Elif Şafak’tan intihal açıklaması: Korkunç bir kıskançlık, kara bir kötülük

Elif Şafak’ın Bit Palas romanında intihal yapıldığı yolundaki mahkeme kararından sonra, Mine Kırıkkanat’ı hedef aldı: "Akıl dışı bir iftira..."

  • ü
  • 26 Ocak 2024
  • ü
  • Kültür

Yazar Elif Şafak. (Fotoğraf: Ulf Andersen /Aurimages via ZUMA Press)

Yazar Elif Şafak’ın Bit Palas romanında, Mine Kırıkkanat’ın Sinek Sarayı romanından intihal yapıldığı gerekçesiyle açılan davada mahkeme intihal olduğuna hükmetti.

Karar istinaf süreci sonrası kesinleştiği takdirde, Elif Şafak’ın Bit Palas romanının yeni basımı yapılamayacak, piyasada olan baskıları toplatılacak ve mahkemenin gerekçeli kararı tirajı en yüksek 3 gazeteden birinde, ilan masrafı davalılardan alınmak üzere yayımlanacak.

Kararın ardından Elif Şafak bir açıklama yaptı.  Şafak, açıklamasında, sürecin ‘çok ağrına’ gittiğini belirterek “Mine Kırıkkanat benimle senelerdir uğraşır durur. Hakkımda etmediği kötü söz ve hakaret kalmamıştır. Bir kez olsun kötülüğe kötülükle cevap vermedim. Bu kez de 23 sene evvel yayınlanmış Bit Palas romanıma karşı durup dururken böylesi akıl dışı bir iftira ile ortaya çıktı” ifadelerini kullandı.

‘KİŞİSEL TAKINTI VE ART NİYET VAR’

Şafak, davanın kişisel takıntı ve art niyet üzerine kurulu olduğunu öne sürdüğü açıklamasında 7 maddede şunları kaydetti:

“1) Kırıkkanat, açtığı dava aracılığıyla Sinek Sarayı(1990) romanının tarafımca intihal edildiğini, Bit Palas(2002) romanım ile benzerlik gösterdiğini iddia etmiştir. Bu dava için avukatlarım 150 sayfayı bulan, saygın edebiyat eleştirmenlerinin ve akademisyenlerin görüşlerinin yer aldığı bir mütalaayı mahkemeye sunmuştur. Onların bir kısmının yer aldığı bu metne buradan ulaşabilirsiniz.

‘KORKUNÇ BİR KISKANÇLIK, KARA BİR KÖTÜLÜK’

2) Kısaca özetlemek gerekirse, Kırıkkanat’ın kitabında da İstanbul’da bir apartman var, Bit Palas’ta da. Birinde sinek var, ötekinde bit bahsi geçiyor. İkisinde de marjinal karakterler ve kediler ve çöp bidonları var. Benzerlik bundan ibarettir. Yazar İsmail Güzelsoy’un şöyle bir tespiti var: “Raftan rastgele iki kitap seçseydim aralarında bu iki kitaptan daha fazla benzerlik bulurdum”. Sırf bu nedenle intihal iddiasında bulunmak, eğer korkunç bir kıskançlıktan, kara bir kötülükten beslenmiyorsa, akıl tutulmasına delalettir.

‘MARJİNAL KARAKTERLER KİMSENİN TEKELİNDE DEĞİLDİR’

3) Türk edebiyatında içinde bir apartman olan yüzlerce eser mevcuttur. Apartman teması da, Beyoğlu da, kediler de, çöp bidonları da, marjinal karakterler de kimsenin tekelinde değildir. Bu çarpık mantığa kalsa ülkemizde ne edebiyat üretilebilir, ne de sanat.

‘KELİMELER KIRIKKANAT’IN ÖZEL MÜLKÜ DEĞİLDİR’

4) Ne yazık ki 1. Fikir ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi bizim sunduğumuz, yetkin isimlerin yer aldığı mütalaayı göz önünde bulundurmak yerine, edebiyat konusunda hiçbir yetkinliği ve uzmanlığı olmayan bir bilirkişi atamıştır. Ki o bile iki kitap arasında ne satır satır, ne paragraf paragraf, ne sayfa sayfa (ya da blok blok) hiçbir alıntılama olmadığını açıkça belirtmiştir. Ama bununla yetinmeyip fikir haklarının korunması usulünde yeri olmayan “anahtar kelimeler” diye absürd bir kavram icat etmiştir. Bilirkişiye göre iki romanda yer alan anahtar kelimeler şu şekildedir: ‘İstanbul, apartman, sokak, kedi, çöp, puro, sigara.’ Bu kelimelerin iki romanda da yer alması nedeniyle ‘yüzde 5’lik’ benzerlik tespitinde bulunmuştur. Yani bu kadar akıl dışı zorlamaya rağmen hiç bir yetkinliği bulunmayan söz konusu bilirkişi bile bula bula yüzde 5’lik ‘anahtar kelime’ örtüşmesinden söz etmektedir. Bir dil bütün bir millete aittir. Bütün yazarlar aynı kelimeleri kullanır. “Beyoğlu, apartman, sokak, kedi, çöp, puro…’ kelimeleri ne Mine Kırıkkanat’ın ne de herhangi bir yazarın özel mülkü degildir.

NEDEN BİLİRKİŞİ ATANMADI?

5) Mahkeme bizim sunduğumuz uzman görüşlerini tamamen göz ardı etmiş, avukatlarımızın yetkin bir bilirkişi atanması yönündeki ısrarlı taleplerini reddetmiş ve bu bilirkişinin raporuna binaen intihal yaptığıma kanaat getirmiştir.

‘BENİMLE ŞAHSİ İTİŞMESİ’

6) Açıklamanın başında belirttiğim üzere bu ne bir hukuk davasıdır ne de uzun vadede sadece beni ilgilendirmektedir. Kırıkkanat’ın benimle uzun yıllara dayanan şahsi itişmesi, safi kötülükle beslenen karalama kampanyası elbette bana ait bir sorun gibi görünebilir. Fakat bu tür kötülükler, sadece kötüyü veya ona maruz kalanı etkilemekle kalmaz. Sinsice yayılır. Hukukla veya edebiyatla ilgisi olmayan bir usulle intihal kararı verilmesi, bugün beni ilgilendirse de, yarın her türlü yaratıcı eser üreten yazar, sinemacı ve sanatçıya bir tehdit olarak kullanılacaktır.

‘KIRIKKANAT’A MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT DAVASI AÇIYORUZ’

7) Avukatlarımızla birinci derece mahkemenin verdiği bu akıldışı davayı bir üst mahkemeye taşımakla kalmıyoruz, Kırıkkanat’a maddi ve manevi tazminat davası da açıyoruz. Ülkemizde eğer bir gram hukuk zemini kaldıysa, o zeminde sonuna kadar gideceğimizi, bunu tüm yazar ve sanat üreticileri için yapacağımızı belirtmek isterim.

Bu süreçte yanımda olan tüm edebiyat sevdalılarına, ülkemin vicdanlı beyinlerine ve sevgili okurlarıma selam olsun.

Var olun.”

Velev'i Google Haberler üzerinden takip edin

ÖNERİLEN İÇERİKLER

WP Twitter Auto Publish Powered By : XYZScripts.com