Fotoğraf: Facebook
Her büyüme hikâyesi, yalnızca bir çocuğun dünyasını değil, aynı zamanda içinde bulunduğu toplumun kırılmalarını da yansıtır. Aile bağları, arkadaşlıklar ve çevresel koşullar; bireyin kimliğini şekillendiren görünmez iplikler gibidir. Toni Jordan’ın yeni romanı Tenderfoot, bu ipliklerin gerilimini 1970’lerin Brisbane’inde bir kız çocuğunun gözünden aktararak okuru derin bir yolculuğa davet ediyor.
The Guardian’a göre, Toni Jordan’ın Tenderfoot adlı romanı, 1975 Brisbane’inde bir kız çocuğunun büyüme sancılarına eşlik eden nefes kesici bir anı sunuyor. 12 yaşındaki Andie Tanner, ailesinin yasalara meydan okurcasına sürdürdüğü greyhound yarışı ve kumar yaşamının gölgesinde, arkadaşlık, aile ve aidiyet kavramlarını sorguluyor. Jordan, romanı yetişkin anlatıcı ve çocuk karakter arasında gidip gelen perspektiflerle kurguluyor; bu yaklaşım Andie’nin iç dünyasını, masumiyetin inceliğini ve travmayı derinden hissettiren bir biçimde yansıtıyor.
Eleştirmenler, karakter derinliği ve sınıf-mekân dinamiklerini işleyişindeki duyarlılıkla, romanı “klasik olmaya aday” bir olgunlaşma öyküsü olarak nitelendiriyor. Tenderfoot, yalnızca bir bireyi değil, sınıfsal kırılmaları ve insan doğasındaki ikiliği de gözler önüne sererek çağdaş edebiyat sahnesine güçlü bir dokunuş yapıyor.
Avustralyalı yazar Toni Jordan, çağdaş edebiyatta hem akıcı anlatımı hem de içsel derinliğe verdiği önemle tanınır. Romanlarının çoğunda hafif ironik bir bakışla sosyal sınıf, aidiyet ve insan doğasının kırılganlıkları üzerine durur. 2005’te yayımlanan ilk romanı Addition ile öne çıkan Jordan, daha sonra Nine Days (2012) ve The Fragments (2017) gibi eserlerle okuyucuların dikkatini çekti. Yeni romanı Tenderfoot, 1970’lerin Brisbane’inde bir çocuğun büyüme sancılarını toplumsal kırılmalarla birleştirerek anlatıyor. Jordan’ın çalışmaları, hem duygusal yoğunluk hem de toplumsal duyarlılıkla harmanlanmış içten anlatılarıyla Avustralya edebiyat sahnesinde özgün bir yere sahiptir.