Yargıtay Ceza Genel Kurulu, "FetöÇatı Davası"nda sanıkların savunma haklarının kısıtlandığı gerekçesiyle bozdu. Yargıtay 3. Ceza Dairesi, sanıklara anayasayı ihlal suçu yerine sanıkların ‘terör örgütü yöneticiliğinden’ üst sınırdan cezalandırılmasını istemişti.
Yargıtay (Abdurrahman Antakyalı - Depo Photos)
Yargıtay Ceza Genel Kurulu, Gülen cemaatine yönelik “Fetö Çatı Davası”nda Anayasayı ihlal suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılan eski AKP Milletvekili İlhan İşbilen, eski Samanyolu TV Yönetim Kurulu Başkanı Hidayet Karaca, eski Zaman gazetesi imtiyaz sahibi Alaeddin Kaya ve Fethullah Gülen’in kuzeni Kazım Avcı hakkındaki mahkûmiyet kararlarını usulden bozdu. 9 yıldır süren dava yeniden görülecek.
Yargı muhabiri Alican Uludağ’ın aktardığına göre kararda, “Cumhuriyet savcısının esas hakkındaki görüşü usulüne uygun olarak alınmadan direnme kararına konu hükmün kurulması suretiyle sanıkların savunma haklarının kısıtlandığı kabul edilmelidir” denildi.
Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi, 15 Temmuz darbe girişimi öncesinde hazırlanan iddianame kapsamında 8 Haziran 2018 tarihinde davada İlhan İşbilen, Hidayet Karaca, Alaeddin Kaya ve Fethullah Gülen’in kuzeni Kazım Avcı’yı Anayasayı ihlal suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırmıştı. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Ceza Dairesi, 22 Ekim 2020 tarihinde istinaf başvurularının esastan reddine karar vermişti.
Yargıtay 3. Ceza Dairesi ise 28 Haziran 2022 tarihinde bu kararı esastan bozmuştu. Kararda, “sanıkların F.TÖ/PDY silahlı terör örgütünün örgütsel faaliyet kapsamında gerçekleştirdiği Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme suçuna ilişkin planlama, hazırlık ve icra organizasyonunda yer aldıklarının kanıtlanamadığı” savunulurken, sanıkların darbe girişimi esnasında hâlen cezaevinde tutuklu bulundukları, darbe girişimine yönelik herhangi bir eylemlerinin de tespit edilemediği kaydedilmişti. 3. Ceza Dairesi, anayasayı ihlal suçu yerine sanıkların ‘terör örgütü yöneticiliğinden’ üst sınırdan cezalandırılmasını istemişti.
Ancak Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi, 16 Kasım 2022 tarihinde bozma kararına direnerek, 2018’deki kararının aynısını verdi. Sanıkların itirazı üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, “bozma” görüşlü tebliğname hazırlayarak dosyayı Yargıtay Ceza Genel Kurulu’na gönderdi.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu da 9 Nisan 2025 tarihinde oybirliğiyle bozma kararı verdi. Kararda, “direnme kararına konu hükmün, Cumhuriyet savcısının esas hakkındaki görüşü usulüne uygun olarak alınmadan yargılamaya son verilip hüküm tesis ve tefhim edilmesi suretiyle sanıkların savunma haklarının kısıtlanması” nedeniyle bozulduğu belirtildi.
Bozma kararının gerekçesinde şu değerlendirme yapıldı:
“Bozmadan sonra yapılan yargılamanın 16.11.2022 tarihli celsesinde Cumhuriyet savcısı tarafından serdedilen; ‘Bozma ilamına uyularak bozma ilamı doğrultusunda eksik hususların giderilmesi ve tutuklu sanıkların tutukluluk hâllerinin devamına karar verilmesi kamu adına talep ve mütalaa olunur.’ şeklindeki düşüncenin usule uygun, geçerli ve yeterli esas hakkında mütalaa olarak kabul edilmesi mümkün bulunmadığından Cumhuriyet savcısının esas hakkındaki görüşü usulüne uygun olarak alınmadan direnme kararına konu hükmün kurulması suretiyle sanıkların savunma haklarının kısıtlandığı kabul edilmelidir.
Yukarıda açıklanan bu usule aykırılık nedeniyle Yerel Mahkemenin direnme kararına konu hükmünün, Cumhuriyet savcısının esas hakkındaki görüşü usulüne uygun olarak alınmadan yargılamaya son verilip hüküm tesis ve tefhim edilmesi suretiyle savunma hakkının kısıtlanması isabetsizliğinden diğer yönleri incelenmeksizin bozulmasına karar verilmelidir.”
Velev'i
Google Haberler üzerinden takip edin
