Türköne: Faşizmin ayak sesleri kulaklarınıza ulaşacaktır, uyanık olmak lazım

Mümtaz'er Türköne, "Diyeceksiniz ki, iktidar neden asılıyor? Başka çaresi yok. Elindeki kibrit kutusunda kalan son çöpü tutuşturup bir yangın çıkarmak, korku ve telaş içine düşecek olanların kargaşasından istifade ederek aradan sıyrılmak istiyor. Başarırsa ortaya nur topu gibi bir faşist yönetim çıkar. Zayıf ve çaresiz olduğu için çok fazla zulmeder, çok aleni haksızlıklar yapar" dedi.

  • ü
  • 05 Haziran 2025
  • ü
  • Gündem

Prof. Dr. Mümtaz’er Türköne, dünya şartlarının bölgede faşist bir yönetime izin vermediğini belirterek, “Bölgemizdeki gelişmelerin tamamı da faşizm rüyasına limon sıkıyor. Türkiye’nin demokrasi tecrübesi ve en önemlisi sosyolojisi, ayrıca konjonktürü faşist dikta rejimine geçişi imkânsız kılıyor” dedi. Türköne, en güçsüz dönemini yaşayan iktidarın elindeki kibrit çöpüyle yangın çıkarıp ortalıktan sıyrılmanın hesabını yaptığını ifade etti.

Türköne, Turkishpost sitesinde ‘Faşizmin Ayak Sesleri’ başlıklı yazısında, iktidarın en zayıf dönemini yaşandığına işaret ederek, “Diyeceksiniz ki, iktidar neden asılıyor? Başka çaresi yok. Elindeki kibrit kutusunda kalan son çöpü tutuşturup bir yangın çıkarmak, korku ve telaş içine düşecek olanların kargaşasından istifade ederek aradan sıyrılmak istiyor. Başarırsa ortaya nur topu gibi bir faşist yönetim çıkar. Zayıf ve çaresiz olduğu için çok fazla zulmeder, çok aleni haksızlıklar yapar” dedi.

‘FAŞİZM MUHALEFETİN GÜÇSÜZLÜĞÜNDEN DOĞAR’

Faşizm iktidar tekniğinden önce, muhalefetin yetersizliğinin, gerekli denge ve fren mekanizmalarını işletememesinin eseri olduğuna işaret eden Türköne, şöyle devam etti: “İktidar sert kayaya çarpmalıdır ki faşist hayallerle yoldan çıkmasın. Mussolini’nin iktidara gelişi standart bir örnektir. Faşizm her seferinde çok güçlü olduğu için değil muhalefet zayıf kaldığı, örgütsüz davrandığı için iktidarı ele geçirmiştir. Bu yüzden faşizmin ayak seslerini duyduğunuz zaman iktidardan önce muhalefete dikkat kesilmeniz gerekir.

‘FAŞİZM HER ZAMAN İKTİDADIR’

Faşizm milliyetçiliğin karanlık yüzü olarak bilinir; ancak bu hüküm çok doğru değildir. Faşizm her zaman bir şekilde iktidardadır ve karşınıza güç oyunu ve ideolojisi olarak çıkar. Doğasını ve iş tutma biçimini anlamak için bütün dikkatinizi iktidarların karanlık bölgelerine çevirmeniz gerekir.

TÜRKİYE FAŞİZM KISA DÖNEMLER OLDU

Türkiye’de faşizm, bir iktidar tekniği olarak hep zayıf ve geçici olmuştur.

Üçüncü sınıf bir Alman faşizmi mukallidi olarak CHP Genel Sekreteri Recep Peker’in, ülkenin en güçlü adamı sıfatıyla görev yaptığı dönemi, 27 Mayıs’ın cahil cuntacılarını, 12 Eylül’ün Kenan Evren düzeyini ve bir de 20 Temmuz 2016 darbesi ile kurulup, 2019’a kadar geçen dönemi istisna edersek faşizm Türkiye’de çok fazla boy gösteremedi ve geldiği zaman da uzun süre gücü elinde tutamadı.

