Göçmen çocukların gerçekliği: ‘Largo’ ile insanlık yeniden hatırlanıyor

HollyShorts Film Festivali’ne katılan ‘Largo’, bir Suriyeli mültecinin masum dünyası üzerinden görünmeyeni görünür kılmayı başarıyor; çocuk gözüyle anlatılan hikâye, seyirciyi derinden etkiliyor.

  • ü
  • 19 Ağustos 2025
  • ü
  • Kültür

Gri sahil kasabasında umutla direnen bir çocuk; bir faciadan sonra kendi dünyasını yeniden inşa etme çabası… Largo, yönetmen-yazar Salvatore Scarpa ile Max Burgoyne-Moore’un imzasını taşıyan ve izleyicide empati uyandırmayı amaçlayan güçlü bir kısa film.

League of Filmmakers sitesine göre film, genç bir Suriyeli mültecinin kişisel yolculuğunu, gerçekçi anlatımıyla bir araya getirerek istatistiklerin arkasındaki insanlığı görünür kılıyor.

Film; yerinden edilmiş yaratıcılar için geliştirilen kapsayıcı bir program aracılığıyla çekildi ve bu yaklaşımın anlatıya otantik bir duygu kattığı vurgulandı. Ayrıca, çalışmanın HollyShorts gibi Oscar’a aday olma şansı veren festivallerde yer alması, filmi hem teknik hem sosyal sorumluluk boyutunda ön plana çıkarıyor.

Umutsuzluk karşısında dirayet, Salvatore Scarpa ile Max Burgoyne-Moore’un birlikte yazıp yönettiği kısa film Largo’nun merkezinde yer alıyor.

Yaklşaık 20 dakikalık bu drama, bu yılki HollyShorts Film Festivali’nde gösterildi ve İngiltere’de yaşayan genç bir Suriyeli mülteci olan Musa’nın (Zack Elsokari) hikâyesini konu aldı. Musa, hâlâ büyük bir umutsuzluk içinde anne babasının gelişini beklemektedir. Ancak sabrı, yerel halktan ve yaşıtlarından göçmenliğine ve ana diline dair her yeni hakaretle birlikte tükenmeye başlar. Musa’nın yeni koruyucusu (Tamsin Greig), deniz yolculuğuna çıkan anne babasının nerede olduğuna dair yanıt veremeyince, çocuk çareyi kendi ellerine alır: Bir tekne bulup tehlikeli sularda açılarak ailesine kavuşmayı denemeye karar verir.

Deadline adlı site için verdikleri söyleşide yönetmenler, göçmen hikâyeleri anlatmanın öneminden ve kamera arkasında yaşanan eğlenceli zorluklardan söz ediyor:

Largo’nun hikâyesini anlatmaya sizi ne teşvik etti?

SALVATORE SCARPA: Kendi kasabalarımızda mülteci krizine verilen tepkiler karşısında hayal kırıklığına uğramıştık.

MAX BURGOYNE-MOORE: Hem İtalya’da hem de Birleşik Krallık’ta.

SCARPA: Normalde sıcak ve misafirperver olarak bildiğimiz insanların, güvenli bir yere ihtiyaç duyan insanlara karşı bu tuhaf, olumsuz tepkiler verdiğini görüyorduk.

BURGOYNE-MOORE: Uzun lafın kısası, geniş ailenizdeki bazı kişilerin aslında ırkçı olduğunu fark etmek — işte bu, bu kısa filmi yapmamızın nedeniydi.

SCARPA: Bunun üzerine bir de, son on yıldır haberlerdeki istatistiklerin üzerimize yığılması… Biz bu filmi konuşmaya başladığımızda, bu istatistiklerin arkasında bir insan hikâyesi anlatmaya çalışmak istedik.

BURGOYNE-MOORE: Haberlerde, medyada, hükümette mültecilerden bahsedilme biçimi inanılmaz derecede insanlık dışı ve uyuşturucu nitelikte. Hep rakamlar, yüzdeler var; ama hiçbir insani boyutu yok. Oysa söz konusu olan, sadece güvenlik ve özgürlük arayan insanlar. Buna rağmen sağın ve solun siyasi çekişmesinde birer “kale direği” gibi kullanılıyorlar.

SCARPA: Bir başka mesele de, bu devasa rakamlar karşısında yaşadığımız çaresizlikti. Filmin sonunda bir istatistiğe yer verdik: 11 milyon çocuk mülteci var. Bunu yazılı olarak görmek bile kavranması çok güç bir sayı. Ezici bir gerçek. İşte, gerçekten etkili bir şey yapamamanın yarattığı o çaresizlik duygusu, bu hikâyeyi anlatma ilhamını verdi.

Araştırma bağlamında kimlerle çalıştınız?

BURGOYNE-MOORE: Araştırma açısından en büyük desteklerden biri Birleşik Krallık’taki büyük bir hayır kurumu olan Refugee Council oldu. Bu kuruluş, mültecilere ve göçmenlere hukuki yardım ve hizmet sağlıyor. Bize, bütün istatistiklerin ve rakamların doğruluğunu garanti etmekte, ayrıca böyle bir durumda bir çocuğun nasıl koruyucu aile yanına yerleştirilebileceğinin hukuki ve pratik boyutlarını netleştirmekte yardımcı oldular. Ayrıca, mültecilere odaklanan bir tiyatro topluluğu olan Good Chance de bize destek verdi. Onlar sayesinde, mülteci olarak yaşamış kişileri ücretli pozisyonlara dahil edebildik; çünkü vize kuralları yüzünden bu insanların ücretli iş bulmaları epey zordu.

