Türk edebiyatının dünya çapında en çok okunan yazarlarından Ahmet Altan, özgürlüğüne kavuşmasının ardından yayımladığı art arda iki romanla yeniden gündemde. Le Monde’da yer alan röportajdan aktarılan bilgilere göre Altan, hiçbir romancının “hapishane korkusuyla iyi bir roman ihtimalinden vazgeçmemesi gerektiğini” vurgulayarak Türkiye’deki siyasi baskı ortamına rağmen yazmayı sürdürdüğünü söylüyor.
Altan’ın Türkiye’de Kasım ortasında Everest Yayınları’ndan çıkan yeni romanı O Yıl, 1915’e ve Ermenilere yönelik kitlesel şiddetin gölgesine bakan bir aşk ve travma anlatısı. Roman, Türkiye’de bu konuyu doğrudan adlandırmadan ele alan ilk örneklerden biri olarak değerlendiriliyor.
Yazar, Le Monde’un aktardığı kadarıyla, bu kitabın “ülkenin karanlık hafızasıyla yüzleşme ihtiyacından doğduğunu” belirtiyor.
Fransa’da ise Altan’ın yeni romanı Boléro, Actes Sud tarafından yayımlandı. Politik ve ahlaki çöküş içindeki çağdaş Türkiye’de geçen bir iç mekân anlatısı olan roman, Fransız basınında geniş yer buldu. Livres Hebdo, Altan’ın “dışarıda ve içeride tutsaklık hâlini aynı anda anlatan benzersiz bir ses” olarak önemini koruduğunu yazdı.
Bu haberler de ilginizi çekebilir:
Altan’ın adı özellikle Madame Hayat (Hayat Hanım) ile dünya çapında duyulmuştu; yazar bu romanıyla 2021’de Femina Yabancı Roman Ödülü’nü kazanmış, eserini cezaevinde kaleme almıştı. Beş yıllık hapis cezasını takiben dört yıl süren ev hapsi de yakın zamanda kaldırıldı.
Röportajdan aktarılan bölümlere göre Altan, iki romanın aynı anda yayımlanmasının nedenini şöyle açıklıyor: “Yazmak benim için bir direnme biçimi. Geçmişle, şimdiki zamanla ve korkularla hesaplaşmanın yolu bu.”
Yazarın yeni eserleri, hem Türkiye’nin politik atmosferine hem de toplumsal hafızanın tabu alanlarına dokunan güçlü bir edebi dönüş olarak değerlendiriliyor.
Velev'i
Google Haberler üzerinden takip edin
