Uluslararası birçok film festivalinden ödülle dönen Exodus, dijital platformlarda yerini aldı. Yönetmenliğini Serkan Nihat’ın üstlendiği film; Amazon Prime Video, Apple TV, YouTube TV, Vimeo on Demand ve Google Play Movies & TV’de 20 Haziran’dan itibaren seyirciyle buluşacak.
Filmin yapımcısı Murat Kesgin, filmin sadece göç yollarındaki görünmeyen hayatlara ışık tutan, politik bir dram değil; aynı zamanda bir vicdan çağrısı olduğunu belirtti. Filmde 2016’da Türkiye’de yaşanan başarısız darbe girişiminin ardından farklı geçmişlere sahip bir akademisyen, bir polis ve bir sanatçı hedef alınır. Kaçmak zorunda kalan bu üç insanın yolu, umuda giden bir göç yolculuğunda kesişir. Göçmen kaçakçıları, dostluklar ve hayati kararlarla dolu bu yolculuk, sadece fiziksel değil; aynı zamanda duygusal bir sınır geçişidir.
Birleşmiş Milletler Dünya Mülteciler Günü’nde yayına girecek Exodus‘un yönetmeni Serkan Nihat ise Velev‘in sorularına verdiği yanıtta, filminin dijital platformlar üzerinden geniş kitlelerle buluşacak olmasından duyduğu memnuniyeti dile getirirken, “Heyecanlıyım. Çünkü her yönetmen filminin izleyicisine ulaşmasını ister. Birçok kişiden filmi nasıl izleyebileceklerine dair mesajlar alıyordum ve şimdi nihayet bunu mümkün kılabildik. Daha da önemlisi artık filmi tanıtmaya başlayabiliriz ve insanlar filmi izleyip takdir ettikçe, oyuncu ve ekibimizin emekleri sayesinde hak ettikleri ilgiyi göreceğini umuyorum. Ben tek değilim, ekibimizin çoğu için bu, ilk uzun metrajlı film deneyimiydi.” ifadelerini kullandı.
Prömiyerini geçtiğimiz yıl Berlin Uluslararası Film Festivali’nde yapan filin o günden bu yana elde ettiği başarılar hakkında Velev‘e konuşan Murat Kesgin de, “Bu, filmin uluslararası arenadaki ilk adımıydı. Berlin’deki gösterim, filmin tonunu ve gücünü ortaya koydu; seyircilerden gelen tepkiler bizi çok etkiledi. Ardından film, bircok festivalde yer aldi. Londra Bagimsiz Filmler Festivalinde en iyi drama secildi. Ödül anlamında da gurur verici anlar yaşadık. , bu yolculukta hem sanatsal hem de duygusal bir iz bıraktı diyebilirim.” dedi.
Exodus’un yolculuğunda seyircinin çok değerli olduğunu, şimdi daha geniş kitlelerle bu yolculuğa devam edeceklerini kaydeden Kesgin; “Festival gösterimlerinde, filmin ardından düzenlenen soru-cevap etkinlikleri ve paneller sayesinde izleyicilerle doğrudan temas kurduk. Bu anlarda, insanların filmi izledikten sonra hissettiklerini, bazen gözyaşlarıyla bazen de derin bir sessizlikle ifade etmeleri beni çok etkiledi. Birçok kişi, filmin onlara göçün ve sürgünün gerçekliğini yeniden düşündürdüğünü ve o anlari yasattigini söyledi.” dedi.
Kesgin, Twitter ve Instagram üzerinden gelen mesa, paylaşım ve yorumların, filmin nasıl bir etki yarattığınığını anlatırken,”İzleyiciler, Exodus’un sadece bir film değil, bir farkındalık aracı olduğunu vurguladı. Bu diyalog, bize ilham vermeye devam ediyor.” şeklinde konuştu.
“Exodus yolculuğuna devam ederken filme konu olan trajediler başta Türkiye olmak üzere devam ediyor? Düşünceleriniz nedir?” sorusunu yanıtlayan Kesgin, şunları söyledi:
“Exodus’un anlattığı trajediler ne yazık ki hâlâ güncel. Türkiye özelinde, sansür, baskı ve sürgün gibi meseleler, geçmişte olduğu gibi bugün de insanları derinden etkiliyor. Filmde işlediğimiz hikâyeler, bir dönemin değil, süregelen bir gerçekliğin yansıması. Bu durum beni hem üzüyor hem de harekete geçiriyor. İnsanların evlerini terk etmek zorunda kalması, özgürlük arayışında karşılaştıkları zorluklar… olumler, intiharlar, ayriliklar… Bunlar, vicdan sahibi herkesi sarsmalı.
