Sena Başöz’ün erken yıllarına ait çalışmalarıyla yakın dönem eserlerini bir araya getiren Kaçınılmaz Koreografi Zilberman’ın Mısır Apartmanı’ndaki ana galerisinde.
Başöz’ün kişisel arşivinde yer alan nesnelerin döngü ve hareketlerine odaklanan sergi, sanatçının yaşamına farklı dönemlerde girmiş nesneler, bireyler ve canlılarla kurduğu diyaloğu ortaya koyuyor. Beden, nesne ve zaman ilişkisini, nesnenin hareketi ve algı perspektifinin geçiciliği üzerinden inceleyen sanatçı; bedeni bir arşiv olarak, hareketi ise iyileşme ve yeniden oluşumun aracı olarak ele alır. Başöz, Slalom (2022) performansı ile harekete yeniden oluşumun bir aracı olarak yaklaşmaya başlayışıyla, bedenin yanı sıra nesnelerin de hareket ettiğini ve bu karşılıklı hareketin geçicilik üzerine bir koreografi olarak algılanabileceği sonucuna ulaşır.
Bir nesnenin yaratıcısının isteği dışında gerçekleşen zamansal yolculuğuna odaklanan Uzun bir Gezintinin Ardından G. (2023), “buluntu nesne” kavramını bir rastlantının ortaya çıkardığı kesişimler, bulunan ile kayıp olan, aktif bir arayış ile pasif bir farkındalık arasındaki ikilemler bağlamında inceliyor.
Sergide kendisine geniş bir alan bulan “buluntu nesne” kavramı, kendisini sanatçının Bir Oklu Kirpinin Son Mektubu (2023) ve Eşyanın Rüzgârı (2023) isimli eserlerinde de gösteriyor. Başöz, Bir Oklu Kirpinin Son Mektubu’nda bir yürüyüş sırasında bulduğu ölü bir oklu kirpiden geriye kalanları kullanarak yaşam, hareket ve nesne arasındaki ilişkiyi sorgularken Eşyanın Rüzgârı’nda nesnede de döngüsel ve dönüşümsel hareketin yer aldığını ortaya koyuyor.