Kürt edebiyatı İngilizce’ye Şener Özmen’le açılıyor

Kürt yazar Şener Özmen’in eseri "The Competition of Unfinished Stories", Asymptote Journal’ın Book Club seçkisine alındı. Bu karar, Kürt edebiyatından bir eserin İngilizce çevirisiyle geniş kitlelere ulaşması açısından önemli bir adım.

  • ü
  • 02 Aralık 2025
  • ü
  • Kültür

Fotoğraf: senerozmen.com

Hafızaların yok sayıldığı, kimliklerin bastırıldığı bir coğrafyada yaşayan bireyler için “hikâyesini söyleyebilmek”, direnişin, varoluşun en temel aracı sayılır.

Kürt yazar Şener Özmen’in 2010’da Kurmancî Kürtçesiyle yayımlanan, 2025’te ise İngilizceye çevrilmiş olan The Competition of Unfinished Stories (Kifayetsiz Hikâyeler Müsabakası), tam da bu amaçla yeniden diriliyor.

Söz konusu kitap “Book Club Seçkisi” içinde kendine yer buldu. Asymptote Journal da Hilary Ilkay eleştirisine genişçe yer ayırdı.

“BAŞ DÖNDÜRÜCÜ, ÖFKELİ VE ABSÜRD’

Şener Özmen’in The Competition of Unfinished Stories adlı eseri, kimliğin, dilin ve hafızanın baskı altında nasıl çatladığını anlatmak için roman formunu uç sınırlarına kadar zorlayan bir metin olarak tanımlanıyor.

Hilary Ilkay, romanı “baş döndürücü, öfkeli, yakıcı ve absürd” diye nitelendirirken, bu yoğunluğun yalnızca estetik bir tercih değil, kuşatılmış bir varoluşu temsil ettiğini vurguluyor. Kurmancî lehçesinde yazılan ve Nicholas Glastonbury tarafından İngilizceye çevrilen roman, hem yazarın Anglosfer’deki ilk kitabı hem de Kurmancîden çevrilmiş nadir eserlerden biri olarak, henüz kaybolmamış, ama sürekli yok edilme tehdidi altındaki bir dünyanın yasını tutuyor.

Ilkay’ın okumasında romanın merkezinde, anlatının her zaman “ortak yazılmış” ve “yerleşik” olduğu fikri yer alıyor. Sertaç Karan’ın bitmeyen, hep yarıda kalan hikâyeleri; bastırılmış Kürt kimliğinin, yasaklanmış bir dilin, aile içindeki inkâr ve içselleştirilmiş asimilasyonun bir sonucu olarak okunuyor.


Bu haberler de ilginizi çekebilir:

 

Romanın politik arka planı, Türkiye’de Kürt kimliğine ve diline yönelik uzun süreli baskı rejimiyle örülü. Ilkay, Kürtçenin kamusal alanda yasaklandığı dönemleri, “Kürt haklarını savunmanın terörle özdeşleştirildiği” bir atmosferi, alfabenin bazı harflerinin bile suç sayılabildiğini anımsatarak romanın zeminini çiziyor.

Bu koşullar altında The Competition of Unfinished Stories, yalnızca bir karakterin ruhsal çözülüşünü değil; “dil kırım, radikal asimilasyon ve aktif silme”nin bir özneyi nasıl parçaladığını sahneleyen kurmaca bir laboratuvar işlevi görüyor. Sertaç’ın adı üzerindeki bir harf, bir isimdeki nokta, bir coğrafyanın adını anma biçimi bile, kavgaya dönüşmüş bir anlam mücadelesi olarak beliriyor.

Ilkay’ın dikkat çektiği bir başka eksen, romanın yapısal deneyciliği. Sertaç’ın anlatısı ile onun yazdığı, ama asla tamamlayamadığı hikâyeler iç içe geçerken, Merasîm’in kendi sesini romanın başına yerleştiren önsözü, özne–nesne sınırını daha en baştan bulandırıyor. Çok sesli yapı, Sertaç’ın hikâyeyi sahiplenmek için tekrar ettiği “Bu hikâye onun hikâyesiydi” cümlesini boşa düşürüyor; anlatı sürekli elinden kayıyor. Üstelik buna, metnin kenarında söz alan kurmaca çevirmen notları da ekleniyor. Bu dipnotlar, kullanılan kelimeler, alıntılar ve adlandırmalar üzerinden hem Türkçe–Kürtçe gerilimini hem de çeviri eyleminin siyasi boyutunu açığa çıkaran, ironik ve açıkça politik müdahaleler olarak tanımlanıyor.

Ilkay, Sertaç’ın psikolojik çözülüşünü, baskıcı bir “hakikat rejimi”nin özne üzerinde kurduğu tahakkümle ilişkilendiriyor. Sertaç, kendi hayatının aslında bitmemiş hikâyelerin yan ürünü olduğunu fark ettikçe, hem geçmişinin hem de hafızasının güvenilirliğini yitiriyor. Terapistle kurduğu hayali diyaloglar, devrimci figürlerle iç içe geçen sahneler, dinle hesaplaşma ve “inanç”ın ters yüz edilmesi; hepsi, sömürgeci bir düzen içinde “kendisi olma” ihtimalinin nasıl daraldığını gösteriyor. Ilkay, romanın bu yönüyle, sadece devlet şiddetinin dışsal etkilerini değil, içeride oluşan “post-oturulamaz toplum” hissini—parçalanmış ve yamalanmış bir gerçekliği—etkileyici bir biçimde görünür kıldığını savunuyor.

Son bölümde Merasîm’in geri dönüşü ve “Bitmemiş Dipnotlar”, Ilkay’a göre romanın hem biçimsel hem de tematik düğümünü oluşturuyor. Sertac’ın “Kifayetsiz Hikâyeler Müsabakası” adlı kurmaca bir yarışmaya katılma arzusu, aslında kendi hayatına bir tür kapanış getirme arayışına dönüşüyor; ancak bu kapanış da tamamlanamayan bir cümle gibi havada kalıyor.

Velev'i Google Haberler üzerinden takip edin

ÖNERİLEN İÇERİKLER