Sebastian Faulks (Fotoğraf: AFP / Kolaj: VelevGrafik)
Her yazar, kendi hayatının gölgeleriyle yüzleştiğinde ortaya çıkan metin farklı bir yankı uyandırır. Kimi zaman romanların kurgusundan taşan izler, doğrudan anı ve hatıratın sayfalarına akar. İşte Sebastian Faulks’un yeni kitabı Fires Which Burned Brightly, böylesi bir içsel hesaplaşmanın ürünü olarak karşımıza çıkıyor.
The Guardian’a göre, Sebastian Faulks’un yeni kitabı Fires Which Burned Brightly sade anlatımıyla duygusal derinliklere inmeyi başaran bir kişisel keşif romanı olarak öne çıkıyor.
Faulks, savaş sonrası İngiltere’de geçirdiği çocukluğun uçsuz bucaksız atmosferini, baba figüründeki sessiz kahramanlığı ve hazırlıksız bir biçimde gönderildiği yatılı okulda yaşadığı travmalarla iç içe anlatıyor.
Cambridge yıllarında yaşadığı panik ataklar ve uyku problemleri gibi zihinsel kırılmalar, üçüncü tekil anlatı aracılığıyla parçalı bir biçimde kurgulanıyor; okura tam olarak açıklanmayan bir hüzün hissi bırakıyor.
Kitap, bir dizi denemeden yola çıkıp kronolojik bir anı kitabına dönüşmesiyle de anlatının doğasındaki yapıbozumunu güçlendiriyor. Eleştirmenler, metnin okuru duygusal anlamda yakalama gücünü takdir ederken, netlikten ziyade iz bırakan duygulara yönelen bir dil kurgusunu beğeniyle karşılıyor.
Bu haberler de ilginizi çekebilir:
Fires Which Burned Brightly, yalnızca yazarın iç dünyasındaki kırılmaları değil, kolektif hafızanın gizli kıvrımlarını da gün yüzüne çıkarıyor.
1953 doğumlu Sebastian Faulks, çağdaş İngiliz edebiyatının en tanınmış romancılarından biridir. Oxford’da eğitim gördükten sonra gazetecilik yaptı, ardından edebiyata yöneldi. Uluslararası ününü, I. Dünya Savaşı’nın gölgesinde geçen ve 1993’te yayımlanan Birdsong (Kuş Şarkısı) ile kazandı. Bu roman, savaşın dehşetini bireysel aşk ve kayıplarla birleştiren anlatımıyla geniş kitlelere ulaştı. Faulks, ayrıca Charlotte Gray (1998) ve On Green Dolphin Street (2001) gibi eserleriyle de bilinir. 2008’de yayımlanan Devil May Care, James Bond serisini Ian Fleming’den sonra devam ettiren romanlardan biri oldu. Tarihsel konuları, kişisel dramlarla iç içe işleyen Faulks, hem eleştirmenlerce ciddiye alınan hem de geniş okur kitlesine hitap eden nadir yazarlardan biridir. Son kitabı Fires Which Burned Brightly, onun edebiyatında otobiyografik öğelerin öne çıktığı özel bir durak olarak değerlendiriliyor.