Exodus’u yaparken amacımız, bu acılara sessiz kalmamak ve seyircilerde bir uyanış yaratmaktı. Türkiye’deki ve dünyadaki bu trajediler devam ettiği sürece, bu tür hikâyeleri anlatmaya devam etmenin önemli olduğuna inanıyorum. Film, bir ayna gibi; izleyenlere hem kendi toplumlarını hem de küresel sorumluluklarını hatırlatıyor. Umarım bu farkındalık, değişim için bir adım olur. Gormedigimiz, yuzumuzu cevirdigimiz her hikaye maalesef yeniden yasaniyor. Biz sadece bir film yapmadık, bir tanıklık bıraktık.”
İlk uzun metrajlı film olan Exodus‘un festival yolculuğu ve seyirci üzerindeki etkileri hakkında konuşan Kıbrıslı yönetmen Serkan Nihat, “Yapımcılarımız, seyirciden ilk tepkileri almak istediğinde filmi Berlinale’e götürdük. Orada ilk canlı gösterimimizi gerçekleştirdik ve bu olağanüstü bir deneyimdi. Kapanış jeneriği başladığında salonda mutlak bir sessizlik vardı ki, bu başta beni çok korkuttu. Ama ışıklar yandığında seyircinin yarısının ağladığını fark ettim. Ardından harika bir alkış ve eleştirmenlerden övgüler aldık. Bu gösterimin hemen ardından filmimizi Londra Bağımsız Film Festivali’nde gösterime davet ettiler ve orada ‘En İyi Drama Filmi’ ödülünü kazandık. O zamandan beri dünyanın dört bir yanında birçok ödül kazandık ve filmi izleyen insanlardan ne anlama geldiğine dair düzenli olarak güzel mesajlar alıyorum.” ifadelerini kullandı.
Filmin kişisel sanat yolculuğunda da önemli bir yer tuttuğunu belirten Nihat, “Exodus’ta başardıklarımdan büyük gurur duyuyorum. Her projeye büyük bir beklenti ve hırsla başlarım ve bağımsız bir film yapmanın bütçe, zaman ve günlük mücadeleleri olduğunu birebir yaşadım. Ama yapmak istediğim film belliydi ve bu vizyondan hiç taviz vermedim. Setlerde her gün küçük savaşlar verilir ama önemli olan başta kurduğun vizyonu kaybetmemek. Bu hedefime ulaşmamda, şimdiye kadar çalıştığım en iyi ekip bana destek oldu. Film, sanki milyonlarca dolarlık bir yapım gibi görünüyorsa, bu onların sayesinde.” dedi.
Yönetmen Serkan Nihat, sinemayı büyük bir tutkuyla sevdiğini belirterek, “Exodus’tan önce reklâm filmleri ve marka videoları çeken bir yönetmen olarak iyi bir kariyerim vardı ama uzun metrajlı film yönetmenliğinin tadını aldıktan sonra hiçbir şey artık bu tutkumun yerini tutamaz. Şu anda yeni uzun metraj filmimin senaryosunu bitirme sürecindeyim ve onu hayata geçirme çalışmalarına başladım. Bu seferki projem daha ticari bir yapım olacak ve eğer bunu okuyan biri varsa ve projeye yatırım yapmak isterse, kesinlikle buyursun.” ifadelerini kullanıyor.
Exodus‘a konu olan trajedilerin devam ettiğini üzülerek gördüğünü söyleyen Nihat, düşüncelerini şöyle özetliyor:
“Ben hep pozitif olmaya çalışırım ve doğuştan bir iyimser olduğumu düşünürüm. Ama ne yazık ki son on yılda hepimiz insanlığın doğru yöne gitmediğini gördük. Dünyanın her köşesinde bir çatışma ve bölünmüşlük var gibi. Bu çatışmalar özellikle sosyal medya tarafından körüklendi ve ülkeleri böldü. Maalesef birçok insan geçmişe bakmıyor ve yüzyıllardır kullanılan taktikleri, iktidarların bizi nasıl böldüğünü göremiyor.
Halk, birbiriyle kavga etmeye odaklanmış durumda ve sürekli kim haklı onu ispatlamaya çalışıyor. Bu arada sahne arkasındaki düzenbazlar daha fazla güç kazanıyor. Güç ve servet farkı artarken, emekçilerin hakları ve orta sınıfın etkisi azalıyor. Teknolojiye dair de umutlu değilim; çünkü teknoloji liderleri, bizi insan yapan unsurları elimizden alıp karşılığında ucuz kolaylıklar sunuyor.
