Gazeteci Nuray Babacan, Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) önümüzdeki genel seçimleri yönetecek yeni başkanını ocak ayında seçeceğini belirterek, tartışmanın sadece isimler üzerinden değil, kurumun yetki ve gücüne sahip çıkacak bir yönetimin oluşup oluşmayacağı üzerinden yürüdüğünü vurguladı.
Babacan’a göre, özellikle CHP’nin kongre ve kurultayları üzerinden İstanbul mahkemelerinde yürütülen süreçler, “seçim yargısı” kavramını yeniden gündeme taşıdı ve YSK’nın rolünü daha da kritik hale getirdi.
YSK seçimleri için öne çıkan üç adayın olduğunu söyleyen Babacan, “AKP’li siyasiler üzerinden kulis çalışmalarına rağmen herkes son sözün Cumhurbaşkanlığı Sarayının söyleyeceğini biliyor” dedi. Babacan’ın Nefes’te yayımlanan yazısı şöyle:
Ocak ayında Yargıtay ve Danıştay’da yapılacak seçimlerle kurula 6 yeni üye gönderilecek. 3’ü Yargıtay, 3’ü Danıştay’dan seçilecek. Kurulun 11 üyesinin 6’sı yenilenmiş olacak. Başkan, Yargıtay üyelerinden başkan yardımcısı da Danıştay üyelerinden seçiliyor.
Bu rutin prosedür sürerken, başkanlık kulisleri de yoğunlaştı. Halen göreve devam eden üyelerden Serdar Mutta, Talip Bakır ve Celal Albay’dan birinin başkan olmasına büyük olasılık olarak bakılıyor. Her birinin kulis faaliyetlerinin arttırdığı anlatılıyor.
AKP’li siyasiler üzerinden kulis çalışmalarına rağmen herkes son sözün Cumhurbaşkanlığı Sarayının söyleyeceğini biliyor. Celal Albay isminin kulislerde daha çok konuşulduğunu söyleyenler de var.
Bu haberler de ilginizi çekebilir:
Ancak, geçmişte sürprizler de yaşanmıştı. Genellikle eski ve deneyimli üyeler arasından yapılan başkanlık seçiminde, yeni seçilen üyelerden birinin başkan yapıldığına dair örnekler de var. YSK’ya taşınacak yeni isimlerin Saray yönetimine ne kadar yakın olduğu belirleyici olabilir.
Velev'i
Google Haberler üzerinden takip edin
