Ziauddin Üniversitesi Medya Bilimleri Fakültesi (ZCOMS) öncülüğünde düzenlenen Nazariya Film Festivali, yeni kuşak yönetmenlere köken, hareket ve dönüşüm temalarını irdeleyen anlatılarını paylaşabilecekleri bir platform sundu. Gösterilen yapımlar, hikâyelerin nasıl hem ait olduğumuz yerlerden hem de çıktığımız yolculuklardan beslendiğini yansıtarak bağlantı, değişim ve yön bulma meselelerine odaklandı.
The Express Tribune‘e göre; etkinlik kapsamında yaklaşık 100 kısa film ve belgesel izleyiciyle buluştu; çok sayıda kategoride ödüller sahiplerini buldu. Soul of the Mountain, En İyi Kurgu ve En İyi Belgesel ödüllerini kazanırken; Pin Drop Silence, En İyi Ses Tasarımı, En İyi Oyunculuk, En İyi Görüntü Yönetimi ve En İyi Kısa Film ödüllerine layık görüldü. Suni Sunai, En İyi Senaryo ve En İyi Sanat Yönetimi ile onurlandırıldı; Hi-Roof ise En İyi Yönetmen ödülünü aldı. Ziauddin Üniversitesi Rektör Vekili Prof. Dr. Abbas Zafar, festivalin vizyonuna övgüde bulundu.
“‘Roots & Routes’, geleneği ilerlemeyle dengeler; yaratıcılığı, yeniliği ve kültürü yansıtırken bize hikâyelerimizi ve mirasımızı hatırlatır,” diyen Zafar’ın sözleri, basın açıklamasında aktarıldı.
Festivalde Pakistan eğlence sektörüne katkılarıyla tanınan usta oyuncu Bushra Ansari, Yaşam Boyu Başarı Ödülü’ne değer görüldü. Katılımcılara seslenen Ansari, duygudan uzaklaşmayan bir üretim anlayışının önemine vurgu yaptı: “Sözleriniz başkalarının kalbine ulaşacaksa önce sizin ruhunuzdan akmalıdır.”
Bu haberler de ilginizi çekebilir:
Kainat Thebbo, Amin Iqbal, Zarqa Naz, Gumby, Hamza Lari, Alam Azeemi ve Syed Mohsin’den oluşan jüri, genç yönetmenlere adil ve içgörülü bir değerlendirme süreci sundu.
Festival aynı zamanda söyleşiler ve performanslara da sahne oldu. Yazar Zafar Mairaj, hikâye anlatımının zamansız özüne dikkat çekerken; Kaif Ghazanavi, anlatıların iyileştirici gücünü vurguladı. Senarist Muhammad Ahmed ise sektörün reyting odaklı yapısına değindi ancak yeni kuşak yaratıcılarla ilgili umutlu olduğunu ifade etti.
Prof. Dr. Shehla Najib Siddiqui, festivalin küresel erişiminden söz ederken; müzik performansları ve ritmik bir davul çemberi, ülkenin genç ve yaratıcı yeteneklerini kutlayan canlı bir atmosfer yarattı.
Pakistan sineması, 1947’de ülkenin kuruluşundan kısa süre sonra oluşan kültürel atmosfer içinde şekillenmiş, özellikle 1960–1980 yılları arasında “Lollywood” olarak bilinen Lahore merkezli üretim modeliyle bölgesel bir sinema dili yaratmıştı. O dönemin melodramları, müzikal yapıları ve yıldız sistemine dayalı popüler filmleri, Güney Asya’nın ortak görsel kültüründe belirleyici bir rol oynadı. Ancak 1990’lar ve 2000’lerin başında yaşanan ekonomik daralma, sansür politikaları ve salonların kapanması sinema sektörünü ciddi biçimde zayıflattı.
Bu durağan dönemin ardından 2010’larla birlikte Pakistan sinemasında bir yenilenme hareketi başladı. Khuda Kay Liye (2007), Bol (2011), Waar (2013) ve Cake (2018) gibi filmler, hem yerel gişede hem diaspora seyircisinde karşılık buldu; aynı dönemde bağımsız sinema çevreleri de hikâye anlatımında daha cesur, toplumsal meselelerle iç içe geçen bir dile yöneldi. Uluslararası festivallerde boy gösteren kısa filmler ve belgeseller, Pakistanlı yaratıcıların yalnızca popüler sinema geleneğiyle değil, çağdaş dünya sinemasının estetik ve tematik meseleleriyle de diyalog kurduğunu gösterdi.
Son yıllarda Netflix ve ZEE5 gibi dijital platformların bölgeye açılması, Pakistan içeriklerinin küresel dolaşımını hızlandırdı. Diaspora topluluklarının genişliği, İngilizce ve Urduca çift dilli üretim kapasitesi ve genç yönetmenlerin toplumsal cinsiyet, göç, kimlik, şehirleşme gibi temalara yönelmesi, ülkeyi Güney Asya sineması içinde yeniden görünür bir konuma taşımaya başladı. Televizyon dizilerinin uluslararası ödüller alması ve bağımsız film festivallerinin (Kara Film Festival, Islamabad International Film Festival, Nazariya gibi gençlik odaklı platformlar) gelişimi de bu yükselişi besleyen önemli dinamikler arasında.
Bugün Pakistan sineması henüz Bollywood’un küresel yayılımıyla yarışan bir endüstriyel güce sahip olmasa da, özgün hikâye anlatımı, güçlü kadın karakter temsilleri, toplumsal dönüşümlere duyarlı genç yönetmen kuşağı ve belgesel alanındaki dikkate değer artış sayesinde uluslararası festival haritalarında giderek daha çok yer ediniyor. Ülkenin kültürel çeşitliliğini ve sosyopolitik gerilimlerini sinema diliyle aktarma becerisi, Pakistan’ı dünya sinemasının gelişen ve yakından takip edilen bölgelerinden biri hâline getiriyor.
Velev'i
Google Haberler üzerinden takip edin