‘TÜM ZAMANLARIN EN ZAYIF İKTİDARI İŞ BAŞINDA’

Bugün tam tersine bütün zamanların en zayıf iktidarı iş başında. Ekonomi çökmüş durumda ve bir umut ışığı görünmüyor. Bürokrasisi, partisi ve en önemlisi halkı kendisine sırt çevirmiş vaziyette. Yapayalnız orta yerde duruyor ve bu zayıflığın getirdiği pervasızlıkla boyunu fersah fersah aşan operasyonlara girişiyor. Çaresizlik her yerinden saçılıp dökülüyor.

‘MUHALEFETİ BİR TÜRLÜ SİNDİREMEDİ’

Haksızlık etmeyelim, bugün faşist bir yönetim iktidarda değil. Sebebi istememesi değil, yutmaya kalktığı muhalefeti bir türlü sindirememesi. Hatta boğazında kaldı, yutamadı.

Peki bu kadar çaresiz ve güçsüz bir iktidar faşist bir yönetime geçebilir mi?

Cevap: Muhalefet izin verirse elbette geçer.

‘TÜRKİYE’DE FAŞİZME GEÇEBİLECEK SOSYOLOJİ MEVCUT DEĞİL’

Ülke genelinde faşist bir yönetime uygun vasat oluşturacak veya destek verebilecek bir sosyoloji mevcut değil. Demokrasinin kuralları içinde iktidar sorununun, bilhassa ekonomik krizin çözümü için halk sabırla bekliyor. Temsilcisi sıfatıyla bu işi muhalefete havale ediyor. Muhalefet de vites yükselterek direniyor.

Belediyelere yönelik son dalgada, belediye başkanları ve görevlileri Vatan Emniyet’in bodrum katından polislerin arasında resmî geçit yaparken, Faşizmin üzerine bastığı kiremitlerden çoğu kırıldı. Birincisi bu şov, Savcılığın bilgisi ve izni olmadan hayatta gerçekleşmezdi; dolayısıyla savcılık, soruşturmayı açan ve yürüten iddia makamı olarak tarafsızlığını, hukuka bağlılığını inkâr etmiş, muhalefeti tasfiye etmek için devrede olduğunu ilan etmiş oldu. İkincisi, bu şovu yaptıran iktidar maksadının üzüm yemek olmadığını göstermiş oldu. Aşağılama ve küçük düşürme amaçlı bu tür gösteriler halk nezdinde tam tersi sonuç verir. Üçüncü olarak da halk bir tiyatronun sergilendiğini ayan-beyan görmüş oldu. Ciddi alınacak faşist bir vizyon bu kadar bariz bir hatayı nasıl yapar, kendi attığı taşla üç yerinden nasıl vurulur?

‘İKTİDARIN İÇİNDEKİ AZINLIK GRUP SON BİR UMUTLA SALDIRABİLİR’

İktidarın kaybedeceği korkusu yüzünden içindeki bir azınlık grubun son umutla saldıracağını anlatan Türköne, şöyle devam etti:

“Çözüm galiba bir concordia tartışması başlatmak.

Bu öneriden kim ne anlar bilmiyorum, ama mücrimin elindeki silahı teslim almak bugünün tarihi itibarıyla makul görünüyor. Bir milat ilan edilmesi gerekiyor.

Türkiye faşist bir dikta rejimine geçmez, geçemez. Ama korku yüksek dağların tepelerini bekliyor. Umutsuzluk ve çaresizlik güç sarhoşluğu ile yaşamaya alışmış olanlara büyük hatalar yaptırabilir ve bedelini onlarla birlikte hepimiz ödeyebiliriz.

Faşizmin ayak sesleri, kabaralı iri botların altından asfaltta çınlayarak kulaklarınıza ulaşacaktır. Uyanık olmak gerekir.”

Velev'i Google Haberler üzerinden takip edin

ÖNERİLEN İÇERİKLER

WP Twitter Auto Publish Powered By : XYZScripts.com