Dijital sanatla gol: Messi ve Refik Anadol’dan “A Goal in Life”

Lionel Messi’nin 2009 yılında Manchester United’a attığı ve “kariyerinin dönüm noktası” sayılan gol, bu kez bir sanat eseri olarak izleyiciyle buluşuyor. Veri sanatçısı Refik Anadol’un hazırladığı dijital yerleştirme A Goal in Life, Messi’nin o gol anındaki tüm hareket verileriyle oluşturuldu.

The Guardian’ın aktardığına göre eser, Messi’nin hız, yön, nabız, pas kombinasyonları ve vücut pozisyonları gibi onlarca biyometrik ve taktiksel verisinin estetik bir forma dönüştürülmesiyle ortaya çıktı. Anadol, yapay zekâ destekli algoritmalarla bu verileri işleyerek “insan bedeninin ve zihninin bir anlık karar ânındaki haritası”nı görselleştirmeyi amaçladı.

Christie’s New York’ta 8–22 Temmuz tarihleri arasında sergilenecek eser, aynı zamanda NFT formatında satışa sunulacak. Elde edilecek gelir, Messi Vakfı aracılığıyla Latin Amerika’daki çocuklara yönelik eğitim ve dijital okuryazarlık projelerine aktarılacak.

Refik Anadol daha önce Van Gogh, Rumi, MoMA ve NASA verileriyle gerçekleştirdiği projelerde olduğu gibi bu eserinde de sanat ile algoritma, sezgi ile makine arasında bir bağ kuruyor. Eserin isminin “bir yaşam hedefi” anlamına gelen çifte anlamlılığı da Messi’nin kariyerindeki “ikonik gol” vurgusunu pekiştiriyor.

Bu işbirliği, yalnızca bir futbolcunun ikonlaşmış anını değil, bir jenerasyonun hafızasına kazınmış kolektif deneyimi sanata dönüştürme biçimi olarak da yorumlanıyor.

Sanatçı Refik Anadaol, (Fotoğraf: Thomas Krych/ZUMA Press Wire – Depo Photos)

REFİK ANADOL KİMDİR?

Refik Anadol, 1985 yılında İstanbul’da doğmuş, dijital sanat ve yapay zekâ temelli veri heykelleriyle uluslararası alanda büyük yankı uyandırmış bir medya sanatçısıdır. Eğitimini İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde görsel iletişim tasarımı üzerine tamamladıktan sonra, yüksek lisansını ABD’de University of California, Los Angeles (UCLA)’ta yaptı. Hâlen Los Angeles’ta yaşayan ve çalışan sanatçı, hem Refik Anadol Studio’nun hem de dünyanın ilk “Yapay Zekâ Sanatı Müzesi” olarak tanıtılan Dataland’ın kurucusudur.

Anadol’un çalışmaları, veriyi yalnızca bilgi olarak değil, estetik bir malzeme olarak da ele almasıyla dikkat çeker. Mimari yüzeyleri ve kamusal alanları dev bir dijital tuvale dönüştürerek, izleyiciye zaman, mekân ve bellek üzerine düşünsel bir deneyim sunar. Yapay zekâ, algoritmalar ve makine öğrenimini kullanarak oluşturduğu eserleri; sanat, bilim ve teknolojiyi birleştiren yeni bir ifade biçiminin öncüsü olarak değerlendirilir.

Bugüne dek Walt Disney Konser Salonu, MoMA, Artechouse, MAK gibi pek çok prestijli kurumda işleri sergilenmiş; Van Gogh, Rumi, MoMA koleksiyonları ve NASA verileri gibi farklı kaynaklardan beslenen projeleriyle küresel ölçekte ses getirmiştir. Anadol, sanatın geleceğine dair vizyoner bir bakış sunarken, aynı zamanda veriyi bir belleğe, belleği ise duygusal bir anlatıya dönüştürmeyi hedeflemektedir.

Velev'i Google Haberler üzerinden takip edin