Prof. Mustafa Öztürk’ün "Yaşayan Kur’an" adlı meal-tefsirinin yeni baskısı için Kültür Bakanlığı bandrol vermedi. Bir dönem AKP propagandası için dini içerikli kitap yazan Öztürk, tepki gösterdi.
Kültür Bakanlığı, Prof. Mustafa Öztürk başta olmak üzere bazı Kur'an-ı Kerim meal ve tefsirlerine bandrol vermedi.
Diyanet İşleri Başkanlığı’na (DİB) “sakıncalı” bulduğu Kur’an-ı Kerim meallerini re’sen inceleme ve toplatıp imha etme yetkisi veren kanun teklifi Plan ve Bütçe Komisyonu’nda kabul edildi. Ancak teklifin yasalaşmadan uygulandığı ortaya çıktı. Prof. Mustafa Öztürk’ün Yaşayan Kur’an adlı meal-tefsirinin yeni baskısı için Ankara Okulu Yayınevi, Kültür Bakanlığı’na bandrol başvurusu yaptı. Bakanlık yetkilileri, DİB inceleme yapmadan bandrol veremeyecekleri yanıtını verdi.
Başta Prof. Dr. Suat Yıldırım ve Ali Ünal olmak üzere Gülen cemaatine yakınlığı ile bilinen yazarların meal ve tefsir kitaplarına yasak getirilmesi için 15 Temmuz sonrası AKP yönetimi ile işbirliği yapan Prof. Mustafa Öztürk, karara tepki gösterdi. Süreci “modern zamanların ilmî engizisyonu” olarak niteleyen Öztürk, yayınevine ellerinde ne kadar kitap varsa yakmalarını söylediğini belirtti.
Kamuoyunda 15 Temmuz sonrası Gülen cemaati ile ilgili çeşitli davalarda “bilirkişi” olarak görev almasıyla bilinen; 2017’de bastırdığı Din Sermayesinden İktidar Devşirmek: FETÖ kitabı ile tanınan Prof. Mustafa Öztürk, kendisinin Gülen cemaati için ilk “haşhaşi” benzetmesi yaptması ile övünmüştü.
Gülen cemaatine yakın yayınevlerinin kitapları toplanmıştı.
Ankara Okulları Yayınevi, Mustafa Öztürk’ün meallerini yeniden basmak üzere Kültür Bakanlığına bandrol başvurusunda bulundu. Ancak yayınevinin sahibi Hasan Erdoğan, Karar’a yaptığı açıklamada, başvurunun Diyanet’ten gelecek inceleme kararına bağlandığını belirtti: “Bugün Mustafa Öztürk’ün meallerini basmak için bandrol müracaatında bulundum. Bütün belgeleri ibra etmeme rağmen ‘Diyanet kitapları incelemeden bandrol veremeyiz’ dediler. Zaten yaklaşık iki aydır yayıncı arkadaşlarımdan böyle bir durumun yaşandığını duyuyordum. Başka bir Kuran mealinin aynı bu sebepten bandrol alamadığını biliyordum. Bugün de bizzat benim başıma geldi.”
Yasa henüz çıkmadan uygulamanın bir dönem AKP’ye çalışan akademisyenleri de kapsaması yayıncılar arasında da tedirginliğe yol açtı. Erdoğan, Diyanet’e başvurmayı düşünmediğini vurgulayarak şunları söyledi: “Ben yayıncıyım, Diyanet’le işim yok. Bu bandrol dediğiniz şey Kültür ve Turizm Bakanlığını bağlar, Telif Genel Müdürlüğünü bağlar yani. Biz Diyanet’e müracaatta bulunmayız. Çünkü Diyanet’in yaptığı kanuni değil. Kitap ise yeni yazılmış değil, 10 yıl önce kaleme alınmış, bugüne dek altı kez basılmış bir eser. Şimdi sadece yeni baskı yapmak istedik. Ama artık Diyanet’in iznine takılıyor.” Daha önce başka yayınevlerinin de benzer gerekçelerle bekletildiği biliniyor. Erdoğan, “Bir yayıncı arkadaşım, benzer bir meal için bandrol almak istediğinde Diyanet’in kendisine ‘İnceleme süreci 3 ila 6 ay sürebilir’ dediğini anlatmıştı” bilgisini paylaşarak sürecin yayıncılığı fiilen durdurduğuna dikkat çekti.
