Sözcü Gazetesi yazarı Yılmaz Özdil ile YouTube’da Teke Tek Bilim programını yapan Fatih Altaylı arasında “aparat” tartışması çıktı.
Yılmaz Özdil, “Ekrem İmamoğlu’nu destekleyen gazeteci arkadaşlar var, bunların çoğu aparat. Bunlar İmamoğlu’nu desteklerken, dikkat edin, aynı cümlenin sonunda Mansur Yavaş’ı karalıyorlar hikayenin sonunda bunu yapanlar Özgür Özel’i aday yapmak isteyecek” demişti.
13 Mart tarihli YouTube programında, gazeteci Emre Acar, bu sözler hakkında ne düşündüğünü sorunca Altaylı’nın cevabı şöyle oldu:
“Şimdi birileri de diyor ki aynı şekilde kanıtsız, şusuz, busuz Sözcü tv’ye bazıları İletişim Başkanlığı tarafından sokuldu muhalefeti yıpratsınlar diye. Biri çıkıp ‘bak zaten hastalandığında da ilk telefon eden iletişim başkanıydı falandı’ dese ne diyeceksin? Ben inanmam böyle şeylere, ben böyle şeyleri hiç satın almam birisi kanıtlamadığı müddetçe.”
Yılmaz Özdil, Fatih Altaylı’nın bu sözlerine sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla, Altaylı’yı tiye alarak yanıt verdi:
“YouTube kanalında ‘cumhurbaşkanlığı iletişim başkanının bana geçmiş olsun telefonu açtığı, sonra da beni Sözcü gazetesinde işe soktuğu’ anlatılmış, gerçekler böyle değil… Fahrettin Altun benim dayımın oğlu, ben de onun eltisiyim, aslında beni TRT’de işe sokacaktı, Tayyip Erdoğan öyle ısrar etmiş, ama ben illa Sözcü olsun dedim.”
Altaylı ve Emre Acar arasında geçen ve gazeteci Barış Pehlivan’ın da adının geçtiği konuşmanın tamamı şu şekilde:
Emre Acar: Yılmaz Özdil “Ekrem İmamoğlu’nu destekleyen gazeteci arkadaşlar var, bunların çoğu aparat. Bunlar İmamoğlu’nu desteklerken, dikkat edin, aynı cümlenin sonunda Mansur Yavaş’ı karalıyorlar” dedi ve hikayenin sonunda da bunu yapanların Özgür Özel’i aday yapmak istediğinden bahsetti.
Fatih Altaylı: Birincisi söyleyenin söylediklerini kanıtlaması lazım… Bahsettiğin beyefendinin ima ettiği şu; bu arkadaşlar para alıyor demek istiyor. Halk TV’de olan olaylar üzerine bunu söyledi bildiğim kadarıyla. Abi kanıtlasın, eğer birileri para alıyorsa kanıtlasın. Bunu daha önce Barış Pehlivan söylemişti Kılıçdaroğlu zamanı. Bunlar çirkin şeylerdir.
Emre Acar: Dekontlar uçuyor demişti.
Fatih Altaylı: Evet, genel merkezde dekontlar uçuyor demişti Barış Pehlivan da. Sonra bir kanıt koyamadı ortaya. Yılmaz beyin de çıkıp bunu kanıtlaması lazım. Böyle insanlara çamur atmanın şeyi yok. O zaman da geçen cumhurbaşkanlığı seçimi döneminde hatırlıyor musun Yılmaz Özdil kimi destekliyordu?
Emre Acar: Sinan Oğan diye hatırlıyorum.
Fatih Altaylı: Sinan Oğan’ı destekliyordu. Sinan Oğan’ın videolarını yayınlıyordu “işte adam adam, böyle olur, geleceğin siyasetçisi bu, gelecek onda” diye Sinan Oğan övgüleri düzüyordu. Çıkıp da ben burada hata yapmışım dediğini ben duymadım. Sen duydun mu? Sinan Oğan, Sinan Oğan, Sinan Oğan diye… Bunu kanıtlamalı yani. Çünkü şöyle bak, elin ağzı torba değil ki büzesin diye bir laf var ya… Bu torbayı büzmedin mi, kanıtlarla koymadın mı ortaya 40 türlü şey söylenir. Şimdi de birileri diyor ki aynı şekilde kanıtsız, şusuz, busuz “Sözcü TV’ye bazıları İletişim Başkanlığı tarafından sokuldu muhalefeti yıpratsınlar” diye. Bu lafla Yılmaz Özdil’in söylediği laf arasında tutarlılık açısından bir fark var mı? İkisi de çamur at izi kalsın. Haksız mıyım?
Emre Acar: Kesinlikle.
Fatih Altaylı: Şimdi o yüzden bunu söylediği zaman bir dakika diyeceksin. Birisi bana bunu söylese derim ki kardeşim adam televizyona geri döndü sana ne yani. Daha önce de oradaydı ayrıldı. “E niye ayrıldı, niye geri döndü, bak zaten hastalandığında da ilk telefon eden iletişim başkanıydı falandı” dese ne diyeceksin? Ben inanmam böyle şeylere, ben böyle şeyleri hiç satın almam birisi kanıtlamadığı müddetçe. O yüzden herkes birbirine çamur atarken çok dikkatli olacak. Kanıtın varsa koyarsın, hep beraber vay be deriz, kanıtın yoksa susarsın. Aparat olmak öyle herkese söyleyebileceğin bir şey değil. Bu çocukların en azından bazılarını çok iyi tanıyorum ve kimseye aparat filan olmazlar yani. Mesleki hayatlarında da abuk sabuk adamlarla düşüp kalkmışlık gibi bir ayıp yoktur.