı paylaşmak.

Anayasa Mahkemesinin ‘ifade özgürlüğü’nün ihlali’kararı verip, belgeselin henüz yapım aşamasındayken uğradığı baskı,sansür ve yasaklanmış olmasını kebul etmeyip, devleti bu konuda yönetmene tazminat ödemesi yönünde karar vermiş olmasına rağmen, iktidar için adeta bir kâbus haline gelen ve yasak üstüne yasak getirilen, ‘dayanışmayı güçlendirmek ve mücadeleyi canlı tutmak’ amacıyla Avrupa turnesine çıktı. Belgeselin Güney Almanya’nın Nürnberg, Augsburg ve Ulm şehirlerinde başlayan yolculuğundaki durakları, ülkenin diğer kentleri Duisburg, Berlin ve Hamburg’un ardından İsviçre’nin Zürih, Hollanda’nın Rotterdam ve Beverwijk kentleri olacak.

15 Temmuz 2016’daki darbe girişiminden hemen beş gün sonra ilan edilen olağanüstü hal (OHAL) döneminde, Recep Tayyip Erdoğan tarafından çıkarılan bir kanun hükmünde kararname (KHK) ile yüzbinlerce kamu çalışanı hiçbir gerekçe gösterilmeden ihraç edilmiş; işinden, aşından olmuştu. Kanun Hükmü belgeseli, şimdiden bu hukuksuzluğa karşı direnişi anlatan önemli bir yapıt sıfatını kazandı bile…

Filmde de izlediğimiz gibi kamuda oldukça sevilen ve iyi hekim olduğunu yüzlerce hastasından duyduğumuz-gördüğümüz Dr. Yasemin, 2017’de halkın yararına çalışıyor olmanın bedelini KHK ile atılmak olarak ödüyor.

Bu büyük yangından payını alan Nejla Demirci de ‘bambaşka bir film yapmak’ üzere yola çıkmış. Ama tasarladığı gibi olmamış. Biçim ve estetik olarak kendi dilini bulmakta zorlanmış, ‘faşizmin dili’ kendini dayatmış.

KHK’lı Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın direnişinin farklı yöntemlerle ve son aşamada açlık greviyle kamuoyuna mal olduğu günlerde kardeşinin ihraç edildiği Bodrum’un yolunu tutan Nejla Demirci, yola çıkmadan paylaştığı bir mesajın altı binden fazla etkileşim aldığını görünce bunu önemli bir işaret olarak görmüş. Ardından kardeşinin hastalarının örgütlenmeye başlaması, sendikanın eylem çağrısı ve basın açıklamalası bütün dikkatleri ünlü sahil kenti Bodrum’a çevirmiş.

HASTALARI ‘DOKTOR YASEMİN’ İÇİN ÖRGÜTLENDİ

Türk Tabipler Odası yöneticilerinin destek için Bodrum’a gittiklerinde Türk Tabipleri Birliği aktivisti ve Bodrum temsilcisi meslektaşlarının hastalarından çok etkilenirler. İyi hekimlik politikalarını yıllardır kamuya anlatmaya çalışan tabipler orada “keşke bu gördüklerimizin kaydı tutulsa” derler ve Nejla Demirci’ye bu konuda öneride bulunurlar.

“Yasemin kabul etmez diye düşündüm. Çünkü kendisine övgüler yapıldığında iltifat edildiğinde biraz sıkılır. Ön planda durmayı pek sevmez..”diyen Demirci, onu her haliyle evde, sokakta, eylemde, hastalarını muaeyene ederken takip edecekti. Demirci iyi ki Dr. Yasemin’i ikna etmiş.

Dr. Yasemin’in hastalarının organize ettiği ilk toplantıdan dönerken, KHK’lı öğretmen Engin’i Bodrum meydanında tek başına eylem yaparken gören ve tanıyan Nejla Demirci, ondan çok etkilendiğini söylüyor:

“Ben bu belgeseli yapma kararını aldığımda Engin’in de çok istediği bir şey oldu. Çünkü o bu meseleyi, uğradığı bu itibar suikastını başka insanlara duyurmak istiyordu. Böyle bir çabası vardı. Her şeye rağmen protestolarında Israrlı olması kızını, ailesini, komşularını, polisleri, her şeyi karşısına almış bir adam vardı ve ısrarla her gün meydana çıkıyordu, her gün gözaltına alınıyordu.”

