Mahkeme, ‘Ümit Özdağ’ın tutukluluğuna devam’ dedi  

Silivri Cezaevi'nde tutuklu bulunan Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın, 'halkı kin ve düşmanlığa tahrik' suçlamasıyla yargılandığı davanın ilk duruşması bugün görüldü. Hâkim, Özdağ'ın tutukluluğunun devamına karar verdi.

  • ü
  • 11 Haziran 2025
  • ü
  • Gündem

Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın ‘halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme’ suçlamasıyla tutuklu bulunduğu davanın ilk duruşması bugün İstanbul 18. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü.

Yaklaşık 5 aydır tutuklu bulunan Özdağ, iddianamenin hazırlanmasının ardından bu dosya kapsamında ilk kez hakim karşısına çıktı.

Duruşma, Silivri’de bulunan Marmara Kapalı Ceza İnfaz Kurumu kampüsündeki duruşma salonunda görüldü.

ÇOK SAYIDA İSİM TAKİP ETTİ

Duruşmaya çok sayıda siyasi isim ve destekçi katıldı. Millî Yol Partisi Genel Başkanı Remzi Çayır, CHP Trabzon Milletvekili Sibel Suiçmez, CHP Şanlıurfa Milletvekili Mahmut Tanal, İyi Parti Milletvekili Lütfü Türkkan, Ülkü Ocakları eski Genel Başkanı Atila Kaya, Kutlu Parti lideri Yusuf Halaçoğlu, Yazar Yavuz Selim Demirağ, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan, gazeteciler İsmail Saymaz, Murat Ağırel ve Sinan Ateş’in annesi Selma Ateş de duruşmayı izleyenler arasında yer alıyor.

Ümit Özdağ, duruşma salonuna girişinde seyirciler tarafından alkışlarla karşılandı.

Özdağ’ın savunmasını tamamlamasının ardından savcı, Özdağ için 1,5 yıldan 4 yıla kadar hapis cezası talep etti. Savcı, Özdağ’ın tutukluluk halinin devamını istedi.

Duruşmada savunmasını yapan Ümit Özdağ, şunları söyledi:

ÜMİT ÖZDAĞ’IN SAVUNMASI

“Bu iddianameyi yazan savcı, yarın bir yerde benimle karşılaştığında; ‘Kusura bakmayın, bir yanlış anlaşılma oldu’ diyecek.

Benim burada tutuklu bulunmamın sebebi ne Cumhurbaşkanına hakaret ne de Kayseri olaylarıdır. Benim tutuklu olma sebebim, Öcalan ve PKK ile yürütülen süreçtir.

Benim siyasi olarak yapmış olduğum uyarıların tamamı, Türk Milleti’ne ve Türk Devleti’ne karşı görevimdir. Ben sadece üzerime düşen görevi yerine getiriyorum.

Ülkemiz ağır bir yargısal krizden geçmektedir. Anayasamızın 10. maddesi ihlal edilerek mevcut iktidara siyasi olarak muhalif olan yurttaşlara karşı Düşman Ceza Hukuku uygulanmaktadır. Muhalif siyasetçi ve yurttaşların anayasal ve yasal hakları askıya alınmaktadır. Benzer hatta aynı fiiller için iktidar mensupları vemuhalefet mensuplarına farklı cezalar uygulanmaktadır.

Sanki ırkçı beyaz azınlık rejiminin yönettiği Güney Afrika’da Apartheid rejiminin siyahları ikinci sınıf insan gören hukuk uygulamasını yaşıyoruz. 1960’larınsonuna kadar ABD’nin güney eyaletlerinde de siyah Amerikalılar, kağıt üzerinde beyazlarla aynı anayasal haklara sahip olmalarına rağmen; siyahlar, beyazların mahkemelerinde beyazlar ile asla eşit olamıyordu.2020’lerin Türkiye’sinde de biz muhalifler siyah Amerikalılar gibiyiz. Anayasal ve yasal haklarımız sadece kağıt üzerinde kalıyor.

‘TEMEL MİSYONUM TÜRK DEVLETİNİN TOPRAK VE DEVLET BÜTÜNLÜĞÜNÜ KORUMAK’

Bu milletin ana omurgası Türk’tür. Burası Türkiye. Suriyelilerin doğum oranları bu hızda devam ederse, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin demografik sürdürülebilirliği mümkün değildir.

Düzensiz göçün Türkiye için bir millî güvenlik sorunu olduğunu düşünüyoruz. Biz düzensiz göçe karşıyız. Düzensiz göçe karşı olmak suç mu?

Tarihten bugüne Ortadoğu coğrafyasındaki gelişmeleri ve stratejik göç mühendisliğini adeta amfide ders verir gibi anlattım.