Filmin her departmanında mültecilerden insanlar çalıştı, bu da gerçekten çok değerliydi. Hem insanların hayatlarında somut bir fark yaratmak, hem de onlara İngiliz film endüstrisine giriş kapısı açmak güzeldi. Bunun yanı sıra, sette bulunmaları bize otantiklik kazandırdı, ayrıntıları titizlikle düzeltmemize olanak verdi.

Oyunculardan Ammar [Haj Ahmad], başrol oyuncusu Zack [Elsokari]’ye Arapça için Suriyeli bir aksan koçluğu yaptı; çünkü Zack Arapça biliyordu, ama farklı bir lehçeye sahipti. Onun orada olması, bizim kaçırabileceğimiz küçücük ayrıntıları düzeltmemizi sağladı. Herkes arasındaki bu işbirliği, projenin tamamına doğru his ve otantiklik kattı.

Görüntü yönetimi harika olmuş.

SCARPA: Rick Joaquim’i bulduğumuz için gerçekten çok şanslıydık. Ona büyük bir teşekkür borçluyuz. Kafamızdakileri anlamakta inanılmaz bir yeteneğe sahipti. Çok erken bir aşamada ekibe katıldı. Onunla buluştuk, referansları tartışmaya başladık ve ilk günden aynı sayfadaydık. Bizim sevdiğimiz her şeyi biliyordu, üstelik o da seviyordu.

BURGOYNE-MOORE: Ne kadar çılgın fikrimiz varsa, hepsini nasıl gerçekleştireceğini biliyordu ve bunu destansı bir görselliğe dönüştürüyordu — üstelik bu küçük bütçeli bir film olmasına rağmen.

SCARPA: Onun çok yaratıcı, muhteşem fikirleri vardı. Bize sürekli seçenekler sunuyordu. Gerçekten çok şanslıydık. Daha en başından Musa’nın bakış açısından çekim yapmayı, kamerayı bir çocuğun göz hizasında tutmayı planlamıştık. Rick’le birlikte, “Haydi bunu yapalım, sonra şöyle deneyelim, bununla nasıl oynayabiliriz?” diye tartışabiliyorduk. Denizdeki sahnelerin tüm o görkemi, onun sayesinde bu kadar güçlü göründü.

Zack’i nasıl buldunuz ve onunla çalışmak nasıldı?

BURGOYNE-MOORE: Çekimler sırasında 10 yaşındaydı. Bu onun ilk rolüydü. Daha önce bazı işlerde yer almıştı ama yayımlanmamıştı; bu onun ilk başrolü oldu. İlk günden itibaren deneme çekimini izlediğimizde onda özel bir şey olduğunu hemen fark ettik. Oyuncu yönetmenimiz Nick Hockaday çok geniş bir arama yaptı. Ama ironik bir şekilde, Zack gördüğümüz ilk kasetlerden biriydi ve şansımıza hâlâ inanamıyoruz.

SCARPA: Gerçekten nadir bulunan bir yetenek.

BURGOYNE-MOORE: Biz, dünyadan yorulmuş gibi görünen bir çocuk arıyorduk.

SCARPA: Evet, erken yaşta olgunlaşmak zorunda kalmış gibi görünmesi gerekiyordu. Yani bize biraz “küçük ihtiyar” lazımdı. Ona da bu şekilde anlattık. Bunun üzerine, çekimleri çok kısa bir takvimde gerçekleştirdiğimiz için sette sezgisel davranabilecek, rahat olabilecek ve denizdeki tüm aksiyonları da yapabilecek bir çocuğa ihtiyacımız vardı.

BURGOYNE-MOORE: Tabii ki ayrıca aradığımız çocuğun doğru bölgeden geliyor olması ve dili konuşabilmesi gerekiyordu. Onu bulduğumuz için gerçekten çok şanslıyız, o filmin yıldızı. Onunla çalışmak büyük bir zevkti. İlk buluşmamıza geldiğinde senaryonun büyük kısmını ezberlemişti ve karakterinin geçmişine dair sorular soruyordu. Konunun kendisi hakkında da bizimle konuşmak istedi. Çok duygusal zekâsı yüksek biriydi, bizim işimizi çok kolaylaştırdı.

SCARPA: Ayrıca, bu kadar incelikli ve duygusal anları oynaması gerektiği için annesinin [Houda Echouafni] sette refakatçi ve adeta doğaçlama bir oyuncu koçu olarak bulunması bizim için şanstı. Filmde annesini canlandırarak da küçük bir rol üstlendi. Sessiz ama ağır anları Zack’e aktarabilmesi açısından çok faydalı oldu.

Largo Nedir?

Largo, Salvatore Scarpa ve Max Burgoyne-Moore tarafından yaratılan, yaklaşık 20 dakikalık bir kısa film. Hikâyesini Musa adındaki genç bir Suriyeli mülteci üzerinden anlatıyor. Film, istatistiklerin arkasındaki insanları görünür kılarken, sinemayı yalnızca anlatı değil, aynı zamanda sosyal empati alanı olarak da kullanıyor. HollyShorts Film Festivali’nde gösterilen yapım, bağımsız sinemanın sınır tanımayan özgürlüğüyle toplumsal meseleleri hissettirmeden sunmayı hedefliyor.

Velev'i Google Haberler üzerinden takip edin

ÖNERİLEN İÇERİKLER