“Pluribus”, Breaking Bad evreninde mi geçiyor? İşte detaylar…

"Breaking Bad" ve "Better Call Saul" dizilerinin de yapımcısı olan Vince Gilligan'ın yeni dizisi "Pluribus", ilk iki bölümüyle “Breaking Bad evreniyle bağlantılı mı?” sorusunu gündeme taşıdı.

  • ü
  • 19 Kasım 2025
  • ü
  • Kültür

Apple TV için çekilen Pluribus adlı dizi, izleyicilerini kısa sürede o kadar tanıdık hislerle karşı karşıya bıraktı ki, birçok kişi dizinin Breaking Bad ve Better Call Saul ile paylaştığı atmosfer ve mekanlardan hareketle “aynı evrende mi geçiyor?” sorusunu sormaya başladı.

Times of India’nın aktardığına göre, Albuquerque’de geçen hikâye, Wayfarer hava yolu ve Macallan viskisi gibi Easter Egg’lerle bilinçli bir şekilde bu çağrışmaları tetikliyor.

Ancak dizinin yaratıcısı Vince Gilligan bu iddiaları net olarak reddetti. Gilligan’ın açıklamasına göre, “Pluribus başka bir evrende geçiyor; suç, karteller ya da metamfetamin laboratuvarları bu öykünün merkezi değil” dedi. Times of India’nın detaylarına göre dizi, bir sinyal keşfinden sonra insanların bireyselliklerini kaybettiği, “biz” bilincinin hüküm sürdüğü bir evrende geçiyor — suç unsuru ikinci planda.

Bu haberler de ilginizi çekebilir:

 

Dizi ilk bölümlerinde bilimkurgu unsurlarını, toplumsal kontrol temalarını ve karakterin kimlik krizi yaşamasını merkeze alıyor. Times of India, bu yaklaşımın Breaking Bad’in karakter çözümlemelerinden farklı olarak “evrensel insanlığın erozyonu” üzerine kurulu olduğunu vurguluyor.

Özellikle şu unsurlar tartışma yarattı:

Macallan viskisiyle Howard Hamlin’in bağlantısı gibi detaylar, izleyiciyi bilinçli bir paralellik aramaya sevk ediyor.
Albuquerque mekânının kullanımı, suç temasının değil “yeni bir tür distopya ortamının” habercisi.

Gilligan, bu detayları “oyunbazlık” olarak değil, diziye özgü bir dil ve atmosfer yaratmak için kullandığını söylüyor. Bu da, Pluribus’un teknik suretle Breaking Bad’in devamı olmadığı ama onun yarattığı anlatısal atmosferle ruhsal bir bağ içinde olduğu yorumlarını çoğalttı.

Pluribus ne anlatıyor?

Pluribus, insanlığın bireysel kimliğini tehdit eden gizemli bir sinyalin ortaya çıkmasıyla başlayan distopik bir anlatı kurar. Dizi, bu sinyalin dünyaya yayılmasıyla birlikte insanların düşünce ve bilinçlerinin giderek tek bir ortak yapıya — “biz” bilincine — dönüşmesini merkezine alır. Bu süreçte birey olma hâli zayıflarken, kahramanın kendini koruma ve benliğini yeniden inşa etme mücadelesi hikâyenin temel eksenini oluşturur.

Hikâye, New Mexico’nun Albuquerque kentinde geçer; ancak suç, kartel ya da uyuşturucu teması dizinin odağında yer almaz. Bunun yerine Pluribus, kimlik kaybı, kolektif bilinç, toplumsal kontrol ve özgürlük kavramlarını bilimkurgu çerçevesi içinde işler. Karakterler, sinyalin yarattığı “ortak zihnin” dışında kalmanın ahlaki, fiziksel ve psikolojik bedelleriyle yüzleşir.

Dizinin temel sorusu şudur: Bir toplum, bireyselliğini kaybettiğinde insanlık hâlâ varlığını koruyabilir mi? Bu nedenle Pluribus, klasik suç dramalarından farklı bir yere konumlanır; kolektifleşen insanlığın karanlık bir portresini çizer.

 

Velev'i Google Haberler üzerinden takip edin

ÖNERİLEN İÇERİKLER