Tepkisini YouTube videosuyla dile getiren Mustafa Öztürk ise bu süreci “Modern zamanların ilmî engizisyonu” olarak niteledi. “Kur’an mealleri sakıncalı mı olur?” diye soran Öztürk “Devlet artık mealleri sakıncalı-sakıncasız diye ayıracak. Bu uygulama yorum zenginliğini öldürür” dedi. Daha önce Diyanet’in hedef aldığı mealinin toplatılmaktan mahkeme kararıyla kurtulduğunu hatırlatan Öztürk, yayınevine “Elinizde ne kadar varsa yakın” dediğini açıkladı. Uygulamanın sadece kendi kitabıyla sınırlı kalmayacağını, Mustafa İslamoğlu, Muhammed Esed, Edip Yüksel gibi isimlerin meallerinin de sırada olduğunu savundu. Öztürk, videonun sonunda meal çalışmasına harcadığı yıllar için “Lanet olsun” diyerek duygusal bir çıkış yaptı. “Ben sizin resmi dininizden zaten el çekmiştim. Şimdi de mürekkep izlerimi silmek istiyorsunuz. O hâlde önce ben silineyim” diye konuştu.
Prof. Dr. Suat Yıldırım’ın meali de yasaklandı.
Prof. Mustafa Öztürk’ün faaliyetlerinin yasaklanması için propaganda kitabı yazdığı Gülen cemaatine yakın isimlerden sürgündeki Prof. Dr. Suat Yıldırım ile cezaevindeki Ali Ünal’ın meallerinin yasaklanmasını ve yakılmasını hatırlamadı. Söz konusu isimlerin isimleri Diyanet İslam Ansiklopedisi’nden de çıkarılmıştı.
Öte yandan 2022 yılında, Türkiye’de Nöroloji alanında önemli çalışmalara imza atmış olan ve aynı zamanda 50 yılı aşkındır Kur’an araştırmacılığı yapan Prof. Dr. Gazi Özdemir’in Şira Yayınları’ndan çıkan “Son Davet Kur’an” isimli meali, Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından açılan bir dava sonucu yasaklanmıştı. O dönem açıklama yapan Avukat Celal Ülgen kararı ‘ifade özgürlüğüne darbe’ diye tanımlamıştı.
Yazar ve ilahiyatçı İhsan Eliaçık’ın meali de geçtiğimiz yıllarda yasaklı dini kitaplar arasında yer aldı. Muhalif görüşleriyle tanınan Eliaçık’ın Yaşayan Kur’an Türkçe Meal-Tesfir isimli Kuran meali hakkında İstanbul Sulh Ceza Mahkemesi dağıtım yasağı ve toplatma kararı verdi. Gerekçe: Mealdeki ‘sakıncalı’ unsurlar. İhsan Eliaçık: “Bu karar tek adamlığın giderek bir dinî diktatörlüğe dönüştüğünü göstermektedir.”
İstanbul Bağımsız Milletvekili Mustafa Yeneroğlu da “İslam’ın temel nitelikleri” gibi ucu açık bir ifadenin kanun metnine girmesini eleştirerek, bu durumun ilahî kelâmın yorumunu bir bürokratik heyetin tekeline bırakmak anlamına geleceğini ifade etmişti. Geçmişte üç ayrı mealin toplatıldığını hatırlatan Yeneroğlu “Yarın onlarca eserin yakıldığına tanıklık edebiliriz” demişti. CHP Ankara Milletvekili Okan Konuralp de Meclis’te yaptığı konuşmada iktidarı uyararak, “Tarihe Kur’an meallerini toplatan ve imha eden bir iktidar olarak geçmeyin” çağrısında bulunmuştu.
Velev'i
Google Haberler üzerinden takip edin
