Fotoğraf: MARINA HELLI / AFP / Arşiv
Temmuz 2025 itibarıyla Londra, üç büyük sergiyle çağdaş sanatseverlerin radarına girmiş durumda. Royal Academy of Arts’ın geleneksel Summer Exhibition’ı, National Portrait Gallery’de Jenny Saville’ın kadın bedenine dair sınır tanımayan tuvalleri ve Halcyon Gallery’de Bob Dylan’ın resim sergisi aynı anda sanat izleyicilerini karşılıyor. Üstelik hepsi şehir merkezinin birkaç durak ötesinde.
Londra’da üç önemli sergi eşzamanlı olarak açıldı. Royal Academy of Arts, 1769’dan bu yana her yaz gerçekleştirdiği Summer Exhibition’da yine yüzlerce sanatçının eserine yer veriyor. Jenny Saville’ın “The Anatomy of Painting” başlıklı sergisi, kadın bedenine dair geleneksel anlatıların görsel dilde nasıl parçalanabileceğini gösteriyor. Bob Dylan’ın “Point Blank” adlı sergisi ise müzikal ikonun plastik sanatlar alanındaki üretimlerini ilk kez bu ölçekte sunuyor.
Sergiler sırasıyla Burlington House (Royal Academy), St Martin’s Place (National Portrait Gallery) ve New Bond Street’teki Halcyon Gallery’de yer alıyor.
Farshid Moussavi’nin küratörlüğünü üstlendiği Royal Academy sergisine yüzlerce sanatçı katkı sunuyor. Jenny Saville, Young British Artists kuşağının önde gelen isimlerinden biri. Bob Dylan ise müzik tarihinin efsanevi figürü olarak son yıllarda görsel sanatlarla da ilgileniyor.
Bu üç sergi de farklı yönleriyle temsil meselesine odaklanıyor. Saville kadın bedeninin sözel olmayan hikâyelerini yeniden kurarken, Dylan görsel dile dönerek duygunun başka bir biçimini arıyor. Royal Academy ise modern sanatın İngiltere’deki kitlesel dolaşımını sürdürüyor.
The Guardian’ın aktardığına göre, bu yılki Summer Exhibition rekor düzeyde ziyaretçi çekiyor. Bob Dylan’ın sergisi, Halcyon Gallery’nin bugüne dek düzenlediği en çok ilgi gören solo gösterilerden biri oldu. Saville’ın işleri ise feminist sanat çevrelerinde tartışma yaratmayı sürdürüyor. Tüm bunlar, sadece Londra değil, Avrupa genelinde sanat üretiminin kamusal karşılıkları açısından da anlamlı veriler sunuyor.