Kerouac’ın gölgesinde: Şöhretin yıktığı bir Beat Kuşağı efsanesi

Jack Kerouac’ın hem eski sevgilisi hem de yakın dostu olan yazar Joyce Johnson, yeni bir belgesel vesilesiyle konuştu. Kerouac’ın ‘Yolda’ romanıyla gelen ani şöhretin, yazarın kırılgan yapısını nasıl parçaladığını anlattı.

  • ü
  • 04 Ağustos 2025
  • ü
  • Kültür

Jack Kerouac'ın “On The Road” kitabının 50. yıl özel baskısının ciltli kopyası, 20 Ağustos 2007 tarihinde New York'taki Borders Books kitabevinin raflarında yer aldı. (Fotoğraf: TIMOTHY A. CLARY / AFP)

Beat kuşağının ikonlarından Jack Kerouac, Yolda (On the Road) romanının yayımlanmasıyla sadece Amerikan edebiyatında değil, popüler kültürde de sarsıcı bir etki yaratmıştı. Ancak bu büyük çıkış, yazarın iç dünyasında bambaşka bir yıkımı da beraberinde getirmişti.

Kerouac’ın yalnızlıktan beslenen iç dünyası, bir anda onun peşine düşen medya, hayranlar ve eleştirmenler tarafından istila edilmişti. Şöhretin yarattığı basınç Kerouac’ı alkolde ve kaçışta aradığı bir istikrarsızlığa sürüklemişti.

Kerouac’ın hem eski partneri hem de edebi yol arkadaşı olan Joyce Johnson, 2024 yapımı Kerouac’s Road: The Beat of a Nation adlı belgesel için yapılan söyleşide, şöhretin Kerouac üzerindeki ağır etkilerini yıllar sonra ilk kez bu kadar açık konuştu.

People dergisinden Tommy McArdle ile konuşan Johnson, yazarın mahremiyet arayışını, basının saldırgan ilgisini ve alkolle baş edemeyişini içtenlikle paylaştı.


Bu haberler de ilginizi çekebilir:

 

Söyleşiden öne çıkan bölümler şöyle:

Tommy McArdle: Kerouac’ın Yolda romanı yayımlandığında sizin ilişkiniz hangi aşamadaydı?

Joyce Johnson: O dönem birlikteydik. Kitap yayımlanır yayımlanmaz hayatı bir anda değişti. Aslında biz hâlâ sessiz, biraz içine kapanık bir hayat sürüyorduk. Ama Yolda patladığında, Jack’in içe dönük karakteri ile dış dünyanın onu görmek istediği figür çatışmaya başladı. O artık bir “beat ikonuydu”, ama bu, onun gerçekte kim olduğunu tamamen silip atıyordu.

Tommy McArdle: Kerouac, o şöhret dalgasıyla nasıl başa çıkıyordu?

Joyce Johnson: Hiç başa çıkamadı. Onun için şöhret bir tür işgal gibiydi. Kalabalıklar, gazeteciler, davetler… Bunların hiçbirini istemedi. Bir yandan gurur duyuyordu tabii, ama öte yandan kendi hayatına yabancılaşmıştı. En kötüsü de yalnız kalamamasıydı. Yazmak için yalnızlığa ihtiyaç duyardı, ama artık ona bu alanı kimse tanımıyordu.

Tommy McArdle: Bu belgeselin, Kerouac’ı yeniden tanıtma biçimini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Joyce Johnson: Bu belgesel onun insani tarafını da gösterebildiği için kıymetli. Jack sadece Yolda’nın yazarı değil, aynı zamanda duygusal, kırılgan ve sık sık yanlış anlaşılan biriydi. Onu “özgürlüğün sesi” olarak yücelttiler, ama o aslında çoğu zaman içinden çıkamadığı bir yalnızlığın sesiydi.

Jack Kerouac kimdir?

12 Mart 1922’de, Kanada göçmeni bir ailenin üçüncü çocuğu olarak Boston yakınlarındaki Lowell’da dünyaya geldi. Quebec’e özgü bir Fransızca varyasyonu olan Joual’in konuşulduğu bir aile ortamında büyüdüğünden İngilizcesinin ortaokul yıllarına değin yeterli olmadığı söylenir. Kerouac, bugün, Amerikan edebiyatının en özgün ve önemli isimlerinden biridir. Amerika’ya hâkim muhafazakârlığa ve kör kapitalizmin insan yaşamına dair dayatmalarına başkaldırının, esrime özlemiyle düşülen yolların, çıkılan arayışların renk ve gölgeleriyle cazın, bebop’un tesiri Kerouac’ın birer resim olarak da gördüğünü belirttiği metinlerine doğrudan yansımıştır. Kerouac, yaşamının ilerleyen yıllarında, yazar olarak kavuştuğu ünün de olumsuz etkileriyle içine kapanacak ve Beat ile özdeşleştirilen hiçbir şeyle ilgili olmadığını belirtecektir. İlk romanı Deniz Benim Kardeşim 1942’de yazılmış, ancak 2011’e değin basılmamıştır. Sağlığında yayımlanan ilk romanı The Town and the City’dir. Jack Kerouac, 1969 yılında, 47 yaşındayken geçirdiği iç kanama sonucunda hayatını kaybetmiştir.

Eserleri Türkçede Siren Yayınları tarafından yayımlanıyor: On the Road (Yolda), Big Sur (Big Sur), Beat Kuşağı (Beat Generation), Deniz Benim Kardeşim (The Sea is My Brother), Paris’te Satori (Satori in Paris), Yeraltı Sakinleri, (The Subterraneans), Yalnız Gezgin (Lonesome Traveller), Zen Kaçıkları (Dharma Bums) ve Gerard’ı Düşlerken (Visions of Gerard).

Joyce Johnson Kimdir?

1935 doğumlu Amerikalı yazar ve editör Joyce Johnson, Beat Kuşağı’nın merkezinde yer alan kadın figürlerden biridir. 1957’de Jack Kerouac ile romantik bir ilişki yaşamış, bu döneme dair gözlemlerini daha sonra Minor Characters (Yan Karakterler) adlı anı kitabında kaleme almıştır. Kitap, 1983’te National Book Critics Circle Award’a değer görülmüştür. Johnson yalnızca Kerouac’la olan ilişkisiyle değil, aynı zamanda dönem yazarlarına dair biyografik çalışmaları, edebi editörlüğü ve kadınların edebiyattaki konumuna dair yazılarıyla da tanınır. Door Wide Open adlı kitabında ise Kerouac ile mektuplaşmalarını yayımlamış; Beat edebiyatını erkek egemen anlatının dışından okuma biçimleri geliştirmiştir.

Velev'i Google Haberler üzerinden takip edin

ÖNERİLEN İÇERİKLER