Bugün Güneydoğu’ya gittiğinizde, bu vatan için çarpışıp şehit düşen ve kabri başında ay-yıldızlı Türk Bayrağı olan Kürt çocuklarını, Zaza çocuklarını, köy korucularını, bu vatanın has evlatlarını görürsünüz.

Benim temel misyonum, Türk Devleti’nin toprak ve devlet bütünlüğünü korumak olmuştur.

Bu dava tarihe geçmiştir Sayın Hâkim. Bu dava, 3 Mayıs 1944’teki Türkçülük Davası ile yan yana duracak. Bu dava, 12 Eylül’de Alparslan Türkeş’in yargılandığı dava ile yan yana duracak!

Ümit Özdağ, Suriyeliler öldürmediği halde “Suriyeliler öldürdü” diyecek karakterde bir adam değildir.

Savcı, bu iddianame ile Roma Hukuku’ndan bu yana süregelen ceza hukukuna dair bütün ilkeleri yok saymıştır.

Şiddet içermeyen, şiddete çağrı yapmayan sosyal medya paylaşımlarını suç saymak; ifade özgürlüğünü Kuzey Kore standartlarına çekmek demektir.

Kayseri Emniyet Müdürlüğü tarafından hazırlanan rapor, tutuklanmama gerekçe oluşturmak için tutuklandığım gün hazırlanmıştır ve hiçbir gerçekliği yoktur.

Ben yıllardır ülkemizi istikrarsızlaştırmaya çalışanlarla mücadele ediyorum. Dünya üzerinde düzensiz göçe karşı çıktığı için tutuklu bulunan tek politikacı benim.

Benim dışımda TCK m. 216’dan yargılanan başka bir Zafer Partili yok. Neden? Çünkü biz Suriyelilerin de gerçek dostlarıyız. Bu maddeden yargılanıp da en uzun süre tutuklu kalan kişi benim!

Ben bu Cumhuriyet’in yurttaşıyım. Savcı da bu Cumhuriyet’in savcısı. Ben savcının da Cumhuriyet’in de düşmanı değilim. Savcıdan tek isteğim, anayasal hakkıma saygı duyması ve aleyhime olduğu kadar lehime olan delilleri de toplamasıdır.

Bu kadar düzensiz göçün olduğu bir ülkede yabancı istihbarat servislerinin eleman devşirmesi de oldukça kolaydır. Düzensiz göç meselesi bir millî güvenlik meselesidir.

Bu savunmalarım ışığında, Sayın Hâkim, karar sizin; hüküm Allah’ındır. Umarım Türk Milleti adına vereceğiniz hükmünüz, milletin vicdanını ve adaleti temsil eder.”

NE OLMUŞTU?

Ümit Özdağ, 19 Ocak’ta Antalya’da partisinin İl Başkanları İstişare Toplantısı’nda AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik “Son bin yılda gerçekleşen hiçbir Haçlı Seferi, Erdoğan’ın ve AKP’nin Türk milletine ve Türk devletine verdiği zararı vermemiştir” sözlerinden bir gün sonra Ankara’da gözaltına alınmıştı.

İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne getirilen ve ardından İstanbul Adliyesi’ne götürülen Özdağ, “halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme” suçlamasıyla tutuklanmıştı.

İDDİANAMEDEN

Özdağ hakkında 7 yıl 10 ay 15 gün hapis cezası istenen iddianamede, “İşlediği üzerine atılı Zincirleme Biçimde Basın ve Yayın Yoluyla Halkı Kin ve Düşmanlığa Alanen Tahrik Etme suçundan eylemine uyan TCK’nın 216/1, 218/1,43 madde ve fıkraları gereğince cezalandırılmasına, kasten işlemiş olduğu suçtan hapis cezasına mahkumiyeti durumunda, TCK’nın 53. maddesindeki hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına, şüphelinin mahkumiyeti durumunda, gözaltında ve tutuklulukta geçirdiği sürelerin TCK’nın 63.maddesi uyarınca mahsubuna, şüpheli hakkında ayrıca 5271 Sayılı CMK’nın 325. maddesinin de uygulanmasına karar verilmesi” talep edildi.

Özdağ’ın 2020 ve 2024 yılları arasındaki 28 paylaşımının bulunduğu iddianamede ayrıca, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen başka bir soruşturma kapsamında ‘halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama’ suçu kapsamında tutuklanan “Ambargotv” isimli sosyal medya hesabının kullanıcısı Ramin Saeidi ile olan konuşmaları da yer aldı.


Bu haberler de ilginizi çekebilir:

 

Özdağ’ın dosyası 17 Şubat’ta tefrik edildi. ‘Cumhurbaşkanına hakaret’ suçlamasıyla 4 yıl 8 aya kadar hapis istemiyle dava açıldı.

Velev'i Google Haberler üzerinden takip edin

ÖNERİLEN İÇERİKLER

WP Twitter Auto Publish Powered By : XYZScripts.com