İngiliz yönetmen Ridley Scott, 24 yıl sonra 'Gladyatör' efsanesinin ikinci filmi ile izleyici karşısına çıktı. Roma’nın kanlı ihtişamını gözler önüne seren 'Gladyatör 2', görkemli savaş sahneleri ve derin politik çatışmalarla dikkat çekiyor.
2000 yılının unutulmaz filmi Gladyatör ile sinemaseverlerin gönlünde taht kuran usta yönetmen Ridley Scott, 24 yılın ardından, Maximus’un gölgesi altında yeni bir hikâyeyle döndü: Gladyatör 2.
İki yüze yakın film çeken 86 yaşındaki usta yönetmeni sadece Gladiatör filmine hapsetmek elbette doğru olmaz. Bıçak Sırtı (Blade Runner, 1982), Hannibal (2001), Cennetin Krallığı (Kingdom of Heaven, 2005), American Gangster (2007) gibi pek çok önemli filme imza atan İngiliz yönetmen, Gladiator de dahil üç kez en iyi yönetmen dalında Oscar’a aday gösterildi. Paul Mescal, Pedro Pascal, Connie Nielsen ve Denzel Washington gibi oyuncuların yer aldığı Gladyatör 2 (Gladiator II), Maximus’un ölümünden 15 yıl sonra Roma İmparatorluğu’nda geçen kanlı ve entrikalarla dolu bir hikâyeyi konu alıyor.
Kolezyum’un ölüm arenası bu kez daha büyük bir açlıkla kana susamıştır. Üstelik yarı deli ikiz imparatorların zalim yönetimi, Roma’yı barbar bir gösteri sahnesine çevirmiştir. Sınırları acımasızca genişleyen Roma, boyunduruk altına aldığı kültürleri arenalarda hayatta kalma savaşına zorlamaktadır. Bu karmaşanın ortasında, Maximus’un manevi varisi konumundaki Lucius (Paul Mescal), zalim iktidara karşı bir umut ışığı arar. Film, yalnızca gladyatör dövüşlerine değil, insan ruhunun dayanıklılığına da odaklanıyor.
İlk filmle kıyaslandığında Gladyatör II, daha görkemli savaş sahneleri ve derin politik çatışmalar sunuyor. Ancak Maximus’un hikâyesinin duygusal yoğunluğunu yakalayıp yakalayamadığı tartışmaya açık. Eleştirmenlerden gelen ilk yorumlar da ikiye bölünmüş durumda: Bazıları filmi cesur ve görsel olarak etkileyici bulurken, bazıları duygusal bir eksiklik hissettiklerini dile getiriyor.
Venedik Film Festivali’nde prömiyer yapan film, özellikle Denzel Washington’un performansıyla büyük övgü topladı ve En İyi Film dalında Oscar yarışında şimdiden en güçlü adaylardan biri. Gladyatör 2 ile bir kez daha Roma’nın kanlı ihtişamını gözler önüne seren Ridley Scott, bakalım bu sefer eski hayranlarını ve Akademi jürisini ikna edebilecek mi?
Fransız yazar Laurent Baffie’nin Toc Toc adlı tiyatro oyunundan uyarlanan Takıntılar, obsesif kompulsif bozukluğu olan altı farklı kişinin ünlü psikiyatr Orhan Kerim Baykal’a aldığı randevunun çakışması ve doktorun da ortalarda olmamasıyla birlikte yaşanan maceraları konu ediniyor. Yunus Nihat Özcan’ın yönettiği filmde Zafer Algöz, Seda Bakan, Ecem Erkek, Sarp Akkaya, Bora Akkaş, Çiçek Dilligil ve Özge Özberk rol alıyor. Süleyman İyisu’nun sanat yönetmenliğini üstlendiği filmin kurgusu Ümit Demir’e, müzikleri ise Emre Irmak’a ait.
Baran Gündüzalp’in yönettiği Rosinante, geçim sıkıntısıyla yeni bir arayışa giren Salih ve Ayşe’nin İstanbul’da yaşadıkları olayları konu alıyor. Salih’in hayatı, işten çıkarılması ile sekteye uğrar. Ayşe ise telefonla sigorta satışı işinde evden çalışma sistemine geçirilmiştir. Oturdukları evin kirası artınca bütçelerine uygun ev aramaktadırlar. Motosikletle yolcu taşınan yeni bir iş modeli olduğunu öğrenince sisteme Salih’in adına kaydolurlar. Rosinante adını verdikleri motosikletleriyle yolcu taşırken bilmedikleri bambaşka bir İstanbul’la karşılaşırlar. Filmde Nilay Erdönmez ve Fatih Sönmez’e Can Demir ile Sedat Kalkavan eşlik ediyor.
Selçuk Aydemir’in yönettiği filmde Onur Gökçek, Doğan Keser, Kerim Urun ve Ahmet Arslan rol alıyor. Film, bir işin ucundan tutamadığı için sevdiği kız Meltem ile evlenemeyen Onur’ın hikâyesine odaklanıyor. Onur, muhtar dayısının felç kalmasıyla zorunlu olarak mahalle muhtarlığına vekalet etmek zorunda kalır. Mahalle halkı ve esnaf bu durumdan rahatsız olsa da Onur ve arkadaşları muhtarlıkta kalabilmek için yapılabilecek her şeyi yaparlar. Onur aynı zamanda mahalleye yeni taşınan kendinden yaşça küçük Talat’ı yanına alır ve bir yandan da ona hayatı öğretmeye çalışır.
Ramin Bahrani’nin yönettiği korku türündeki Vebal’de Umut Özkan, Cansu Melis Karakuş, Nur Erkoç ve Derviş Tezcan oynuyor. Filmin konusu şöyle: Metin, köyde yaşamaktadır. Bir gece mezarlıkta dedesini gördüğü rüya onu derinden etkiler. Gördüğü rüyalar gerçek olabilir endişesiyle mücadeleye başlar. Metin, bir yandan Zeynep’le evlenme hazırlıkları yaparken, diğer yandan da geçmişte birlikte olduğu Nazlı’nın tehditleriyle karşı karşıya kalır. Metin, yaşamakta olduğu kâbusları araştırırken, ailesinden miras kalan bir lanetin ısrarla peşinde olduğunu öğrenir.
Haftanın son yerli filmi ise Burak Küçük’ün yönettiği Zir-i Cin 3: Cin Düğümü. Korku türündeki filmin konu ise şöyle: Ceren, annesini trajik bir cinayette kaybetmiştir. Babası Sadi, ailesini korumaya çabalarken, babaannesi Pakize’nin büyüleriyle yüzleşmek zorunda kalır. Cin Düğümü büyüsüyle kuşatılan aile, bir kâbusun içine çekilirken, Sadi bu lanetin farkına vardığında çok geç olacaktır. Ceren, ailesini korumak ve büyüden kurtulmak için büyük bir sınav verecektir. Filmde oyuncu kadrosunda Ada Berber, Şenay Karaaslan, Murat Kaçmaz, Handan Barut, Sema Sevinç, Yasemin Şan, Hanife Özdemir, Burcu Nur ve Taha Emral yer alıyor.