Dilan Polat davasında rüşvet almakla suçlanan, görevden alındıktan sonra emekliye ayrılan eski savcı Gökalp Kökçü'nün "Ben rüşvet almadım, onlar aldı" diyerek devletin "ilgili" birimlerine sunduğu yazışmalar yargıdaki "rüşvet savaşını" gözler önüne serdi.
Cumhuriyet gazetesi yazarı Barış Terkoğlu, yargıdaki rüşvet skandalıyla ilgili yazısında bir iş insanının hakkındaki davadan kurtulmak için yaptığı yazışmayı yayınladı WhatsApp yazışmasında Bank Asya’da hesabı olan iş insanının hapse girmekten korktuğu, yüksek miktarda para vermeye hazır olduğu kaydedildi. Yazışmanın diğer tarafı ise “para verdikten” sonra “fetö” dosyasının da kapatılacağını söylüyor.
Terkoğlu, Dilan Polat davasının eski savcısı Gökalp Kökçü’nün söz konusu yazışmayı, “Ben değil, asıl onla rüşvet aldı” diyerek söz konusu yazışmaları devletin “ilgili birimlerine” sunduğunu söyledi.
Barış Terkoğlu, yazısının ilk bölümünde daha önce gündeme gelen konuyu gündeme getirerek şöyle yazdı:
“Hatırlarsınız, size savcısının hikayesini anlatmıştım. Çağlayan Adliyesi’nde görev yapan Savcı G.K., daha önce başsavcıyla ters düşmüştü. Yürüttüğü bazı soruşturmalarda usulsüzlük yaptığı gerekçesiyle Savcı G.K. HSK’ya şikayet edilmişti. Savunma veren G.K. ise başsavcı ve vekilini suçlamış, kendisinden kritik FETÖ dosyalarının da aralarında olduğu bazı dosyaların kapatılmasının istendiğini söylemişti. Savcı hakkında geçen günlerde HSK’dan kınama cezası çıktı. Bu arada Savcı G.K. Çağlayan’dan Anadolu Adliyesi’ne gönderilmişti. Oradaki Başsavcı ile de Çağlayan Adliyesi arasında sorunlar vardı. Savcı G.K. burada, bu kez başsavcıyı da yanına alarak kavga etmeye devam etti. Dilan Polat soruşturmasını yürüterek popüler bir hikayenin de parçası haline gelen Savcı G.K. hakkında, Dilan Polat soruşturmasının detaylarını dışarıya servis ettiği gerekçesiyle yeni soruşturma açıldı. Bu arada Savcı G.K.’nın eşinin Adnan Oktar Yapılanması’nın eski mensubu olduğu ortaya çıktı. Erzurum’a gönderilen Savcı G.K. emekli oldu.
Her şeyi özetlemek kolay değil. Bu iç kavgalar gazeteciler için ise bir fırsat. Zira sızan belgelerin her biri haber değeri taşıyor.”
Yargıdaki rüşvet skandalında iki belgenin bulunduğunu kaydeden Terkoğlu, “Önümde iki ayrı kritik belge var. Biri Savcı G.K.’yı açıkça rüşvetle suçluyor. Belgeden ilk kez Gazeteci Seyhan Avşar Halk TV’de bahsetti. Dilan Polat dosyasındaki sanıklardan Ahmet Gün, Savcı G.K.’dan ve soyadını bilmediği ‘Komser Ahmet’ten şikayetçi olmuştu. Dilekçeyi okuyorum, 3. Maddesi kritik: “Soruşturma dosyası kapsamında menfaat talebi”. Suç tarihi olarak ise 1 Kasım 2023 ve 16 Kasım 2023 yazıyor. Bu tarihlerin önemini şikayetçi şöyle belirtmiş: “Kızım C.N.G.’nin Emniyet’teki telefonu ile eşimin aranarak Bitcoin istenilme talebi”. (C. Nur Gün’ün de şikayetini 21 Aralık’ta Cumhuriyet’te haberleştirmiştim)
Dilekçede olayın devamı şöyle anlatılmış: “(…) Komser Ahmet’in tarafıma ‘savcı gönderdi’ diyerek taleplerinin nasıl jandarmadan gizlenmeye çalışıldığı, (…) Kamera kayıtlarının dosya içine alınarak Komser Ahmet hakkında ve onu peşimden gönderen Cumhuriyet Savcısı hakkında kamu davası açılmasını talep ederim.”