TARİHE NOT DÜŞMEK, TOPLUMSAL FAYDA YARATMAK

Filmin çekimlerini öyle ya da böyle, binbir zorlukla tamladıktan sonra kamuoyuna duyuramayan Nejla Demirci, çalışmasının gün yüzüne çıkması için ise ayrı bir uğraş verecekti. “Belgesel sinemanın en önemli hedeflerinden biri olan toplumsal fayda yaratma çabası günden güne zorlaşıyor olsa da, bizler yaşadığımız toprakların tanığıyız. Olup bitenlere uzaktan bakamayız. İmkânlarımız doğrultusunda gerçeği kayıt altına almamız gerekiyor” diyor.

‘FİLM DUYGULARIMA DEĞİL MANTIĞIMA HİZMET ETMELİ’

Belgeselde bir anlatıcının olmaması, uzman görüşleri vs. konulmaması, sadece iki insanın peşine düşen kamera ile KHK gerçeğinin anlatılmaya çalışılması özel olduğu kadar yapımı güçlendiren bir tercih.

Demirci, “Bir filmde bilinçli bir ajitasyon varsa varsa ben o filmi izleyemiyorum. Bu filmin çekimlerine başladığımda elbette çok duygusaldım. Ama orada önemli bir şey öğrenmiştim. Mağdur edilen sadece bir doktor değildi, onun yüzlerce hastası mağdur edilmişti. Bu hastalar Temmuz- Ağustos sıcağı demeden doktorları için mücadele ediyorlardı. Başlangıçta, onlarda benim gibi çok duygusaldılar ama mücadeleleri başladığında çok mantıklı kararlar ve kararlı davranışlar geliştirdiler, benim de güçlenmemi sağladılar diyebilirim. Paylaştıkça çoğalıyor, dayanıştıkça güçleniyoruz.”

Bazı kaygıları vardı Demirci’nin ve kaygılarında haksız da çıkmadı; yasaklandı film. dava açıldı, suç duyuruları… Filmin kurgusu bittiğinde Anayasa Mahkemesi filmin yasaklanmasına ilişkin olumlu bir karar vermişti…” Sanatsal ifade özgürlüğünün ihlali”. Cumhuriyet tarihinde ilk defa ifade özgürlüğünün uzun uzun tartışıldığı ve bütün sanat disiplinleri için olumlu bir emsal karar… Demirci “Siz isterseniz bu kararı AYM sayfasından okuyabilirsiniz. Ben kararı defalarca okudum, Okudukça umudum arttı… Tamam, artık filmin önündeki bir takım engeller kalktı diye düşündüm. Sonrasında zaten yurt dışında gösterimler başlamıştı. Özellikle Almanya tercihimdi. Çünkü geçmişte daha ağır koşullarda bir benzeri yaşandı bu coğrafyada, üstelik geriye dönük hakları ellerinden alınmadan.Ve en nihayetinde DOK.fest München de Dünya Prömiyerini yaptık. Avrupa, Ortadoğu prömiyerlerini de yaptıktan sonra tekrar Almanya da olmak, izleyici karşısına çıkmak bana iyi geldi.

Demirci ve ekibinin bu sessiz ve derin dış atakların ardından belgeselin Türkiye Prömiyeri için Antalya Film Festivali’nde başvuruda bulunduktan sonra ise zaten ‘film koptu’ bilindiği gibi. Bir belgesel günlerce gündemde kaldı, aylarca Twitter’da TT oldu.

Fakat Nejla Demirci artık yalnız değildi. Sinemacıların, sinema kurumlarının arkasında durmasını, gösterdikleri olağanüstü dayanışma örnekleri, festival iptaline kadar giden süreç çok sancılı oldu herkesin gözleri önünde.