Toplum ikiye ayrılmış durumda, zıt ideolojilere sahip ve kimse artık ortak bir zeminde buluşamıyor. Aşırılık sıradan hale geldi. En büyük hayal kırıklığım ise diktatörlerde ya da fırsatçılarda değil, büyük fikirlerden ve liderlikten yoksun merkez siyasette. İnsanlar bürokrasiye ve eylemsizliğe haklı olarak öfkeleniyor ama ne yazık ki bu öfke, onları korku ve kızgınlığı istismar eden marjinal grupların eline bırakıyor ve bu işe yarıyor.
Bu haberler de ilginizi çekebilir:
Hayatta en sağlıklı yaklaşım tarafsız kalmak ve her politikayı, her siyasetçiyi sorgulamaktır. Bir gruba körü körüne bağlandığınızda, onun yaptığı her şeyi desteklemek zorunda kalırsınız ve zamanla kendi ilkelerinizi kaybedersiniz. Bu da iktidardakilerin tek taraflı davranabilmesini ve yüzyıllık hakların yavaş yavaş “sözde ilerleme” adına kaldırılmasını sağlar. Exodus filmimiz, baş karakterimiz Hakan’ın bu konularla ilgili bir ders anlatımıyla başlıyor ve ne yazık ki filmdeki sözlerin elli yıl sonra bile geçerli olacağını düşünüyorum.”
Güncel örnekler üzerinden dünyadaki mültecilik sorununu beyaz perdeye aktaran Kıbrıslı yönetmen Serkan Nihat’ın Exodus‘un çekimleri Londra, Kıbrıs ve İstanbul’da yapıldı. Denis Ostier, Ümit Ülgen, Selen Cabel, Dilan Derya Zeynilli, Murat Zeynilli, Doğa Çelik, Günce Ateş, Azra Çiftçi’nin rol aldığı Exodus, insanlık tarihinin en önemli sorunlarından biri olan göç, mültecilik ve sürgün edilme konularını anlatıyor.
Senaryosunu Erkan Çıplak ve Refik Güley’in yazdığı filmde, IŞİD militanları tarafından tecavüze uğrayan ve hamile kaldığı için canını kurtarmak adına Türkiye üzerinden Avrupa’ya gitmeye çalışan Ezidi kadın Havin (Azra Çiftçi) ve Afrikalı Kembo’nun (Saudiq Baoku) yolu, Meriç nehri kıyısında Kürt kızı Zelal (Selen Cabel), İstanbul Üniversitesi’nden KHK ile ihraç edilen sol görüşlü akademisyen Hakan Arıkan (Denis Ostier), komiser olarak görev yaparken işinden edilen Mehmet Özdemir (Ümit Ülgen), ev hanımı Nermin (Günce Ateş) ve oğlu Eren ile (Barbaros Öğüt) kesişir.
Doğduğu toprakları, yaşadıkları coğrafyayı geride bırakıp kendileri için daha güvenli olacağını düşündükleri Avrupa’ya doğru yola çıkan, kendileri için özgür bir gelecek kurmak isteyen grup Meriç’i geçmeyi başarsa da içlerinden Nermin, Eren ve Kembo’nun hayalleri yarım kalır. Çünkü nehir üzerinde alabora olan plastik bot su almıştır ve gruptaki arkadaşlarının bütün çabasına rağmen kurtarılamamışlardır. Cenazeleri ünlü Aylan bebek gibi bir tatil kasabasının sahiline vurur.
Film göç yolculuğu kadar, yola çıkanların geride bıraktıkları yakınlarının da yaşamlarından kesitler aktarıyor.
Exodus filminde deneyimli bir ekip görev aldı. Filmin sanat yönetmeni Yavuz Fazlıoğlu; “Behzat Ç. Ankara Yanıyor”, “Kurtlar Vadisi”, “Gemide”, “Barda” ve “Neredesin Firuze” yapımlarında çalıştı.
Exodus’un kostümlerini “Aliye”, “Binbir Gece”, “Son Mektup” ve “Ahlat Ağacı” filmlerinin ünlü ismi Demet Kadızade tasarladı.
Müzikler “Neredesin Firuze” ve Netflix’te ekrana “Kulüp” dizisinin müziklerini yapan Ender Akay ile “Eşkiya Dünyaya Hükümdar Olmaz”, “Ben Bu Cİhana Sığmazam”, “Eyvah Eyvah” ve “Hakikat” filminin müziklerne imza atan Levent Güneş’in.
London Independent Film Festival / Best Drama
Montreal Independent Film Festival / Honorable Mention
Santa Monica Film Festival ® / Finalist
Respect Belfast Human Rights Film Festival / Selected
Barcelona Indie Filmmakers Festival • BARCIFF / Selected
Touchstone Independent Film Festival / Best Drama
International Independent Film Awards / Narrative Feature