Bu haberler de ilginizi çekebilir:
Yani Dilan Polat dosyası şüphelisi Ahmet Gün, hem Savcı G.K.’yı hem de onunla iş tutan polisleri rüşvetle suçlamış. İddiaya göre ‘Komser Ahmet’ denilen kişi de bu dilekçeden sonra görevden alınmış.”
RÜŞVETİ AL-VER KONUŞMALARI: NE FETÖSÜ, YETERKİ PARAYI KOYSUN…
Yazısının ikinci bölümünde, ikinci belgeyi paylaşan Terkoğlu, şunları kaydetti:
“İlk kez duyacağınız bu belge ise belli ki Savcı G.K. kaynaklı. Daha önce bahsettiğim soruşturmalardan birinde, işadamı M.A.’dan rüşvet almakla suçlanan Savcı G.K., işadamı M.A. dosyasındaki bazı WhatsApp konuşmalarını devletin ilgili birimlerine sunmuş. Bu konuşmalara dayanarak özetle “ben değil asıl onlar rüşvetçi” demiş.
O mesajlaşmaları açıp okudum. İçinden bazı cümleleri aktarayım: “Görüşeyim çözülür istenilen parayı versin yeter ki”, “Abi ne Fetösü ne başka bir şey çözemeyecekleri iş yok, sen biliyorsun, parayı yeter ki koysun”, “gönderdin mi emaneti kardeş”, “yukarısı bende sen parayı gönder yeter ki, her türlü bağlarım en tepeye ulaşırım gerekirse, hepsi aç”, “senin içişleriyle bağın var mı hala, çok sevdiğim T. Abi var Emniyet’in araç işlerini yapmak istiyorlar, S.’nin akrabası yapıyor demişler ama yapan da akraba filan değil yukardan bağlantı kurarsan alırsın diyorlar”, “sen getir, para ve kadın varsa sorun yok, direkt görüşüyorum ben S. ile, işlerimizi de bitirtiyoruz sen getir işi”, “500’e kadar bağlarım, mahkeme işi bende, bu paralara dosya çözülmez normalde, hele böyle dosyalar”, “halloldu, elden teslim ettim, 180 verdim, 170 de iş bitiminden sonra”, “Ben hallettireceğim, görüştüm Ş. Abi’yle de Ankara’yla da, parada anlaşırsak çözecekler”, “diğer işle alakalı S. ile görüştüm ben para transferini Perşembe günü yapacaklarmış 4.5 milyon”…
ERDOĞAN’A VE AİLESİNE KÜFÜRLER
Görüşmeler 2020-2022 aralığında. İçinde Cumhurbaşkanı ve ailesi dahil bazı kritik isimlere yönelik küfürlerin havada uçuştuğu konuşmalarda rüşvetler, ihaleler, dosya kapatmaların bedelleri konuşuluyor.
YARGI İÇİNDE SAVAÇ: İKİ TARAF DA BİRBİRİNİ RÜŞVETLE SUÇLUYOR
Sonuç olarak…
Yargı içinde bir savaş var. İki taraf da birbirini rüşvetle suçluyor. Birbiri aleyhinde çeşitli belgeler, yazışmalar, deliller sunuyor. Biz gazeteciyiz, hangi taraf rüşvetçi, iki taraf da mı bilemeyiz. Adalet Bakanlığı’nın da HSK’nın da parçası olduğu bu skandalları soruşturmak bir yana üstünü örteceği açık. Devletin denetleyici güvenlik kurumlarının bu skandalı soruşturup açığa kavuşturması gerekiyor. Bu yapılmadan, mahkemelerden çıkan hiçbir kararın ikna ediciliği olmaz.
Sular sabundan bile temiz olsun ki çamur kaderimiz olmasın.”