‘TÜM SALONLARDAN İMZA ALMIŞLAR’

Nejla Demirci de bunun üzerine egemenin desteğini almadan bağımsız olarak yapılan Uluslararası İşçi Filmleri Festivali ve Dokumentarist… film festivallerinde Türkiye prömiyerini yapabilmeyi denemiş.İşçi Filmlerinin anlaşmalı olduğu bütün salonlardan filmin gösterilmeyeceğine ilişkin valilik kararı ile imza alındıktan sonra salonlarda polisler bekletiliyor, dolayısıyla Documentarist film festivali de salon bulamıyor. Documentarist film festivali seçkisinde olan ve gösterilebilecekleri tek salon olarak Mezopotamya Kültür Merkezi ile görüşmeler yapılıyor. Mezopotamya Kültür Merkezi yetkilileri gösterime bir gün kala Hakkâri’ye kayyım atanacak ve herkes bütün dikkati oraya verecekti…

‘BİR SANSÜR İFŞASI VARDI VE BUNUN ÜSTÜNÜ ÖRTEMEDİLER’

Kanun Hükmü’nün yapımcısı ve yönetmeni Nejla Demirci’nin filmi gösterilmese de çekim ve gösterim sürecinde karşılaştığı sorunlar Türkiye’nin kronik baskı ve sansür politikasını teşhir etmiş gözüküyor. Başka bir olumlu yanı ise meslek birliklerinin, sinema emekçilerinin, KHK’lı insanların söz konusu politikalara karşı kararlı duruşu.

Demirci o süreci de şöyle anlatıyor: “Bir sansür ifşası yaşandı ve bunun üstünü örtemediler. Geri adım atılmayınca da sansürün gerçek adresi ve uygulayıcıları da ap açık ortada kaldı.”

Filmini Türkiye’de halka gösteremese de burada, Almanya’da Türkiye’nin bir kopyası olan bir semtte yansıttığı duvarda görmenin onu mutlu ettiğini görmek izlemeye gelenleri de mutlu etti.

Belgesel gerçek olamayacak kadar akıl dışı baskıyı teşhir ettiğinden olsa gerek, bazı izleyiciler, “Filmde kurgu var mı, manüplasyon var mı?” diye sordu. Demirci’nin yanıtı ise, “Tamamen gerçek kişiler var. Gerçek kişiler, bir tanesi doktor olan benim kardeşim zaten. Diğeri işinden atılmış bir öğrenmen. Manipülasyon falan yok. Sadece şu var, bazen Engin’le telefonda konuşuyorduk. Yarın saat bir buçukta geleceğim seni çekmeye diyordum ama bugün gidip çekiyordum. Kamerayı değil de seyirciyi değil de polisi şaşırtmak için yaptığımız manipülasyonlardı.

‘KHK BİRLİKTELİĞİNDEN BAŞKA BİR KÜLTÜR DOĞACAK’

Birlikte yaşama ve üretebilme kültürüne dikkati çeken Demirci, “Dün bir sürü hatalar olabilir, hepimizin hayatına girdi bu hatalar. Hepimiz bir şekilde etkilendik bu hatalardan. Kinlenmek ve ötekileştirmek en kolayıdır.Bundan sonraki yaşamı nasıl kuracağız, iyiliği nasıl örgütlyeceğiz sorusunu sorduğumuzda sanırım herkesin kendi siyasi dükkanlarından çıkması gerekecek. Geleceğimizi yeniden kurmak için başka çaremiş var mı? KHK’lılar platformlarının tanığıyım ben. Farklı görüşler, farklı kültürler ve mesleklerden insanların biraradalığı var. Şüphesiz bu hiç kolay olmamıştır ama sorunlara ve sorun yaşayanlara insan hakları temelinde bakmak bir çok önyargımızı kırıyor ve ortak mücadeleye dönüşüyor. Cumhuriyet tarihinin en büyük sosyal yaralarından biri olan KHK sorunundan umut veren bir mücadele kültürü gelişiyor.” diyor.

Velev'i Google Haberler üzerinden takip edin

ÖNERİLEN İÇERİKLER

WP Twitter Auto Publish Powered By : XYZScripts.com