Usta oyuncu Jackie Chan, The Shadow’s Edge adlı yeni aksiyon filmiyle sinemaya geri döndü; film hem Çin’de hem Hong Kong’da gösterime girdi.
Asya aksiyon sinemasının yaşayan efsanesi Jackie Chan, yeni filmi The Shadow’s Edge ile bir kez daha izleyici karşısına çıktı. Larry Yang yönetmenliğinde çekilen film, 3 Ağustos’ta Pekin’de prömiyer yaptıktan sonra Çin ve Hong Kong’da vizyona girdi. Klasik Jackie Chan tarzı dövüş sahneleriyle modern teknolojik temaları harmanlayan yapım, hem nostaljik hem de güncel bir seyir deneyimi sunuyor.
China Daily’in aktardığına göre; film, Chan’in son yıllarda dramatik rollere yönelmesinden sonra yeniden köklü aksiyon damarına dönüşünü simgeliyor. Yönetmen Larry Yang, daha önce de Chan ile çalışmış, yıldızın fiziksel enerjisini öne çıkaran koreografilerle dikkat çekmişti. Bu yeni yapımda da aksiyonun yanı sıra casusluk ve politik entrika ögeleri öne çıkıyor.
Variety kaynaklı bilgiye göre; The Shadow’s Edge (iQIYI Pictures), Çin gişelerinde üçüncü hafta sonunda da liderliğini sürdürdü. Film, hafta sonunda 84,2 milyon yuan (11,7 milyon dolar) hasılat elde ederek toplamda 1,031 milyar yuan’a (143,2 milyon dolar) ulaştı.
Film, yalnızca bölgesel bir başarıya değil, aynı zamanda uluslararası festivallerde de yer almaya hazırlanıyor. Busan Film Festivali’nin programında görülen The Shadow’s Edge, Çin aksiyon sinemasının küresel pazardaki dinamizmini yeniden gündeme taşıyor. Eleştirmenler, “Jackie Chan’in hâlâ izleyiciyi büyüleyecek enerjisi var” yorumunda birleşiyor.
Jackie Chan, 1954’te Hong Kong’da doğdu ve küçük yaşta Peking Opera School’da aldığı sıkı disiplinli eğitimle dövüş sanatları, akrobasi ve sahne performansını bir araya getirdi. Bu temel, onun benzersiz sinema stilinin zeminini oluşturdu.
Kariyerindeki ilk büyük çıkış 1978 yapımı Drunken Master oldu. Chan, burada geleneksel kung fu sinemasını mizahla harmanlayarak Bruce Lee’nin gölgesinden çıkıp kendine özgü bir tarz yarattı. Komedi ile aksiyonun birleştiği bu üslup, onu kısa sürede Hong Kong sinemasının yıldızı hâline getirdi.
1990’larda Hollywood’a açılması ikinci dönüm noktasıydı. Özellikle Rumble in the Bronx (1995) ile Kuzey Amerika’da dikkat çekti, ardından Rush Hour serisi (1998–2007) dünya çapında gişe fenomenine dönüştü. Böylece Chan, hem Doğu hem Batı pazarında karşılık bulan nadir yıldızlardan biri oldu.
2000’ler sonrası ise kariyerinde dramatik rollere yönelerek farklı bir yüzünü gösterdi. The Karate Kid (2010) ve The Foreigner (2017) gibi yapımlarda, duygusal derinliği aksiyonla buluşturdu. Son filmi The Shadow’s Edge, Chan’in yeniden aksiyon köklerine dönüşünü simgelerken, aynı zamanda onu hâlâ küresel sinema arenasında güçlü bir figür olarak konumlandırıyor.
Velev'i
Google Haberler üzerinden takip edin
