Bir Kitabın Anatomisi | Alper Kaya: “Suç Edebiyatı Terimleri Sözlüğü”nü nasıl yazdım?

Polisiye neden yetmiyor? “Suç edebiyatı” kavramı neden bizde hiç kök salmadı? Bir tür mü eksik, yoksa bir bakış açısı mı? Yeni sözlüğün hikâyesi, bu soruların izinde başlıyor.

  • ü
  • 17 Ekim 2025
  • ü
  • Kültür

Alper Kaya, "50 Maddede Polisiye Edebiyat" kitabını yazdı.

Bundan iki yıl önce, yani 2023’te, Karakarga Yayınları’ndaki ofisinde M.K. Perker ile bir proje üzerine sohbet ediyorduk. Proje, o dönemler yayınevinin sürdürdüğü “50 Maddede” serisinin yeni halkası olacak olan “50 Maddede Polisiye Edebiyat” kitabıydı ve o kitabı ben hazırlayacaktım. Ancak laf lafı açtı ve ikimiz de aynı kanaati, aynı anda dile getirdik: Aslında polisiyenin ötesinde, ‘suç’ diye bir kavram da vardı. Asıl kıymetli olan, oydu.

Ardından ben 50 Maddede Polisiye Edebiyat dosyasını hazırladım. Ve yayımlandı. Fakat aklımın ucundaki o kanaat, hep bir yerlerden kendini hatırlatmaya devam etti: Gerçekten de yurt dışında ‘suç edebiyatı’ (veya başka deyişle ‘crime’) olarak adlandırılan tür, bizde yoktu! Hatta ve hatta polisiye edebiyat da ilk olarak ‘zabıta romanları’ adıyla yayımlanıyor, ardından polis teşkilatının baskın bir emniyet gücü olmasından sebep polisiyeye evriliyordu. Bu da tahmin edeceğiniz üzere ‘polisi alakadar eden’ gibi bir anlama varıyor -ki çok da yanlış değil. Çünkü polisiye türünün belli başlı kuralları arasında resmi ya da gayri resmi muhakkak bir soruşturmacı figür olma zorunluluğu var. Benzer şekilde, cinayet de mutlaka olmalı. Cinayetsiz ‘polisiye’ pek de makbul görülmüyor.

Ancak suç edebiyatı öyle değil. Üstelik polisiyenin kendi yapısındaki katı kuralları nedeniyle elvermediği diğer türlerle hibrit bir sonuç verme aksiyonuna, suç edebiyatı çok rahat bir şekilde giriyor. Yani bilimkurgu, gerilim, psikolojik gerilim ve hatta aşk gibi türlere bile suçu eklemlendirebiliyorsunuz. Bu da hem yazar için hem de okuyucu için müthiş bir özgürlük. Oysa bizde, tutturuldu bir polisiye edebiyat diye; herkes oraya rağbet etti. Sözün özü; önümüzde bir umman var, biz (yazarlar ve okurlar) sığ bir açıklıkta yüzüyoruz.

***

Bu bilinç bende daha da yerleşik bir hâle gelince, önce bir dergi olarak zuhur etti. 2024’ün Ocak ayında ilk sayısını dijital olarak (ve ücretsiz) yayınladığımız SUÇÜSTÜ dergisi böyle ortaya çıktı. Ülkemizin ilk, disiplinlerarası suç kültürü dergisi olan ve www.sucustu.net adresinden ulaşılabilen SUÇÜSTÜ’nde öyküden kitap incelemesine, sinema kritiğinden haiku’ya, bilgisayar oyunu incelemelerinden gerçek suç anlatılarına kadar pek çok farklı alanda içeriğe yer vermeye başladık. Tek bir kriterimiz vardı: Suç ile ilgili olması.

Ardından benim vizörüm de biraz genişledi. Suç ile ilgili terimlere rastladıkça not etmeye başladım. Önce basit bir Excel dosyasında ilerleyen bu akış, ardından geniş bir Word dokümanına dönüştü ve en nihayetinde (muhtemelen pek çok yazarda olan) o his baş gösterdi: BURADA BİR ŞEY VAR!

Aldığım notlar, en sonunda ‘bir şeye’ dönüşmeye başladı. Çocukluğumdan beri sözlük karıştırmayı çok seviyordum, hatta kütüphanemin bir bölümü pek çok farklı kapsama dair yazılmış sözlüklerle dolu. Gözüm raftaki o bölüme takılınca, ‘bir şeyin’ de adı konuldu: Karşımda kanlı – canlı bir sözlük duruyordu artık. Bu bilinçle, daha derinlemesine araştırmalar yapmaya başladım.

***

Kategoriler hâlinde incelemelere, farklı konseptli kaynakları taramaya böyle böyle devam ettim. Bir gün, silahları inceliyordum mesela. Başka bir gün, farklı ülkelerin istihbarat servislerini. Dolayısıyla iş aslında ‘suç edebiyatı’ kapsamından çoktan çıktı, ama adı suç edebiyatı olarak kaldı ve en nihayetinde Suç Edebiyatı Terimleri, 500’den fazla kitabı işaret eden 1645 maddesiyle tamamlandı.

Ardından, M.K. Perker’i aradım. Normal şartlarda bir yayınevinin, bu kadar kapsamlı (ve moda tabirle ‘niş’) bir sözlüğe sıcak bakıp bakmayacağı büyük bir soru işaretiydi, ancak kendisi müthiş bir hevesle, “Tabii ki gönder!” deyince Suç Edebiyatı Terimleri Sözlüğü artık okurlara ulaşan yolculuğunda son virajı da dönerek ülkemizde adında suç edebiyatı tamlaması geçen ilk kaynak olarak raflardaki yerini aldı. (Alper Kaya)

Velev'i Google Haberler üzerinden takip edin

ÖNERİLEN İÇERİKLER